KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Gerçekten ben de o anlamda anlamadım yani şirketin ana sözleşmesinde düzenlenebilecek bir madde; bu ne getirecek artı olarak, bunu tam anlamadım, onu anlatırsanız.

Sayın Bakan, hoş geldiniz bu arada.

Bir de Sayın Müsteşar, benim hassas olduğum bir konu var "bilim adamlarına" dediniz, desteklemek anlamında. Biz burada Adem'ler olarak bu yasayı yapıyoruz ama Havva'lar da var. Yani, bilim insanları, yani dilimizde o anlamda Havva'ları da katacak şekilde düzeltirsek iyi olur.

BAŞKAN - İsmail Bey biraz geçmişte kalmıştır da.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yok, burada "bilim insanları" lafı artık oturuyor, yani Sayın Bakanım da bu konuda hassas, biliyorum kitaplarda cinsiyet eşitlikçi, kadın eşitlikçi bir bakış yavaş yavaş gördük bu seneki müfredatta. Bu anlamda dilimizi de öyle tutarsak iyi olur. Kadınların da bu anlamda bu paylardan faydalanması önemli.

Diğer bir konu, şimdi, ben açıkça söyleyeyim, şu bakış tabii ki olabilir: Bir işletme vardır, bir organizmadır, tabii ki bilim insanları buna ortak olsunlar, tabii ki yöneticiler, CEO'lar ortak olsunlar ama biz hep şöyle bakıyoruz: Ya, bir fikir varsa, o fikri getireni buna ortak edelim ama orada emek veren bir organizmadır, organizmanın bütününe bakmamız lazım. Orada, kapısındaki güvenlik görevlisinden üretimini yapan insanlara kadar pek çok fikrî katkı, emek katkısı vardır. Biz burada bilim insanı, işte CEO'su noktasında tuttuğumuz zaman ne oluyor? Açıkça söyleyeyim: Servet nasıl ki sermayenin elinde toplanıyorsa, belli bir sermayenin, bilgiyi elinde tutan da bütün parayı elinde tutuyor, bir fikir geliştiren şu anda bakıyorsunuz milyar dolarlarca servet elde edebiliyor ama bu bütün organizmanın ürettiği bu değer işçiye yansımıyor, o kapıdaki işçi hâlâ asgari ücretle çalışıyor, emek veren insan 1.400 lira karşılığı emek veriyor; bir CEO 100 bin lira maaş alabiliyor, artı, bir de şirkete ortak olup yıllık 3-5 milyon lira prim alabiliyor. Ya, bu bakışı, açıkça söyleyeyim, daha eşitlikçi bir Türkiye, daha eşitlikçi bir dünya hayal ediyorsak bu eşitliği, bu kaynağı, yaratılan kaynağı bütün organizmaya yayma bakışında olmamız gerekiyor. Bununla ilgili de Sayın Bakan, sizin Hükûmetinizin de böyle bir bakışı olmalı. Yani, Sayın Cumhurbaşkanı da zaman zaman söyler bunu "Ya, kardeşim, kazanıyorsanız, kazandırın." noktasında, bütün organizmaya kazandırın noktasında. Bu önemli, bence bu tip yasaları da, hani zamanında 1970'lerin söylemidir, yaşı müsait olan hatırlar, "Tarla sürenin, fabrika üretenin." diye bir slogan vardı, ona da "Vay, bu komünizmin propagandası." diye falan bakılırdı ama sonuç olarak...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Toprak işleyenin, su kullananın...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Toprak işleyenin, su kullananın, böyle, bu sloganları hatırlarsınız, 1970'li yıllarda bu dalga vardı ama şimdi bakıyorsunuz kapitalizm bütün sistemin üzerine öyle bir geçti ki artık yalnızca kâr, rant ve başka bir şey konuşulmuyor, eşitlik noktasında çok geride kaldık bütün dünya olarak. Servet belli yerde toplandı, yüzde 1 bütün servetin yüzde 60'ını kullanıyor, geride kalan yüzde 99, yüzde 40'la idare etmeye çalışıyor; en alt yüzde 20'de servetin yalnızca yüzde 3'üne, 4'üne sahip. Bu eşitsiz dünyayı değiştirmenin yolu bu anlamda kazanılan değerleri adil bir şekilde -Sayın Erbakan'ı da burada yâd edelim- adil düzen şeklinde yaymaktan geçiyor. Bu tip yaymaları da işçiler boyutuna dillendirmeliyiz yani bütün işçilerin. Ben işletmeden geliyorum, kendi işimde de hep öyle baktım, bir değer varsa herkesle paylaşmalıyız, adil bir şekilde paylaşmalıyız noktasında bakmalıyız. İşçilere de yani "CEO" diye dillendiriyor Sayın Başkan o hep, biraz sermayeden yana, servetten yana bir başkanımız var.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Kötü mu yapıyor?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ben diyorum ki: Kapıdaki güvenlik görevlisine kadar kazanılan değerin yayılabileceği bir düzen kurmamız gerekiyor, herkesin pay sahibi olabileceği bir düzen kurmamız gerekiyor yaratılan değerde ve bununla ilgili de bir vergi düzeni de kurmamız gerekiyor.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Başkanım, size sataşma var.

BAŞKAN - Madde 69'a göre konuşacağım.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Müsteşar Yardımcısı, size şunu sormak istiyorum: Sonuç olarak "CEO'ya yüzde 10 pay verilir." dediğiniz anda bu bir servet transferidir aynı zamanda, öyle değil mi? Bir anda bir servet transfer de edilecek. Sayın Zekeriya Temizel'in dediği gibi işi bırakınca geri alınacaksa başka bir şey ama devam mı edecek bu servet transferi...

BAŞKAN - Ben size anlatırım biraz sonra.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Anlatın lütfen.

Bu bir servet transferiyse bir vergiye de tabidir. Bunun vergilendirmesi nasıl olacaktır? Servet transferi noktasındaysa onun daha da vahim bir durumu var. O konularda bilgi verirseniz tekrar söz almak isterim.