KOMİSYON KONUŞMASI

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Ben de çok teşekkür ediyorum.

Salonda bulunan herkesi tekrar saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, bakın, açıklamalarınızı dikkatlice dinledik ancak hiçbirimizi tatmin etmedi. Şimdi "genel ahlak" diyoruz. Neye göre genel ahlak yani buradan ne anlamamız gerekiyor? Bir yörede yaşayan insanların ahlak anlayışının tezahürü olarak değerlendirebiliriz, değil mi? Ama bakın burada objektif bir kriter gene yok yani Türkiye'de bile muhtelif yerlerdeki, muhtelif şehirlerdeki tavır ve davranışlar farklılık arz edebiliyor. Mesela, Türkiye'nin bir şehrinde mini etekli bir hanımefendiye kimse "Genel ahlaka aykırı davrandı." demiyor ama Türkiye'nin başka bir yöresinde başını kapatmadığı için bir bayan, sadece başı açık olduğu için "Genel ahlaka uygun davranmadı." diye suçlanabiliyor. Şimdi, bakın, biz genel ahlak tanımından bahsediyoruz, yabancı kişiyle evlilikten bahsediyoruz. Türkiye'nin her yerinde bir genel ahlak tanımı yok ki bu konuda hepimizin fikir birliğine varabileceği. Sinop'ta farklı, Hatay'da farklı; Hakkâri'de farklı, Tekirdağ'da farklı. Biz şimdi yabancı bir hanımefendiden veya yabancı bir beyefendiden bahsediyoruz. Biz Müslüman bir ülkeyiz. Hristiyan bir memleketten biriyle evlenirse bir Türk vatandaşı, Türklerin geleneklerine, genel ahlakına uygun olmayan davranışları olabilir, onlara göre genel ahlaka uygundur. Şimdi kişi evleneceği kişinin ahlaki yapısını kendi sorgulasın, devlet olarak bu bizi ilgilendirmez. Siz bu sorgulamayı nasıl yaptıracaksınız?

Bakın, ben de arkadaşlarım gibi size güveniyorum, bu yasayı uygulayacak olan kişi keşke siz olsaydınız. O konuda belki tereddütlerimiz de azalırdı ama bakın "genel ahlak" tanımının gerçekten bu yasa maddesinden çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz çünkü çok soyut. Her tarafa çekilebilecek bir şey. Yarın bir gün bunun yüzünden birçok insan mağdur olacak. Türkiye'de yabancılarla evlenme oranı artık çok yükseldi. Bakın, bazı sayın milletvekillerimizin hatta bazı eski yakın dönemde bakanlık yapmış olan büyüklerimizin çok değerli yabancı hanımefendilerle evlendiğine şahit olduk. Düşünebiliyor musunuz böyle bir şeyin başımıza gelmesini yani evleneceğiniz insanın genel ahlaka uygun mu değil mi diye devlet tarafından araştırılması ne kadar incitici bir şey? Benim oğlum var, belki ileride yabancı bir gelin alacağız, bilmiyorum bugünden ama ben bu yasa sebebiyle benim oğlumun evleneceği, benim gelinim olacak kişinin devlet tarafından genel ahlaka uygun davranışları var mı evlilik öncesinde sorusunun sorulmasını hiç arzu etmem, bu beni çok incitir. Ama, maalesef bu yasa bunu getiriyor.

Bakın, daha dün alt komisyonda -arkadaşlarıma da teyit ettirdim, hangi genel müdür yardımcımız olduğunu hâlâ bilemedim ama- genel müdür yardımcımız, özellikle Doğu Bloku ülkelerinden gelen bayanlarla ilgili olduğunu söylemiş bunun ve bu kişi kimse hâlihazırda Bakanlığın genel müdür yardımcısı, üst düzey bürokrat. Onda bu zihniyet varken, yasada da böyle bir hüküm varken Türkiye'de neler olmaz. Benim bununla ilgili söyleyeceklerim bunlar. Lütfen sağlıklı bir değerlendirme yapalım. Bakın, iyi niyetle biz de Komisyonun çalışmasının hızlanması için uğraşıyoruz. Bu eleştirimiz de tamamen iyi niyetli, hepimizi ilgilendiren bir yasayı görüşüyoruz. Dolayısıyla, ileride ortaya çıkabilecek olumsuzlukları bugünden ortadan kaldırmak için söylüyoruz.

Tabii, genel ahlakla ilgili bir konu var, bir de siyasi ahlakla ilgili bir konu da var. Sayın Başkanım, Sayın Bakan Yardımcım; ben sabahtan bu yana sosyal medyayı takip ediyorum. Bilemiyorum "hashtag"leri takip ediyor musunuz -"trend topic" mi diyorlar- şu anda "direnmelih" şeyi "trend topic" olmuş, on binlerce mesaj var. Arkadaşlar, böyle bir şey olmaz. Türkiye'nin en önemli gündemi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı istifa edecek mi etmeyecek mi, direnecek mi direnmeyecek mi? Biz diyoruz ki: İstifası için haklı bir sebep varsa o zaten istifa etmeli ama bir terör örgütüyle iltisaklı kabul ediliyorsa -Sayın Bakana da sordum- veya büyük bir yolsuzluğu varsa burada istifa etmesi beklenmeden gereken yapılmalı devletin yargısı tarafından. Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanımızın bir sözü var, İran'dan gelirken bir açıklama yapmış "İstifa etsinler. İstifa etmezlerse görevden almak zorunda kalacağız görevi kötüye kullanmadan..." falan diyor, aynen şeyi söylüyorum gerekçesiyle. Arkadaşlar, bu açık bir tehdit. Ülkenin Cumhurbaşkanı, ülkenin İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, bu ülkenin savcıları eğer bu belediye başkanlarının bir suçu varsa derhâl gereğini yapsınlar ama ülkenin Cumhurbaşkanının istifa etmeye direnen, sırf Cumhurbaşkanımız istiyor diye istifa etmeye direnen bir belediye başkanını tehdit etme şansı yok ve Melih Gökçek'ten de bir kahraman yaratacaksınız böyle giderse. Ya, şu Gezi eylemlerinde Melih Gökçek'in söylemediğini bırakmadığı ve onların da Melih Gökçek'e söylemediğini bırakmadığı insanlar şimdi Melih Gökçek'e sahip çıkma yarışını girmişler. Bu konuda ben Sayın Bakandan bir açıklama alamadım ama Sayın Bakan Yardımcımız olarak, bizim çok güvendiğimiz biri olarak...

BAŞKAN - Bakanımız konuştu, siz yoktunuz.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - ...Komisyonumuzun eski Başkanı olarak, efsane Başkanı olarak sizden bu konuda bir açıklama bekliyoruz. Yani, lütfen İçişleri Bakanlığı olarak biz bunları görmüyoruz, duymuyoruz, parti içi mesele falan da demeyin. Türkiye'nin gündemi olmuş bu konu.