KOMİSYON KONUŞMASI

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Ya ben derdimi mi anlatamadım ya da Sayın Metiner böyle her defasında lafın bir tarafından tutup çarpıtmayı mı çok seviyor...

MEHMET METİNER (İstanbul) - "Sayın Metiner" demekten vazgeçin, benim ismimi zikretmeyin.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Metiner, sataştım size, birazdan cevap verirsiniz.

MEHMET METİNER (İstanbul) - İşiniz gücünüz sataşmak zaten.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Farkındaysanız ben Muğla Cezaevini söylerken "Türkiye'nin en sıkıntısız cezaevlerinden biri" dedim, kendim bu cümleyi kullandım. Şimdi, bir yerden iddialar geliyorsa bizim Komisyonumuzun görevi bu iddiaları araştırmaktır. Burada yargıya varıp, şöyle yaptılar, böyle yaptılar... Bir defa, bu cümle çok sakat bir cümle. "Siz cezaevindekilerin ne yapıp ettiklerini biliyor musunuz?" cümlesi bizim açımızdan taraf tuttuğumuzun göstergesidir. Ne yapıp ettikleri beni ilgilendirmiyor. Orada insanlar şu anda tutuklu ya da hükümlü. İnsanlar ya yargılanıyorlar ya cezaları infaz ediliyor. Bundan sonra yapılacak her şey, her kötü muamele, işkencedir. Ondan sonra verilecek her ceza usulsüzdür. Bunlarda bir iddia varsa eğer biz araştırmakla görevliyiz. Eğer bir kısmı "Bize şu yayın gelmiyor, şu gazete gelmiyor." diyorsa bunu araştırmak bizim görevimiz. Bazı cezaevlerine Türkiye'nin her yerinde dağıtılan gazeteler gitmiyor. Eğer böyle bir sıkıntı varsa bu, cezaevinin keyfî muamelesidir, keyfî tutumudur. Bunu araştırmak bizim görevimiz. Bu Komisyonun, bu Cezaevi Alt Komisyonunun temel görevi bu.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra hak ihlallerinin arttığını ben iddia etmiyorum, böyle bir iddiayı ben ortaya atmıyorum. Sayısal veriler var, insanların komisyonlara yaptığı başvurular var, insanların İHD'ye, TİHV'ye yaptığı başvurular var. Tarihin en büyük artışları, ben daha önce bunları... Şu anda rakam olarak yanımda yok ama isterseniz getirebilirim. Burada FETÖ'cüleri korumak gibi bir şeyimiz de yok. Ben çok açık yüreklilikle şunu söyledim, dedim ki: Varsa bir iddiaları, varsa bir antipropagandaları, varsa bir karalama çabaları, bunu püskürtmenin tek yolu gidip orada incelemek, bunun olmadığını da kamuoyuna muhalefet partileriyle beraber ilan etmektir. Sadece iktidarın söylediği cümleler toplumda hakikatin çarpıtıldığı izlenimi yaratabilir ama siz muhalefet partileriyle tarafsız bir komisyonla cezaevine gider, orada bir inceleme yaparsanız, buradaki iddiaların gerçek dışı olduğunu kamuoyuna hep beraber eğer açıklama durumu ortaya çıkarsa işte asıl o zaman bu antipropagandanın önüne geçmiş oluruz.

Aslında, bence ben bu konuda sizden daha iyi niyetliyim Sayın Metiner bu konunun çarpıtılmasını önlemek açısından.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Sataşmayı bırakın Sayın Başaran.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sataşırım ben Sayın Metiner. Başından sonuna kadar sataşıyorsunuz.

MEHMET METİNER (İstanbul) - İşiniz gücünüz sataşmak zaten, başka marifetiniz yok.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Neyse, ben hâlâ bu konuda varsa...

Tarsus Cezaeviyle ilgili size şunu söyleyeyim: Politik söylemler değildi, kirli suyun olduğuna, insanların yıkanamadığına, çıplak aramaya maruz bırakıldığına, darbedildiğine dair kadın cezaevinden çok fazla şikâyet geldi. Biz HDP olarak gidip görüş yapamıyoruz. Yapabilsek Komisyondan zaten özel bu kadar istekte bulunmazdık, emin olun.

Teşekkür ederim.