| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Cumhurbaşkanlığı c) Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ç) Sayıştay Başkanlığı d) Kamu Denetçiliği Kurumu e) Başbakanlık f) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği g) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ğ) Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı h) Başbakanlık Tanıtma Fonu Genel Sekreterliği ı) Diyanet İşleri Başkanlığı i) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı j) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 31 .10.2017 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, Sayın Başbakan Yardımcısı, Millî Güvenlik Kurulunun Sayın Genel Sekreteri ve diğer bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gecenin bu vaktinde fazla vaktinizi almak istemiyorum ama lütfen bir latife olarak kabul edin. Burada çok doğru yapılan bir iş var Başbakanlık bütçesinde, 2020 yılı için hiç ödenek koymamışsınız. Yani, bu doğru yapılan en iyi iş burada şimdi, onu söylemek istiyorum. Bunu neden söylüyorum? 2016 yılı başlangıç ödeneğine baktığınız zaman 1,3 milyar TL'lik bir ödenek var. Diğer taraftan, harcamaya baktığınızda 2,4. Bu aşağı yukarı yüzde 100 fark eden bir olay. Bunun kabullenilmesi mümkün değil. Bu kadar şaşan... Zaten adı "bütçe" olmaz böyle bir şey olsa ya da olağanüstü şartların, bir savaş, vesaire, onun bütçesi olur.
2017'ye baktığımız zaman başlangıç ödenekleri 1,6; kabaca söylüyorum. E, harcama bir sene önce zaten 2,4 olmuş, bunun da gerçekçi olup olmayacağı konusunda bir fikir yürütmemiz gerekirse ağustos sonunda zaten başlangıç ödeneği aşağı yukarı yakalanmış, orada bir fark yok ama 2018 ile 2019'a baktığınız zaman da oradaki artışların da gerçekçi olmadığını görüyoruz. Bunların nereden olduğuna, nasıl olduğuna dair detaylara, sermaye giderleri vesaire, başlangıç ödeneği, harcamaya baktığınız zaman çok büyük farklılıkların olduğunu görüyoruz. Bunlara "sermaye gideri" dendiğinde gerçekten yatırım mı, değil mi, bunları ayrı değerlendirmekte fayda var, gecenin bu saatinde şey yapamayız.
Bir diğer husus da kanun bu yapım sürecinde, hakikaten, biz bu torba tasarılarda her şeye rağmen çok büyük zorluklar çekiliyor. Sayın Bakanım, sizin de hukukçu olmanız nedeniyle sabah ben burada andım sizi. Bu Kanun Yapım Süreci Sempozyumu'nda AKP Grubunu siz temsil etmişsiniz, MHP'yi ben temsil ettim. Bu, lütfen, Bakanlar Kurulundan gelirken bu biraz daha itinalı bir şekilde gelirse burada size de sıkıntı olmaz, Komisyona da sıkıntı olmaz, daha rahat geçer diye düşünüyorum.
Bunun ötesinde, kurumlara baktığımız zaman, biraz önce arkadaşlar üzerinde durdular, özellikle bu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun raporu, gerçekten, hemen, söyler söylemez geldi ama biz onu bir haftadır arıyorduk. Ben özellikle arattırıyorum yok.
Burada da Sayıştayın raporuna baktığımız zaman, TOKİ'nin taahhüdüyle ilgili bir kavga, ticari ve iktisadi bütünlük, ihale bedelinin mevzuata aykırı ödemede bulunması, fon hesaplarında bekleyen tutarlardan mevzuata aykırı ödeme yapılması, cebri icra satışından vergi kaybı, TMSF personelinin giderlerinin bütçeden değil de diğer kaynaklardan karşılanması -öyle anlaşılıyor- emekliye ayrılanların özlük hakkı dışında ayrıca ödemeler yapılması, bir de kanun hükmünde kararnamenin üst sınırının daha fazla ücret ödeme yapılması gibi hukuk dışı birtakım işlemler var.
Ben gerçekten şunu özellikle söylemek istiyorum: Biraz önce Mustafa Bey okudu, bu Sayıştayın yaptığı denetim sonucu aldığı sorguda sorduğu sorulara verilen cevaplar hakikaten haddi aşmak. Orada ifade etti, çok net bir şekilde de söyledi. Bunun üzerinde hassasiyetle durulması lazım.
Bir de bu, bizim, hakikaten, yardımlar konusunda siz de hassasınız, sık sık rakamlar da beyan ediliyor. Ben özellikle geçen geneli görüşülürken de söyledim, bu hakikaten Suriyelilere verdiğimiz yardımları kişi başına ne kadar verdiğimizi bilirsek onların tüketiminin de ortalamasını, bizden ne kadar millî gelirin düştüğünü... Hani, bunu bir sorgu babında değil de, Türkiye'deki hesaplara, vatandaşın durumunu ölçme açısından daha iyi değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum, öyle bakmak lazım.
