| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 18 .10.2017 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Temizel ve diğer arkadaşlarımız borçlanmayla ilgili genel anlamda hukuki ve kanuni bütün gerekçelerini ortaya koydular. Belli ki burada bir usul ve adapla, yöntemle ilgili bir şey söz konusu. 2017 yılı net borçlanma limiti 46 milyar, 47 milyar civarında, iki kez de yüzde 5 ve yüzde 5 olmak üzere Bakanlar Kurulunda artırılmış; bunlar, bütün bu harcamalar yetmemiş, şimdi 37 milyar lira daha bir borçlanma talebi ve ihtiyacı var. Bu da buradan geçtiği takdirde 88,5 milyar civarında bir borçlanma ortaya çıkacak. Kanunun gerekçesine de baktığımızda, Sayın Ayhan'ın söylediği gibi, tasarının gerekçesinde limit artırımına geçici olarak yürürlüğe konulan teşvikler ve kur artışının borç servisini artırması olarak gösteriliyor.
Şimdi, tahminî geçici olarak yürürlüğe konulan bu teşvikler ve kur artışları neden oldu, niçin gerekti? Sayın Bakan tabii ki bize yeteri kadar açıklama yapacaktır ama şimdi, mademki bu kadar borçlanıyoruz, o zaman birilerinin de refah düzeyinin yükselmiş olması gerekir. Yani mademki devlet borçlanıyor, Hükûmet borçlanıyorsa birilerinin de bu ülkede yaşayan insanların da refah düzeyinin yükselmesi gerekiyor, mutlu olması gerekiyor, en azından onların borçlu olmaması gerekiyor. Baktığımızda da bugün açısından, Eylül 2017 itibarıyla tüketici kredisi borcu 382 milyar lira arkadaşlar, eski parayla yaklaşık olarak 382 katrilyon lira vatandaşın tüketici kredi borcu var arkadaşlar. Sadece kredi kartı borcu 86 milyar lira arkadaşlar bugün yani eski parayla 86 katrilyon lira vatandaşın kredi kartı borcu var. Toplamı 469 milyar lira yapıyor, eski parayla da 469 katrilyon yapıyor.
Bütün bu borçlanmaların karşılığında peki vatandaşın refah düzeyi, mutluluğu artıyor mu? Ona baktığımızda, yok. 71 kat artmış bu borçlar ama emeklinin maaşı 71 kat artmamış. Memurun maaşı arttı mı diye baktığımızda, maalesef, memur yapılan kamu toplu sözleşmesiyle beraber yerlerde sürünüyor. Çiftçinin ürün değeri 71 kat artmış mı? Yok. Peki, vatandaşın borcu niye 71 kat artıyor arkadaşlar, neden, niçin artıyor?
Yine, baktığımızda, 2002'de icralık borçlar 278 milyon liraydı, Eylül 2017'de rakam 18 milyara çıkmış arkadaşlar yani eski parayla 18 katrilyon lira. Her 2 vatandaştan 1'i borçlu. Hükûmetin tahsil edemediği alacak ise yaklaşık olarak 2016 rakamları itibarıyla 451 milyar lira yani eski parayla da 451 katrilyon lira. 2017 bütçesinin yüzde 67'sine denk geliyor bu arkadaşlar, gelirin yüzde 67'sine, tam yüzde 67'sine. Devletin de borcu var, toplam 848 milyar lira, eski parayla 848 katrilyon lira.
Şimdi, iktidar, Hükûmet hem parayı alamıyor hem de borcunu ödeyemez durumdadır arkadaşlar. Yaklaşık olarak, baktığımızda, on beş yıllık AKP iktidarı döneminde toplam on iki kez açık ama gizli olanlarla da on üç, on dört kez af yaptık arkadaşlar, bu Plan Bütçe Komisyonunda aflar gerçekleştirdik arkadaşlar. Dolayısıyla, bu kadar kötü bir tablonun içerisinde yeni baştan böyle bir 37 milyar lira talep etmek kabul edilebilir bir tutum ve davranış biçimi değil.
Benden önceki arkadaşlarım da söyledi, birisi 37 milyar lira olmak üzere, diğeri de yürütme ve yürürlük maddesi olmak üzere toplam üç maddeyle buraya gelinip, her şeyin açık ve net bir şekilde konuşulup, "Şu şu gerekçelerle böyle bir borçlanma talep ediyoruz ve 37 milyar lirayı da şuraya harcayacağız..." Örneğin, Amerika'yla uçak anlaşması yaptık, Rusya'yla silah anlaşması yaptık, şu ülkeyle de şunları yapacağız veyahut da kaçak sarayın karşısına yeni müştemilatlar yapacağız, oraya şunu yapacağız, buraya bunu yapacağız, şunu yapacağız, bunu yapacağız denip bunlar kalem kalem gösterilmiş olsaydı o zaman derdik ki: "Evet, bu borçlanma, 37 milyar borçlanmayla ilgili karşılıkları da bunlardır ve bunun için bu isteniyor." Ve biz de destek verirdik. Ama 52 milyar lira harcanmış, şimdi 37 milyar lira daha harcanacak yıl sonuna kadar ve bunun nereye harcanacağı, ne yapılacağı meçhul arkadaşlar. Bu, gerçekten, gelecek nesillere bırakacağımız en büyük borçtur, yetim ve kul hakkıdır. Bunu yapmaya hakkınız yok diyorum, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Çam.