| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 17 .10.2017 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Geçmişte bir yerde bir sanayi tesisi kurulacak, herkes "Ne güzel, iş olacak, iş bulacağız." her şey göze alınıyordu. Nerede, en güzel yer neresi, gelin... Hatta bir Cumhurbaşkanı, Başbakan mıydı o zaman, Çankaya Köşkü'nün bahçesini filan vermişti. Yahu, bu iş böyle değil arkadaşlar. Yani bu vatan toprağı, bu hepimizin, gelecek kuşakların da burada hakkı var, en önemli şey de bu. Biz bu teşvikle, anlıyorum yani büyüme olsun, sanayi bölgeleri, endüstri bölgeleri yapılsın, bunlara karşı bir itirazımız yok ama bunun yanında hâlâ otuz sene, kırk sene, elli sene önceki gibi, ki o zamandan bu zamana gerçekten meranın, yaylaların ne anlama geldiğini, yeşilliğin ne anlama geldiğini çok daha öğrenmiş bir toplumda hâlâ o zamanki reflekslerle, ne olursa olsun verelim, iyice kolaylaştıralım...
Şimdi, Sayın Bürokrat, kusura bakmayın, isminiz aklımızda kalmadı, yani bunu ödeyecek kimseyi bulamadığımızdan dolayı bu ot bedellerinden vazgeçiyoruz. Başka bir düzenleme yapın, yarın orada kim organize sanayi yönetimi falan oluştuğu zaman ya da orada mülkiyetler oluştuğu zaman onlar ödesinler.
Bakın, değerli arkadaşlar, bunların ötesinde, en son günlerde ne tartışıyoruz: İşte Türkiye'de şu kadar alan gitti, dışarıdan ot alıyoruz, saman alıyoruz, Sırbistan'dan et alıyoruz, helal midir, haram mıdır falan bunları tartışıyoruz. Ya, bunlar hiç yokmuş gibi işte geliyor, "Ne yapalım, Türkiye'nin büyümesi gerekiyor, Türkiye'nin büyümesi için de, sanayinin gelişmesi için de ne gerekiyorsa onu yapalım." Böyle bir şey yok arkadaşlar ya, elli-yüz sene evvel, geçti bunlar. Yani gerçekten gelecek kuşakların mirası üzerinde konuşuyoruz ya, vatanımız bu ya, bu ülke toprağı ve bu toprak öyle kolay kolay bulunan bir şey değil. Toprağı falan yaratamıyorsunuz arkadaşlar, böyle bir şey yok. Allah yaratmış bu amaçla kullanılması için, insanlara bahşedilmiş. Sadece sanayiciye şuna filan bahşedilmemiş, bütün insanlara, bütün canlılara bahşedilmiş bir şey. Bir de böyle bakın lütfen arkadaşlar, ya niye yani bu şekilde konuşmak, bu şekilde bakmak sizin tekelinizde mi? Bir de böyle bakın. Bakın, on beş senede bu alanlarda ne kadar kayıp oldu, Türkiye'de meralarda ne kadar kayıp var. Değerli arkadaşlar, sadece ot bedeli üzerinde konuşuyoruz gibi görünüyor ama bu bir bütünün, zincirleme giden değişikliklerin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Biraz sonra belki şey gelecek, işte "ÇED'le ilgili üç ayda değerlendirme yapılamazsa ÇED olumlu sayılacak." Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir mantık yok arkadaşlar, olumsuz sayılması gerekiyor üç ayda sonuç alınamıyorsa ÇED olumsuz sayılması gerekiyor. Ne demek "Olumlu sayılacak." Dolayısıyla, bu bir mantık, bir anlayış. Bu anlayış yazıktır ya, bu anlayış yazıktır yani. Bu insanlarla ilgili, çocuklarımızla ilgili, geleceğimizle ilgili bir şey yapıyoruz değerli arkadaşlarım, teknik olarak söyleyeceklerimizin ötesinde önce bunları düşünmemiz gerekiyor.
Teşekkür ederim.