AFAD'ın faaliyet raporuna baktığımız zaman, orada gerçekten önemli şeyler var. Öngörülmeyen olaylara karşı tedbirli ve hazırlıklı olmak lazım. Bu zaten en önemli şey. Eğer bunu yapabilirseniz, bunu becerebilirseniz... Önlemek en önemli şey ama öngörülmeyen olaylara karşı da mutlaka hazır olmak lazım. Orada belki Başbakanlık bütçesinde tenkidime paralel birtakım şeyler var ama o gerçekten öngörülmeyen bir şey olduğu için başka kaynaklardan oraya para aktarıyorsunuz, onu belki makul karşılamak mümkün. Burada müdahale ve riske hazırlık, müdahale planlarının hazırlanması önemli, yönetim strateji belgesi önemli. Bir de risk azaltma planı var, o da önemli.
Burada Diyanetle ilgili bir iki şey söyleyeceğim. Bugün bizim Sayın Grup Başkan Vekilimiz Mustafa Bey söyledi mi, atladı mı bilmiyorum ama söylediği bir şey var. 12 Mayısta ilana çıkıldı, 23 Mayısta mülakatlar gerçekleştirildi, 21 Mayısta sonuçlar açıklandı, 26 Mayısta sözleşmeler imzalandı. Geçici cami görevlisi olarak vazifelerine başlayan yaklaşık 4.995 imam 10'uncu günde cep telefonlarına gelen mesajla İŞKUR'a bağlı olarak toplum yararına hizmet programına kaydırıldıklarını ve burada da temizlik işçisi olarak istihdam edildiklerini öğrendiler. Bunu bugün bizim grup başkan vekilimiz söyledi de, ben detayıyla ilgili hususları paylaşmak istemiyorum, insanları da rencide edici olay. Buna dikkat etmek lazım.
Bir de ben Diyanetle ilgili şahsımın yaşadığı bir olayı ifade etmek istiyorum. Genellikle ben kamu kurumlarında -kendim de bürokrasiden geldiğim için- fazla bir talebim olmaz. Bürokratın yapabileceğini hukuk çevresinde hepimiz biliriz ama bilgi almak... Vatandaş geldiği zaman tatmin olması, üzülmeden bir memnuniyetle dönmesi için mutlaka sizden bir netice almak istiyor. Neticede sizi de genellikle buraya çağırmıyoruz ama telefon edip soruyoruz. Kurum başkanını rahatsız etmenin de bir anlamı yok. Neticede o işle ilgili insan kaynakları başkanı vesaire... Bir ay görüşemedim. En sonunda özel kalem müdürüne söyledim, dedim ki: "Sayın Başkana lütfen söyleyin, ilk gördüğüm yerde söyleyeceğim, hem de yüksek sesle söyleyeceğim."
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Kimi aradınız?
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Bunu tenkit için söylemiyorum, bilinsin diye söylüyorum. Söylerim, ifade ederim, notlarda vardır.
Aynı anda, beş dakika sonra özel kalem müdürü herhâlde söyledi ki aradı vatandaş. Ben de görüşmek istemediğimi söyledim. Her an herkese cevap vermesi mümkün olmayabilir. Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü için eğer yurt zamanı 400 milletvekili "Bana dönmüyor." diye konuşuyorsa biz hata ediyoruz. Neden? O gün 400 milletvekili de onu arıyor çünkü ama bu bir aylık süreye yayıldığı zaman... Türkiye Büyük Millet Meclisinde de vatandaşları temsil ediyoruz, onun da dönülmesi lazım, yapılması lazım. Anadolu'da da benzer birtakım şikâyetler var.
Ben gecenin bu geç vaktinde fazla şey yapmak istemiyorum ama bir de bu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuyla ilgili bu atadığınız kayyumların gerçekten şeffaf bir şekilde işleri götürmesi lazım, işe de layık olması lazım. Ya, ben uçaktan indiğimde filanca "Ben kayyum olarak atandım." veya "Ben kayyum olarak filancayı gördüm." öteki de kayyum atanmış gibi ifadelerle... Bu doğru değil. Buna layıkı veçhile kimse, bu işi götürebilecek kimse onun şeffaf bir şekilde de kamuoyuyla paylaşılmasında yarar olduğu kanaatindeyim çünkü binin üzerinde şirketten bahsediyoruz. Yönetim kurulu üyeleri var, denetim kurulu üyeleri var, bunların ücretleri var, bunların bu işte kabiliyetleri ne kadar, tecrübeleri ne kadar, bunları da dikkate almak lazım gelir diye düşünüyorum.
Akşamın bu vaktinde fazla yormak istemedim.
Teşekkür ediyorum.