KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, üç ay geçti, cevap vermedi, olumlu sayıldı. Velev ki beş ay sonra ilgili bürokrat, ilgili bakanlık bir yazı yazdı "Yok arkadaş, bizim görüşümüz olumsuz aslında." dedi yani böyle senaryoları düşünelim. Siz de o arada ÇED raporunu vermiş oldunuz, üretime başladı. Hangisi geçerli olacak? Yani, bu tip örnekler de olabilir; ilk yazı olumlu gelir, siz işlemi yürütürsünüz, bürokrat da arkadan -istim arkadan gelir- "Olumsuz benim görüşüm." diye yazı yazdı. Bunun hukuki sonuçları ne olabilir mesela, bir düşünüyor musunuz bu senaryoları?

Bakın, değerli arkadaşlar, birkaç örnek vermek istiyorum, Sayın Temizel de Anayasa'ya aykırılığından bahsetti. AKP hükûmetleri bununla ilgili iki girişimde bulundu. Ben çok iyi hatırlıyorum, 2005 yılında da AKP -2004-2005'te- "Ya, burada çok bürokrasi var, bir an önce bir adım atmamız lazım." diye 26 Nisan 2006'da 5491 sayılı Çevre Kanununda Değişiklik Yasası'nda "Petrol, jeotermal kaynak ve maden arama faaliyetleri ÇED kapsamı dışındadır." diye bir yasa çıkardı. Daha sonra Anayasa Mahkemesine gidildi. Anayasa Mahkemesi, herkesin sağlıklı çevrede yaşama hakkına aykırı olduğu için iptal etti bunu 2006 tarihinde. Daha sonra başka bir girişimde bulundu AKP iktidarları. Sanıyorum 2011 yılında bir yönetmelik değişikliği yaptı, yönetmelikle bu sefer getirdi. Bu sefer de Danıştayda açılan bir davada Danıştay 14. Dairesi 9 Ocak 2013 tarihinde yine bu yönetmeliği Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti. Yani, düşünebiliyor musunuz, AKP yaklaşık on beş yıldır iktidarda, on beş yıldır bürokraside sorunlar yaşıyor bununla ilgili. Yani, bir sorun var ortada, evet, hızlı olmasını istiyor, bu sonuçların gelmesini istiyor ama ne hikmetse on beş yıldır da çözüm üretemiyor; arkasından dolaşmaya çalışıyor, yasa çıkarıyor, Anayasa Mahkemesi iptal ediyor; yönetmelik çıkarıyor, Danıştay iptal ediyor. Şimdi diyor ki: "Biz bu işi beceremedik, biz bu bürokrasiyi bir türlü hızlı çalışır duruma getiremedik. Şimdi, ben cevap vermezsen olumlu sayacağım."

Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; demek ki bu "üç ay" maddesinde bir sıkıntı var, o açıdan diğer bakanlıkları dinleyelim diyoruz. Ya da şöyle bir sıkıntı var: Size gelen o 1.700 dosyaydı değil mi değerli bürokratım? 1.700 dosyaydı. Demek ki bu dosyalarda "evet" verilemeyecek sıkıntılar var. Yani, meskûn mahale yakınlık olabilir veya orada hayvancılık yapılıyordur, tarıma zararları vardır, yer altı sularına zarar verebilecektir, havayı kirletmesiyle belli meskûn mahallere zarar verebilecek sorunlar vardır. Belki bu 1.700 dosyanın -bilmiyoruz- 1.000 tanesi gerçekten sorunlu ve doğaya, çevreye, yaşam alanlarına, insan yaşamına her anlamda zararlı olabilecek projeler; belki 700'ünde de bürokratik sorunlar olabilir ama bunun biz çizelgesini dahi bilmiyoruz yani kaçı, hangi durumda, nerede. Ama siz bunu geçirirseniz emin olun değerli arkadaşlar bunlar sümen altı edilecek, bir formül bulunacak yani üç aylık bir sınır koyduğunuz anda meskûn mahallerin yakınında madenler açılmaya başlanacak, burada sizin seçmenleriniz de var, sizin seçmenleriniz sokağa dökülecek "Benim havam kirleniyor, şu oluyor, bu oluyor." diye ve toplumsal anlamda yeni bir kaos alanı daha yaratmış olacaksınız çünkü enerji şirketleri güçlü arkadaşlar. Bütün dünyada, bakın, bununla ilgili mücadeleler, çevre mücadelesi, ekoloji mücadelesi bu enerji şirketlerine karşı devam ediyor. Burada ifrat-tefrit meselesinde dengeyi bulmak önemli. Burada bir denge yok Sayın Bakan. Benim önerim -saatlerdir tartışıyoruz- gerçekten yeni bir çözüm önerisi lütfen geliştirelim beraberce, gerekiyorsa mutfakta bir çözüm önerisi geliştirip tekrar Komisyonda tartışalım yani bürokrasi nasıl daha hızlı çalışabilir? Çalışmazsa, diyelim ki üç aylık süreye uymadı, ikinci bir üç aylık süre ancak mazeretini bildirirse verilir, ne bileyim yani bir şey çalışabiliriz. Ancak niçin yetiştiremediğine dair, gerekçeleriyle beraber bir üç ay, altı ay, neyse, bir süre daha alması sağlanabilir. Olmazsa ilgili kuruma veya bürokrata cezai müeyyide şartı getirilebilir, hızlanmasını istiyorsanız bu çerçevede bir müeyyide... Ve diğer konuda da arkadaşlar ÇED'i devre dışı bırakmayacak yani toplumsal tepkilerin, doğanın, insanın haklarının berhava edilmeyeceği bir denge maddesi getirebiliriz, bunu yapacak kapasitesi var bu Komisyonun arkadaşlar.

Bakın, burada hepimizin rahatsızlıkları var ve ben bu Komisyonun bunun çok daha iyisini, hem yatırımcının haklarını koruyacak, bürokrasinin gecikmelerini engelleyecek hem de doğanın, insanın, çevrenin haklarını koruyacak bir dengeyi, çok daha iyi bir dengeyi yakalayabileceğini düşünüyorum çalışırsak.