GARO PAYLAN (İstanbul) - Ette kâr etmeden bile o satabilir ama diğer ürünlerden kâr eder ve diğer esnafın hayatını kurutur. Bununla ilgili Rekabet Kurumuna çağrıda bulunuyorum: Niye harekete geçmiyorsunuz? Kimdir Rekabet Kurumu Başkanı? Çok özür dilerim. Sizsiniz değil mi? Niye harekete geçmiyorsunuz? Rekabeti bozan bir uygulama değil midir bu esnaflar aleyhine? Hemen harekete geçin ve durdurun varsa yetkiniz.

Sayın Bakan, size çağrı yapıyorum: Bu çok yanlış bir uygulama değil mi esnafı kurutmak anlamında? Sonra, Rekabet Kurumuna bir şikâyetim daha var. Geçen yıl bir yasa yaptık, onu sordum, büyük yatırımlarla ilgili dedi ki Hükûmet: "Biz belli sektörlerde belli firmalara 100 milyon doların üstündeyse terzi bazında destek vereceğiz." dedi. Ne yapacağız? İşte, uzun vadeli vergi almayacağız, teşvikler vereceğiz, şunu yapacağız. Dedim ki Sayın Bakana, o sektörlerde mevcut firmalar da olacak. E, piyasa bozucu, rekabeti bozucu bir olay olmaz mı devlet desteği? Mesela yerli araba bugünlerin meşhur konusu. Velev ki beş tane de babayiğit diye tanımlanan firma var ya, girdiler bu sektöre, başardılar -umarım da başarırlar- bir arabayı ortaya koydular. Devlet "Yirmi yıl vergi almayacağım, bedava arazi tahsis ediyorum, sizlere şu kadar teşvik, bu kadar sıfır vadeli kredi." dedi. Ya, üretti arabayı, diyelim ki 30 bin liraya mal etti. Öbür mevcut sektör var, bir sürü firma var. Onlar da yüzde 60-70 yerli. Bu yapılacak araba da yüzde 60-70'den fazla yerli olmayacak; onu söyleyeyim. Bir anda piyasanın göbeğine düşecek Anadol gibi, ondan sonra varsın diğer firmalar düşünsün rekabeti. Bununla ilgili ne tip tedbirler almayı düşünüyorsunuz Sayın Rekabet Kurumu Başkanı veya Sayın Bakan, bunu merak ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Son olarak bir cümle... Bitireyim.

BAŞKAN - Tabii.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, komşularla ticaretin artması sınırlarımızla ilgili. Bakın, sınırların iki tarafında aynı halklar yaşıyor. Bu anlamda iç ve dış politikamız yani içeride ve dışarıda uyguladığımız politika bu sınır ticaretinin yani komşu iller ticaretinin, komşu ülkeler ticaretinin artmasına sebebiyet verecektir ama son yıllarda tekrar içe kapanan, daha milliyetçi ve mezhepçi bakış yüzünden -bence oraya doğru bir yere savrulduk- bu komşularla ticarette de artık insanlar gelemiyorlar, gidemiyorlar, duvarlar yapılıyor. Bu paradigmadan da çıkmamız gerekiyor. Tekrar o dışa doğru açılan, duvarların olmadığı komşu illerin ticaret yapabildiği, komşu ülkelerin daha çok ticaret yaptığı bir bakışa dönmemiz gerekiyor. Hükûmetin adına söylüyorum, bu yalnızca sizin sorumluluğunuz değil. Mesela bir örnek de tabii ki Ermenistan sınırı, yirmi beş yıldır, yirmi dört yıldır kapalı bir sınırdan bahsediyoruz. Ben geçenlerde Ermenistan'daydım, buradan da pek çok temasla oraya gittim, oranın yetkilileriyle görüştüm, devlet başkanı, dışişleri bakanıyla ve halkla tabii ki temasımız var. Hani, açıkça söyleyeyim, siz Malatyalısınız, Ermenilerle birlikte yaşamayı iyi bilirsiniz, iyi tanırsınız. "İki yakın halk, iki uzak komşu. demişti Hrant Dink yani burada bizim birbirimize nasıl yakınlığımız varsa oralı insanların da çoğu Anadolu kökenlidir. Bu anlamda bu sınırın kapalı olması gerçekten iki halka da hakarettir. Bu ilişkinin gelişmesi yani kapısı kapalı olan iki komşu mu birbirini etkiler yoksa kapısı açık olan iki komşu mu birbirini etkiler? Bu anlamda elbette sorunlar söz konusu olabilir ama o sorunları çözmenin yolu önce kapıyı açmaktan geçer. Kapıyı açarsanız komşunuzla konuşmaya çalışırsınız, dertlerinizi konuşmaya başlarsınız ama kapıyı kapatırsanız, Sayın Bakan, Ermenistan Türkiye'siz maalesef yaşamaya alışıyor. Bunu en büyük kaybımız olarak değerlendirelim, bu kapıları açalım, duvarları yıkalım, duvar inşa etmeyelim. O suni bize çizilmiş sınırların ötesinde Suriye sınırına duvar çekiyoruz, İran sınırına düşünüyoruz, Ermenistan'da sınırımız kapalı.

Sayın Bakan, bu halklar birbiriyle kardeş halklar. Bu anlamda bunu da yaratabilecek olan Hükûmetinizin politikası. Size çağrımdır: Bu vizyonu tekrar barıştan yana, kardeşlikten yana, bütün bölgeye tekrar etki edebilecek bir Türkiye'den yana kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.