| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 18 .10.2017 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Zekeriya Bey'in söylediklerini tekrar etmek istemiyorum, benim notlarımda da var, altına imza atıyorum.
Sayın Bakan, Meclisin en temel hakkı bütçe hakkı. Biliyorsunuz, burada başlayacağız gelecek hafta ve yaklaşık bir ay boyunca Komisyonda ve sonra yaklaşık bir ay da Genel Kurulda bütçeyi tartışacağız. Siz rakamlar getireceksiniz. Tabii ki belli aktarma yetkileriniz var, onlara da karşıyız ama çok geniş aktarma yetkileri var. Buna rağmen hatta yüzde 5 -Sayın Bakanın belirttiği gibi- yetkileriniz de var bütçe açığını artırma ve borçlanma yetkisi çerçevesinde. Belli yetkiler verilmiş ama bu yetkileri aşma noktasında eğer ki tekrar Meclise gelmezseniz yani bu milletin temsilcilerine gelmezseniz "E, arkadaş, ne yapalım, ben bütçeyi açıklarken bunları söyledim ama şartlar değişti. E, ne yapalım, ben de yeterli geliri elde edemedim, giderlerim de arttı. Ne yapacağım? Ben borçlanma yetkisini artırırım, sizin bana verdiğiniz yetkiyi yok sayarım arkadaş. Siz bana bu yetkiyi verdiniz ama ben torbaya bir maddelik bir yasa koyarım ve böylece buna yol yaparım." derseniz Sayın Bakan, Meclisin bütçe hakkını gasbetmiş olursunuz.
İnanın, bakın, bu madde bugün buradan geçsin arkadaşlar, bu 37 milyarlık yetki. Gelecek hafta görüşeceğimiz 2018 bütçesini yok sayın arkadaşlar yani biz burada saatlerce konuşacağız, sabahlara kadar konuşacağız "Ya, o kalemi biraz yükseltsen, bu kalemi biraz düşürsen." diyeceğiz ama sonuçta bir tek maddeyle bütün konuşmalarımızı boşa çıkaracak bir Hükûmetle karşı karşıyayız. Bu Hükûmetin tabii ki teklifi. Ben, bu maddenin buradan geçmeyeceğini ümit ediyorum. Hep beraber bizim, arkadaşlar, Meclis olarak en temel hakkımız bütçe hakkıdır. "Mademki getirdiğiniz bütçe uymadı, şartlar değişti, ek bütçe getirmek zorundasın ey Hükûmet!" demek zorundayız değerli arkadaşlar. Bunu demediğimiz zaman bu yol olur. Biliyorsunuz, yol yapılır demokrasilerde. İstisnalar genel kaideye dönüşebilir ve bundan sonra da bu yolu yürütme, kullanma yoluna tevessül edebilir. Büyük bir risktir, demokrasimiz için büyük bir risktir Sayın Bakan.
Değerli arkadaşlar, o açıdan, bu maddeyi reddedelim arkadaşlar. Bu maddeyi reddedelim, Hükûmete şunu söyleyelim: "Mademki ihtiyacın var arkadaş, getir bütçeni, ek bütçeni. Nerelerde sorun var, hangi konularda gelir kaybettin, sorun var; hangi konularda para harcıyorsun veya harcamak üzeresin?" Bu konularda da eleştirilerimizi söyleyelim: "Ya bu parayı sen harcayacaksın da hayra harca." diyelim. Hani "Silaha, güvenlikçi politikalara filan değil de barışa, eğitime, sosyal politikalara harca." diye buradaki eleştirilerimizi yapabilelim. Siz bizim bu hakkımızı gasbediyorsunuz Sayın Bakan. Bu maddeyi eğer geçirmeye kalkarsa değerli arkadaşlar... Çünkü, rastgele ortaya 37 milyar lira atıyor. E? "Ben bunu borçlanacağım." E, sonra? "Bunu nereye aktaracağıma da ben karar vereceğim." diyor. Yani "Kanal İstanbul'a para lazım. Oraya aktar. Efendim "S-400 füzeleri alacağız, birkaç milyar dolar Rusya'ya para aktaracağız." Oraya aktar. Bütün bu yetkilerde keyfiyeti getiriyor değerli arkadaşlar. Bu hakkımızı gasbettirmeyelim derim.
Değerli arkadaşlar, bakın, geçen sene bütçe geçtiğinde ben Sayın Bakana "Sayın Bakan, bu bütçe daha mürekkebi kurumadan çöker. dedim. Çünkü, daha o günlerden itibaren güvenlikçi politikalara tam gaz hız vermiştiniz Sayın Bakan. Ve güvenlikçi politikalar, OHAL politikaları ne yapar? Ülkeyi güvensiz hisseder, güvensiz ülke algısını genişletir. Bakın "Özelleştirme gelirlerinde kaybımız var." diyor. Niye? Çünkü, ülkemizin güvenli ülke algısı yok, özelleştirme ihalelerine herhangi bir şekilde ilgi yok. Bu da ne getiriyor? Özelleştirme gelirlerini düşürüyor.
Genişlemeci politikalar ortaya koydunuz Sayın Bakan. Bütçe disiplinini bir kenara koyup, mecbur kaldınız belki "Hormonlu bir büyüme yaratacağız." dediniz. 200 milyarlık Kredi Garanti Fonu yarattınız. Ne oldu? Sonuçlarına bakalım peki. Bunları tartışamadık çünkü. Bakın, kamu sonuç olarak bankalara dedi ki: "Arkadaşlar, 200 milyar daha krediyi pompala, ben yüzde 7'sine garanti veriyorum, bütçeden de herhâlde gelecek yıl 7-8 milyar lira buraya artı para gidecek, bu yılki bütçeden de gidecek." Bu neyi getiriyor? Hazinenin açığını getiriyor. Bakın, hazine açık verirse ne yapar? Üç şey yapabilir: Ya "Bir dakika, benim bütçem çok genişledi. Benim tasarruf etmem gerekir." der, değil mi? Ama, biz, Sayın Bakanın bugüne kadar tasarrufla ilgili...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Devam edin, geliyorum.
GARO PAYLAN (İstanbul) - O zaman devam etmek olmaz ki. Ben sizi eleştiriyorum Sayın Bakan.
BAŞKAN - Devam edin siz.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama, Bakansız ben konuşmam.
BAŞKAN - Biz dinliyoruz sizi.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama, tasarıyı Bakan getiriyor efendim. Bakansız oturum devam etmez ki, ara verin lütfen.
BAŞKAN - Eğer "Devam etmem." diyorsanız...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ara verin lütfen, bakansız oturum devam etmez.