KOMİSYON KONUŞMASI

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ederim.

Sayın Bakanım, ben fazla uzatmayacağım. Hukuken bunun nasıl olacağı net ve açık bir şekilde belirlenmiş. Şimdi, ben maddenin gerekçesine baktım. Siz maliyecisiniz, işinizi de bilen bir insansınız. Bunun iki maddeyle buraya getirilip görüşülmesi mümkünken böyle bir şey yapmak, bunu kamuoyu önünde tartışılır hâle getirmek, hatta kendi aramızda tartışılır hâle getirmek hem Türkiye'nin ekonomisi açısından hem Hükûmetin güvenilirliği açısından bir itibar kaybı ortaya çıkarabilir ki gözüküyor böyle bir şey. Üç maddelik bir şeyi hakikaten yapmamız mümkün.

Bir kere burada -ben gerekçeye baktım şimdi- bir tanesi, teşviklerin finansmanı. Ben -bu teşviklerin finansmanını bir tarafa bırakın- neleri teşvik ettiğimizi Bakanlığın listesinin dışında, teşvik almanın dışında ciddi bir değerlendirme görmüyorum kamuoyuna yansıyan. Bir kere bunu bilmemiz lazım. Neye veriyoruz? Neye şey yapıyoruz?

Bir de burada şimdi çok önemli bir ifade var: "Orta Vadeli Program'da öngörülenin üzerinde gerçekleşen kur artışının borç servisini artırması..." Doğru, öyle değil mi şimdi? Ama biz hangi yıl gelsek, burada Maliye Bakanına veya ekonomiden sorumlu bakanlara sorsak, "Sizin kur OVP'de şu." desek "Bizim bir kur hedefimiz yok vallahi." diyorlar; açık, net, siz de aynı şeyleri söylüyorsunuz. Demek ki öngördüğünüz kurun çok üzerinde bir şey gerçekleşti. Şimdi, burada da bir sıkıntı var, buna da bir bakmak lazım, demek ki orada da kamuoyuna şey yapmıyoruz. Şimdi, hepimiz açıklıyoruz, Ekonomi Bakanı "Üçüncü çeyrek yüzde 7 gelecek." vesaire söylüyor, sizler bu konuda yine devlet memuriyetinden gelme olduğunuz için ihtiyatı elden bırakmamaya çalışıyorsunuz söyleseniz de, makulü de o yani normali neyse onu söylemek lazım. Burada, şimdi, yüksek büyüyorsanız yüksek borçlanma sıkıntı yaratır mı, yaratmaz mı? Enflasyonda probleminiz var, işsizlikte probleminiz var.

Şimdi, rakamlar falan tartışıldı, ona pek girmek istemiyorum. Şimdi, burada "borç servisi" derken biliyorsunuz, bir Bakanlar Kurulu kararı çıktı sanıyorum, "3,52" Bu, kamuya inhisar olan kısmı. Onun da hazine garantisi var mı yok mu, ben o metinden onu anlamadım. Özel sektörün borçlarını da 3,52'de... Merkez Bankasının üstünde mi kalacak, hazine mi üstlenecek, onu da o metinden ben çıkaramadım, çok tartıştım. Ben o metinden çıkaramadım, siz ne anladınız, onu da bilmiyorum. Şimdi, hakikaten, ülke açısından da bunun prestij kaybı olmaması lazım. Ben muhalefetteki diğer milletvekili arkadaşların da... Ek bütçeyi çok rahatlıkla, bir günde çıkarabileceğimiz kanaatiyle, böyle bir şey söylendi. Buradaki herkes bu işin uzmanı, "4749" denildi mi ezbere biliyoruz, ne olduğunu biliyoruz. Bu usulü de bozmadan... Hatta şimdi, 4749 sayılı Yasa'nın şurada bir şeyi var: Sayın Bakanım "Borçlanma limiti değiştirilemez." diyor, "Ancak borç yönetiminin ihtiyaçları ve gelişimi dikkate alınarak bu limit için en fazla yüzde 5 oranında artırabilir." Yani bunu bilinmeyen bir şey olarak okumuyorum, orada bir mantık vardı onun için. "Bunun miktarın da yeterli olmadığı durumlarda ilave yüzde 5 oranında bir tutar ancak -Bakanlar Kurulu da- Müsteşarlığın uygun görüşüyle..." diyor. Bu da kanun.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kullandık onları.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Hayır, kullandınız da Müsteşarlığın uygun görüş yazısını isterim ben, bu kanunda yazıyor. Ben Bakanlar Kurulu şeyi diyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Getiririz.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - İşte, bunları kamuoyuyla paylaşsanız siz de rahatlayacaksınız. Şimdi "Ben nasılsa Bakanlar Kuruluyum, Hazineninkine gerek yok, kanunu da çiğnerim." dediğiniz zaman bunun bir oluru yok, önüne bakmak lazım.

Rakamlara girmeyeceğim baktığım zaman da. Dolayısıyla şimdi 3,52; bir özel sektörle ilgili kısmını merak ediyorum. Orada verilen taahhütte Hazine garanti verdi mi vermedi mi, ben o metinden anlamadım. Ben de anlamakta problem olabilir. Oradan gelecek yükler buraya gelecek, biz onu mu karşılayacağız? Belki siz onu hesap ettiniz, onu buraya koyacaksınız. Sadece buradan yapılan borç servisleri değil, özel sektörünki de var mı yok mu, onlara bakmak lazım. Yani işin detayında ne var, bilmediğimiz için o zaman problem hasıl oluyor, burada bu görüşmeler de devam ediyor. Hepimiz bir şeyler söylüyoruz, iş uzuyor. Hazırlıklı da gelinse bunun belki de bir şeyi olmazdı çabuk da çıkarırdınız. Neticede her birimiz beşer, onar dakika konuşacağız, "Hayır." dediğiniz zaman veya "Kabul ettik." dediğiniz zaman bu olay bitip gidecek. Ama bakın, nasıl Merkez Bankası Denetleme Kurulu olayında hakikaten sıkıntı çıktı, siz geri çekmek zorunda kaldınız. Hâlbuki hiçbir şeyi yoktu, başka bir zaman getirilip çok detaylı tartışılabilirdi. Onun da zaten bugün gelmesinde sıkıntı var. Eğer yapmak istiyorsanız Merkez Bankası buraya geldiğinde, Komisyona görüş bildirdiğinde veya sunum yaptığında o üyelere daha rahat anlatılabilirdi, ikna edilebilirdi. Akşamdan sabaha geliyor "Şunun için yaptık." diyor. Hakikaten o gerekçe bizi tatmin etmiyor. Ya, muhalefet olarak belki uygun göreceğimiz düşünülebilir ama yani neticede sabahtan akşama, bir günde... Ben de danışacağıma açıyorum "Ya, burada, bu rakamda da ne vardı?" veya size soracağım veya ötekine soracağımı bilmem lazım, o kadar vakti de şey yapmam lazım. Ha, benim düşüncem bunu hani iki satır bir kanunla... Belki hani "Burada muhalefet de iktidar da uzlaştı, böyle yapıyorlar." falan diyerek dışarıya da bir görüntü verelim; bununda bir pozitif etkisi olur diye düşünüyorum.

Ben teşekkür ederim, sağ olun Başkanım.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ayhan.