KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, Bekaroğlu çoğu soracağım şeyi sordu, aynı soruları tekrar etmemek için...

Şöyle aslında: Sayın Bakan, ya sonuç olarak bu hesap belli. Galiba bakiyesi 112 milyar değil mi, ödemelerden sonra 112 milyar, nemalar içinde değil mi, nemalarla beraber 112 milyar bakiye var. Ya 17 milyar lira ödemişsiniz, hesapta bir yanlış olduğu belli. Adı ne? İşsizlik Sigortası Fonu. Ne yapıyor bu fon? Hükûmetin bütçe açıklarını finanse ediyor. Yani sonuç olarak SGK da açık veriyor bir yandan baktığımızda değil mi, SGK açıkları da artıyor. Ya bununla ilgili başka bir şey yapsak. Ya burada yanlış bir hesap var. Yani işverene siz diyorsunuz ki: "İşsizlik Sigortası Fonu vereceksin." İşçiden de alıyorsun, işverenden de alıyorsun, bir havuzda topluyorsun, bunu hazine kâğıtlarına yatırıyorsun, bütçe açığı finansmanında kullanıyorsun. Ama bir yandan, az önceki Millî Eğitim durumu gibi, SGK da açık veriyor, SGK'ya oradan açık finanse ediyorsun. Hâlbuki bunun doğalında eğer ki ortada açık varsa -değil mi- bunun o prim noktasında değerlendirilip o açığı kapatması lazım. Yani burada fazla para topluyorsun, diğer tarafta da açık var, niye böyle yapıyorsunuz? Ya burada bir hata var yani. Bir yerde ciddi bir SGK açığı var. Burada İşsizlik Sigortası Fonu topluyorsun -değil mi- hazine kâğıdı alıyor, yüzde 12 de faiz ödüyorsun üzerine, bir saçmalık var yani ortada.

İkincisi, velev ki işçi... Biz sonuç olarak hep işçi hakları için mücadele eden bir partiyiz biliyorsunuz, amaç buysa işçinin faydasına kullanılması lazım. Yani bir fon varsa -bugüne kadar toplanmış fon bir sefer- işçi faydasına aktarılmalı. Yani burada süre uzatması yapılmalı. Mesela işsiz kalınan süre... Sayın Bakan, şu dönemde işini kaybeden iş bulamıyor özellikle belli bir yaş üzerinde ve bu ödeme sürelerinin mutlaka uzatılması ve rakamlarının artırılması lazım ya da böyle bir tedbir alacağız, ben bunu destekliyorum. İki türlü tedbir almalıyız: Bir, mevcut bu fazla toplanan prim konusunda işçi lehine işçi payını düşürün, işverenden toplamaya devam edin bir sefer, işçiden kesmeyin. O yüzde 1 işçiden kesiliyor değil mi, o yüzde 1'i kaldıralım mesela, işveren devam etsin ödemeye.

Artı, yine işçi lehine olarak ödemeler konusunda bir rahatlama getirelim, yani altı aylık süreyi bir yıla çıkaralım, rakamları yükseltelim, oranları yükseltelim ki işçi lehine bir düzenleme olsun ya da işverene de faydasını olmasını istiyorsanız, 1 puanı alın SGK primine ekleyin, buradan düşürün, SGK açığı kapansın, işverene de fazla yük yüklememiş olun. Yani böyle bir bakışa dönmemiz lazım. Yoksa, Sayın Bakan, bakın, benim korkularım var.

Az önce Varlık Fonu denildi. Yarın bir KHK çıkar, Allah korusun... Olabilir gerçi. Biliyorsunuz, KHK, kanun hükmünde kararname der ki: "Buradaki 112 milyar lirayı ben aldım, Varlık Fonu'na koydum, Kanal İstanbul'u yapacağız." diyebilir. Yani böyle risklerimiz var. O açıdan para orada gözükürse birilerinin aklına gelebilir. Yani bunu da Varlık Fonu'na alalım, Kanal İstanbul...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sen de güzel yol gösteriyorsun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Göstermeyelim işte diyorum ben ama o para görülür, hiç merak etmeyin. Acil bir şey olur, bir kanun hükmünde kararname çıkar. Bunun önünde bir engel yok, alır 50 milyarını, "Aldım Varlık Fonu'na koydum." der. Ne yapacaksınız? Hiçbir şey yapamazsınız.

O açıdan, bu gidişatı durduralım Sayın Bakan, yeni bir yasayla bu gidişatı durduralım. Burada ciddi bir yanlış var, bu yanlış üzerine çalışalım ama işçi lehine çalışalım.