KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnameleriyle 280 -yanlış da olabilir, bir eksi, artı olabilir- ayrı mevzuatta düzenleme yapıldı. Bunlardan 100'e yakını da hiçbir şekilde olağanüstü hâlin ilanını gerektiren sebeple ilgili değil. Anayasa gereği, bu kanun hükmünde kararnamelerin Meclise gelmesi gerekiyor. Sayın Başkana soruyorum, hangi sırayla, ne zaman getirecek bunları ve niye şimdiye kadar gelmedi?

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İkinci sorum da kamu denetçiliğiyle ilgili, Sayın Malkoç'a soracağım: Sunumunun 25'inci sayfasında karar türlerine göre dağılımı gösteriyor. Gönderme kararı, incelemesizlik kararı, başvurunun geçersiz sayılması kararı falan, başvuruların yarısı bu şekilde bitiyor. Tabii, bu sizden kaynaklanmıyor, bir kısmı yasadan kaynaklanıyor, idari başvuru yollarının tüketilmesi gerekiyor size gelene kadar. Ama öbür taraftan da yaptığınız araştırmada kamu denetçiliğinin tanınmadığıyla ilgili bir şey söylediniz. Gerçekten kamu denetçiliğinin bugüne kadar yapılan çalışmalarla etkili olduğu, insanlar için bir çare arama yolu olduğunu düşünüyor musunuz? Sizin döneminizi daha evvel de takip ediyordum, bir kere gördüm, o da üniversite sınavına on beş dakika geç kalanlarla ilgili bir gündem oldu. Ama bunun dışında, işte "Şu kadar bin basında yer aldık." falan dediniz ama biz onun farkına çok da varamadık. Yani, Kamu Denetçiliği Kurumunu daha etkin hâle getirmeniz için bu başvuruların gerçekten Türkiye'nin önemli, yakıcı konularında, kamuoyunu meşgul eden konularda Kamu Denetçiliği Kurumunun bir şekilde görünmesi gerekiyor ki gerçekten insanlar güvenerek başvurabilsin. İnsan Hakları İnceleme Komisyonu yok oldu, Başbakanlığa bağlı İnsan Hakları Kurumu yok oldu, insan hakları dernekleri...

BAŞKAN - Sorunuzu alayım artık Üstat yani bu şeyi geçti.

Teşekkür ediyorum.

Sayın Tamaylıgil...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım, siz nazik bir insansınız, cümlemi bitirmedim.

BAŞKAN - Çok naziğim ama yani size beş dakika...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir nokta koyalım da ondan sonra bitirin yani.

BAŞKAN - Bakın, arkada daha 10 tane milletvekilimiz soru için bekliyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hayır yani kral olmayın. "Bitirelim..." Ne var yani?

BAŞKAN - Sorunuzu alayım o zaman, "...mı?" deyin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Aldırmadınız ki. Soruyu soruyordum işte.

Hayretsiniz ya! Tamam yani, gelmişsiniz makamda, iyi, güzel, eyvallah ama insanların bir şeyi olsun yani.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sorun Sayın Vekilim. Verecek makamı, açıkladı, tutanaklara geçti.

BAŞKAN - Vereceğim ilk 23 Nisanda.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Gelmeyelim buraya, muhalefet gelmesin.

Bir şey çıkarın, gelmesin muhalefet. Gerçekten, öyle işler yapıyorsunuz ki herkes gidiyor. Yani, ne zaman yani...

BAŞKAN - Ama Üstat yani, yapmayın üstat... Yani, şimdi, soru, bakın Sayın...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Milletvekillerini de kanun hükmünde kararnameyle ne zaman yasaklayacaksınız, gerçekten merak ediyorum ya!

BAŞKAN - Olur. İnşallah...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Böyle bir şey olmaz ki ya!

BAŞKAN - Siz sorunuzu sorun, sorun sorunuzu o zaman Sayın Bekaroğlu.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yani, bilmiyorum, tutumunuzla ilgili, usulle ilgili...

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, usulle de ilgili açarım tartışma.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Muhalefet yasaklanmıştır bu ülkede, muhalefeti istemiyoruz." Böyle deyin, gidelim biz de işimize, gücümüze, köyümüze ya!

BAŞKAN - Biz sorunuzu sormanızı istiyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yok, sorum morum yok Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tamam, sağ olun. Belliydi zaten.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Belliydi, değil mi?