KOMİSYON KONUŞMASI

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle Irak'taki depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Binlerce yaralı var, Rabb'im şifa versin. Bu arada hem Kızılay hem AFAD ülkemiz adına oradalar, bunu da önemsiyorum, belirtmek isterim yeniden.

Sayın Bakanımıza sunumu için çok teşekkür ediyoruz, çok önemli bir sunum yaptı. 26 milyar 690 milyon gibi çok ciddi bir rakamın varlığı yeni dönemde, bence çok önemli çünkü 8'inci büyük bütçe demek bu. AK PARTİ hükûmetlerinin aileye, kadına, engellilere, şehit yakınlarımıza ve gazilerimize, yaşlılarımıza, çocuklarımıza verdiği, ailemize verdiği, kadınlarımıza verdiği en büyük değer ona ayrılan kaynakla da müsemma diye düşünüyorum.

Ben birkaç not aldım çünkü hem Ailenin Bütünlüğü ve Boşanma Komisyonunda görev almıştım hem de kadına şiddetle ilgili, 24'üncü Dönemde sorumluluk aldığımız çalışmalar vardı. O yüzden bazı verilerle ilgili bilgi aktarmak isterim.

Öncelikle şu: "Aile yok oluyor." cümlesiyle, Sayın Kuşoğlu öyle başlamıştı, rakamlar vererek de onu belirti ama OECD ülkeleri içerisinde Türkiye -Allah'a çok şükür ki, elhamdülillah diyorum- binde 1,6 gibi oranla... 1,7'ye yakın bir rakamdı ama en son, bu yıl onun düştüğünü de görüyoruz, 1,5'e kadar düştüğünü. Sayın Bakanımız açıklamalar yapacaktır bittikten sonra elbette. Yani şunun altını dikkatle çizmek isterim ki farkındalığın artışıyla ilgili bir değişiklik var bize yansıyan. Oysa ülkemizin OECD ülkeleri içerisinde boşanma oranlarının en düşük olduğu ülkelerin başında geliyor olması hâlâ aile kavramının en değerli olduğunu, hâlâ ailenin gücü ile toplumsal gücün çok farkındalık anlamında değerli bir noktada olduğunu gösteriyor. Şunu da vermek isterim rakamlar açısından: Boşanmalar evet, var ama yüzde 75 gibi bir oran yeniden evleniyor ve bu yeniden evlenenlerin yüzde 17'si de -mevcut istatistiklere göre- eski eşiyle evleniyor. Yani bazı çalışmalar yapılırsa, bu anlamda, aile bütünlüğünü koruyucu önlemler bazındaki... Aile Bakanlığımız bu konuda çok değerli hizmetlere imza atıyor. Bu oranların da dikkatle altını çizmek isterim. Yani boşananların yeniden evlendiği, bu yeniden evlenenlerin de yüzde 17'sinin eski eşiyle evlendiği oranlar da önemli.

Diğer başlık... Aslında üzücü. Her görüşe saygı duyuyoruz elbette, her katkı birbirinden değerli ancak HDP'li bir vekilimizin "AK PARTİ hükûmetleri, AK PARTİ kadını üreme makinesi gibi görüyor." gibi bir cümlesinin çok talihsiz bir cümle olduğuna, asla kabul edilemez olduğuna dikkat çekmek isterim. Yani böyle bir şeyi, böyle bir yorumu, bunu ifade etmeyi bile -grubu adına sözlerini- ben gerçekten hiç hoş bulmuyorum, kesinlikle de kabul etmiyorum, reddediyorum. Eğitimden sağlığa, istihdamdan iş gücüne katılıma, sosyal politikalardan kadının toplumdaki statüsüne kadar dün ile bugün arasında bu kadar verisel farklılıklar varken, dün ile bugün arasında merdivenin basamakları gibi, sıfırda olduğunuz noktada, ikiye ikide olduğunuz noktada hatta bazı başlıklarda direkt çok daha iyi noktalara gelmişsiniz düne göre ama yarınlarda yapılacak ve dünyayla, Avrupa'yla kıyaslanacak atılacak çok değerli adımlar var; evet, eğitim mesela. Eğitimde kız çocuklarıyla ilgili yüzde 98 ilkokul oranları bugün çok değerli. Yüzde 13'tü sadece, üniversitede kızlarımızın okuma oranı. Yüzde 13'ten gelinen rakam yüzde 46, iyi bir oran ama neden erkeklerdeki gibi çok daha, o anlamda fırsat eşitliği sunulmasın, daha iyi noktada olmasın? Yani alınan kararlarla, hem kanunen hem teşvikler hem de çıkartılan genelgeler ve çalışmalarla birlikte bu noktaya geldi.

Diğer başlık sağlık. Yine, sağlıkta anne-bebek ölüm oranlarını en düşüğe çekmeyi başaran ülke olarak bunu nasıl başardığımızın perspektifini Türkiye'ye sunuyorlarsa bugün bu başlıkta da kadınla ilgili çok değerli rakamlar var diye düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız.

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Diğer bir konu da -yine önemliydi bence- eşitlikle ilgili. "Kadın-erkek eşitliğini söylemeyen bir parti genel başkanı var." diye başladı. Biz hem 2004'te hem de 2010 yılındaki Anayasa değişikliğinde eşitliği değil, tam tersi, pozitif ayrımcılığa kadar, kadın haklarını, İş Kanunu'nda, Medeni Kanun'da, 6284'le birlikte çok değerli İstanbul Sözleşmesi ve devamında çıkarttığımız kanunlarda, en önemlisi de anayasal düzenlemelerde ortaya koyduk ama ne gerekiyor? Toplumsal zihniyet dönüşümü gerekiyor. Hem bunu görerek hem de bundan sonra bu çerçevede çalışmaların üzerine artı koyarak devam etmek lazım.

Saygıdeğer Bakanıma sunumu için teşekkür ediyorum, hayırlı olmasını diliyorum. Yeni dönemde, kadını güçlü kılacak çalışmaların da... Yaptığı açıklamada o ivmeleri aldık, bunu da çok sevindirici buluyorum. Özellikle kız çocuklarının eğitimini, kreş ve anaokullarından başlayan o eğitim perspektifini ve Bakanlığımızın bu çalışmalarını da takdirle karşıladığımı ifade ediyor, hayırlı olmasını diliyorum.