KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bakın, doğanın hakkı, çevrenin hakkı bizim yaşam hakkımız demek. Börtü böceğin, kuşun, hayvanın... Beraber biz de o habitatın içinde yaşıyoruz insanlar olarak ve çevreye her kastettiğimizde hem bu doğayı talan ediyoruz, oradaki bütün yaşamı talan ediyoruz hem de sonuçlarını görüyoruz. Nihayetinde felaketlerde insan yaşamından alan, doğa intikamını bir şekilde alıyor. Hem havamızı kirletiyoruz hem yaşamımızı kirletiyoruz hem heyelanlar söz konusu oluyor yanlış uygulamalarla. ÇED doğru düzgün incelenmeden yapıldığında, bütün insan anlamında da, yaşam anlamında da, doğa anlamında da bütün yaşamımızı talan ediyoruz, katlediyoruz.

ÇED sonuç olarak niçin gelmiş? Çevresel etki değerlendirme raporları niçin gelmiş? Doğamızı korumak için gelmiş. Ya, bu raporlar söz konusu olsun, belli kamu görevlileri bunun altına imza atsın, sorumluluklar alsınlar ve nihayetinde bununla ilgili gerekli davalar da açılabilsin. Bir yerde diyelim ki madencilik faaliyeti olacak... Değil mi, ÇED niçin var? Arkadaş, burayı kazabilirsin ya da kazamazsın, burada doğaya büyük bir zarar vereceksin ya da vermeyeceksin diye ilgili kuruluşlara yazılar yazılsın...

Ya, bu arada Sayın Başkan, burada bir çalışma, bir hareketlilik var Komisyonumuzda.

BAŞKAN - Fabrika gibi çalışıyor, değil mi?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ayakta çok sayıda insan var yani bir gürültü var, bir uğultu var. Sayın Bakan telefonla konuşuyor.

BAŞKAN - Arkadaşlar, geride yapalım.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yani yasalar burada çalışılıyor.

BAŞKAN - Mutfak işlerini geride yapın. Kanun fabrikası gibi çalışıyor, evet.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya, mutfak gerekiyorsa Sayın Başkan, arkada mutfak var, mutfağa gitsin arkadaşlar, biz de burada yasa yapalım.

BAŞKAN - Evet, buyurun, devam edin lütfen.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Şimdi, çevresel etki değerlendirme raporu alırken ilgili kuruluşlara yazı yazılıyor. Niçin yazılıyor? Bu raporla ilgili o kuruluşlar görüşlerini bildirsinler ve sorumluluk alsınlar diye arkadaşlar. "Bu uygundur ya da değil." desinler, böylece o raporun altında sorumlulukları olsun, biz de bunları eleştirebilelim, mücadele edelim, dava açalım diye var. Eğer ki siz şunu derseniz: "Ya, arkadaş, şimdi bir ÇED başvurusu var." Ee? "Bilmem neredeki orman alanının içinde." Tamam. "Ben bununla ilgili ÇED çıkarmak istiyorum." Bir enerji şirketi, maden şirketi, elleri de güçlü, yüz milyonlarca liralık, milyarlarca lira güçleri var, lobi güçleri var. Şimdi, burada ÇED'in çıkması da zor, ne yapacağız? "Sen ÇED için raporu çıkar." Tamam. "İlgili kurumlara yazıları yaz, ilgili kurumlara da biz gideriz. Ya, sen bunu üç ay sümen altı et, cevap verme." Üç ay sonra ne oldu? Hiçbir kurumdan cevap yok, olumlu cevap vermiş sayılacak. Sonra bu olumlu cevaplar... Bakın, olumlu vermiş sayılacağı için, X kurum, Y kurum, Z kurum olumlu cevap verdi sayılacağı için ÇED de olumlu çıkmış olacak. Ya, böyle bir yasa teklifi olabilir mi? Bu, ahlaksız bir tekliftir.

MİKAİL ARSLAN (Kırşehir) - Hakaret ediyorsunuz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, bu, ahlaksız bir tekliftir.

BAŞKAN - Sayın Paylan...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Öyle, öyle.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Ahlaksız teklif ne demek?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yok, ahlaksız bir tekliftir.

BAŞKAN - Sayın Paylan, teklifi böyle nitelemek yanlış, bunu düzeltelim.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Nerede kullanılır mesela ahlaksız teklif?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Efendim, ahlak, ahlaksızlık anlamında söylüyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Art niyetli, kötü bir teklif diyelim.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Art niyetli diyelim, peki.

BAŞKAN - Evet, düzeltmiş olduk değil mi şimdi?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Art niyetli diye tevil etmiş olayım, tamam.

Art niyetli bir tekliftir arkadaşlar. Yani şunu demek istiyorum: Madencilik konusunda faaliyet gösteren şirketler belli, Soma AŞ'nin neler yaptığı belli, 300 işçimizi toprağın altına vermişiz, daha bir hafta önce Şırnak'ta yaşadıklarımız belli. Bütün bunlarla ilgili hem işçi sağlığı iş güvenliği anlamında hem de çevresel etki anlamında eğer ki biz bu kıstasları tutmazsak ve... Sayın Enerji Bakanının söylediği gibi, kömür madenleri konusunda davranmamız lazım, madenciliğe davranmamız lazım, bunun da bir an önce olması lazım dersek iki sonucu olur. Bir: Doğamız çok daha hızlı bir şekilde katledilmeye devam edilir. İki: İş sağlığı güvenliği konusunda pek çok maraz çıkar. Sonuç olarak bütün 80 milyonun yaşamı bu anlamda tarumar olur arkadaşlar. Ben bu Komisyonun, Plan ve Bütçe Komisyonunun böyle bir art niyetli yasa teklifine yol vermeyeceğini umut etmek istiyorum. Bu umudumuz eğer oluşursa, burada dur dersek, daha ilerleyen başka çevresel etkiyi etkileyecek yasa teklifleri de var, onları da geri püskürtebiliriz arkadaşlar.

Teşekkür ederim.