GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, vallahi, torbanın bütün maddeleri değiştiği için... Bakın, değiştirdiniz önergeyi ve sosyal taraflarla paylaşılmadan buraya getirilmiş. Hâlbuki bir hafta sonu vardı önümüzde. Bu niye böyle yapılmadı? Sosyal taraflarla bir toplantı yapılabilirdi, tüketici temsilcileriyle bir toplantı yapılabilirdi, daha etkin bir şekilde çalışılabilirdi.

Mesele şu: Cezaları yıkıcı olabildiği için bu önergeyi getirdiniz Sayın Başkan ama cezalar caydırıcı da olmalı. Yani o ifrat-tefrit meselesine savrulmamamız gerekiyor yani bu anlamda çalışılmalıydı. Eğer ki yıkıcı maddeler varsa bu yönde çalışma yapılmalı ama caydırıcılık da elden bırakılmamalı. Bu anlamda bir de alt limitin olmaması -açıkça söyleyeyim- beni kaygılandırıyor. Yani çok büyük cezalar olabilir büyük büyük şirketlere ve orada suistimaller söz konusu olabilir. Düşünsenize, 1 milyar liralık cezayı ifade eden bir şeyi siz sıfıra çekmeye kadar yetkili olabilirseniz büyük büyük şirketlerde, o bürokrasi üzerinde suistimal baskısı da olabilir, başka türlü... Ve bu, kamuoyunda kamu vicdanını yaralayabilir. Yani orada ya cezayı yıkıcı hâlden çıkaralım... Bu anlamda, hani "Uzlaşmayla biz 1 milyarlık cezayı sıfıra indirdik arkadaş veya 50 milyona indirdik." dersek kamu vicdanı yaralanır, pek çok spekülasyon olur. Bu anlamda, cezaları yıkıcı olmayacak noktada dengeleyelim ama tüketicinin haklarını koruyacak şekilde de caydırıcı tutalım. Ya, çocuklarımızı zehirleyen bir maddede 200 lira ceza olması beni ürpertti açıkça söyleyeyim. Bu caydırıcı değil ya. Çocuğumuzu zehirleyen bir maddede, bir konuda 200 lira ceza olur mu? Bu da caydırıcı değil. Hani, ifrat-tefrit meselesinde yıkıcı da olmasın ama caydırıcı olsun. Açıkça söyleyeyim, bu alt limitin olmamasının da hem kamu vicdanını yaralamak anlamında hem de suistimallerin oluşması konusunda, Sayın Başkan, çok ciddi sorunları var.

Bence bu madde geri çekilsin. Sosyal taraflarla etkin bir şekilde tartışılsın ve ondan sonra getirilsin.