| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 20 .10.2017 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 55'inci maddede önce torba tasarıda gelen değişiklik maden sahaları için işletme ruhsatı düzenlendiği tarihten başlamak üzere ilk on yıl süreyle 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında herhangi bir bedel alınmazdı. Şimdi, burada birtakım geri adımlar atıldı her maddede olduğu gibi. Bu da çok iyi çalışılmadan gelindiği, son anda -tekrar ediyorum- "Torba var, biz de bir şeyler atalım." telaşıyla yapıldığı çok açık görülüyor ve gerçekten bu nasıl bir bürokrasi ve bu nasıl bir yasa yapma diye soruyorum.
Değerli arkadaşlar, eğer bu madde geçerse son yıllarda sektörün en önemli sorunu olan orman izin bedelleri konusunda düzenleme oluyor ve on yıl içinde bugüne kadar alınan orman izin bedelleri hiç alınmayacaktı, önergeyle gelen şekliyle şimdi düşüyor. Biraz evvel arkadaşımız ifade etti İstanbul Üniversitesinden bir grup akademisyen çalışma yapmış ve şöyle rakamlar veriyorlar: 2016 yılı sonu itibarıyla ormanlardan verilen izinlerin toplam miktarı -değilse düzeltin- alansal olarak yaklaşık 600 bin hektar, bu ormanlardan verilen. Bunlar için sadece madencilik faaliyeti için verilen izin 103.502 hektar. Siz "10 bin" filan diyorsunuz arada çok büyük bir şey var, düzeltin lütfen. 2014 ile 2015 yıllarında ağaçlandırılan alanlardan daha fazla orman alanı son rakamlara göre kullanım izni verilmiş oluyor.
Şimdi, tabii, ne kadar kayıt var? Bu konuyla ilgili de çalışmış arkadaşlarımız. "600 milyon lira" dendi biraz evvel, 450 milyon lira çıkarmışlar, siz "600 milyon lira" diyorsunuz. Yarısı olunca 300 milyon lira gibi büyük bir kayıp söz konusu. Bunun anlamı yani sadece ormanlarla ilgili, madenlerle ya da diğer amaçla verilen izinler, dolayısıyla ormanlar ciddi zarar görüyor filan. Bunun ötesinde, bu gerçekten iyi bir teşvik olacak, iştahı artıracak ve ormanlara saldırıyı da artıracak. Yani değerli arkadaşlarım, siz ormanları nasıl görüyorsunuz ben merak ediyorum? Yani "orman" dediğimiz zaman, işte hani rezidans reklamları yapılıyor ya, "orman manzaralı" filan, sadece böyle mi görüyorsunuz ormanları, "orman manzaralı ev" filan, böyle mi görüyorsunuz? Yoksa yani gerçekten "Vatan toprağı, orman olmazsa bu vatan toprağı vatan toprağı olmaktan çıkıyor." böyle mi bakıyorsunuz? Yani sağlığımız, geleceğimiz her şey. Yoksa "madene ihtiyacımız var -öyle sundu arkadaşlarımız- şu kadar milyar dolarlık, TL'lik ithalat yapıyoruz, bunu azaltmamız lazım." Elbette bunu azaltmamız lazım, elbette ülkenin ekonomisinin büyümesi gerekiyor, istihdamın artması gerekiyor, tamam, bütün bunlar insan için. Ama daha önemli şey var, bugün yaşayan insanlar gelecekte yaşayan insanlar için... Ya anlamıyorum yani bu, bir tür saldırganlık yani doğaya, çevreye, böyle büyük bir telaşla saldırganlık bu. Ya, biraz insaflı olalım değerli arkadaşlarım. Elbette yasa çıkarın, elbette üretim yapan insanları teşvik edelim, işlerini kolaylaştıralım ama ne geliyor, ne gidiyor bunun hesabını yapalım. Bir yerde işte maden açılıp şu kadar gelecek -parasal olarak hesaplıyorsunuz her şeyi- peki ne kadar gidecek? Onu da parasal olarak, hiç olmazsa parasal olarak hesaplayın, o bile yok. Parasalın ötesinde hesaplar yapmanız gerekiyor çünkü "orman" dediğimiz şey zaten biz fidan diksek bile o olan şey aslında orman olmuyor. Orman çok bambaşka bir şey. Orman yapmak çok kolay bir şey değil bunlar arkadaşlar. Hepiniz inanan insanlarsınız filan hiçbir şey yaratamıyorsunuz, Yaradan'ın yaptığı hiçbir şeyi yapamıyorsunuz. Bütün bunlar anlamsız değil yani, bunlar çok anlamlı şeyler. Şimdi hırs için, kâr için, kazanç için saldırıyoruz da saldırıyoruz ya, biraz insaflı olun değerli arkadaşlar.
Teşekkür ederim.