KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan; şimdi, Hükûmetiniz son dönemde hep şunu söylüyor: "Ya biz kaynakların üretime akmasını istiyoruz, istihdamın artmasını istiyoruz." Ama gelin İstanbul'a, diğer büyük şehirlere, paranın nereye aktığını hepimiz görüyoruz. İstanbul beton yığını oldu, herkesin şöyle bir hikâyesi var: "Şurada arazi aldım, 1 liraya aldım 10 lira oldu. Sen de gel araziye yatırım yap, sen gel buraya inşaat yatırımı yap." Herkes inşaatta bir rant zincirine girmiş durumda.

Sayın Bakan, bunu değiştirecek şey maliye politikasıdır. Bakın, ben dün Amerika Birleşik Devletleri'ndeydim ve orada...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şimdi, birtakım anekdota dayalı şeyler söylüyorsunuz, ben diyorum ki: Türkiye İstatistik ofisi, İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de ve Türkiye genelinde emlak fiyatlarındaki değişimi istatiksel olarak istiyor ve raporluyor. Bu rakamlar burada var, paylaşalım. Diyelim ki sizin o söylediğiniz bütün o rantları, şunları, bunları hesaba katıyor...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya yapmayın. Allah'ınızı seviyorsanız, beraber gelin şurada açalım, emlak sitelerini açalım tamam mı? Çok basit bir şey var, oturtun bir müdürlük...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - TÜİK'in rakamları...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, hayır, bırakın TÜİK'i. TÜİK'in rakamlarına göre biz şöyle büyüyoruz, böyle oluyor ama gerçeklik öyle değil. Tutmuyor yani "Yüzde 25 tasarruf oranımız var." diyor, yüzde 25 tasarruf gözükmüyor.

Ya ben diyorum ki: Emlak sitelerini açalım, bir de belediyenin rayiç bedellerini açalım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Açmıyor...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya açmıyor demek ki, siz açın diyorum, bakın siz maliyesiniz, siz açın.

Mesele şu Sayın Bakan, bakın, özellikle arazi meselesini diyorum, konut meselesi ayrı bir boyut. İnanılmaz bir rant artışı var ve siz bu rant artışını vergilendiremeyeceksiniz bu maddeyle. Yüzde 50'yle sınırlıyorsunuz ve ben şunu söylüyorum, bakın: Bir evi varsa, bir iş yeri varsa, oturduğu ev ekmek teknesi, bunları tabii ki sınırlayalım. Yıllar önce almış, artmasın ama rant için alınan, onuncu, yirminci, ellinci veya gitmiş bir yerde bir arazi almış, imar geçmiş, 10 liralık yer 100 liraya çıkmış; siz bunu niye kısıtlıyorsunuz Sayın Bakan? Gelin, önerge verelim beraberce, bir ev bir iş yeri, sınırlayalım. Kalanlarda artış ranta göre olsun, hem belediye vergisini alsın hem siz değer artış vergisi de alın satışlarda hem de alım satım vergisinden alın.

Bakın, sizin iktidarınız başlamadan önce servetin yüzde 38'i toplumun yüzde 1'inin elindeydi yani en kaymak tabaka yüzde 1, toplam servetin yüzde 38'ine sahipti. Bugün, toplumun yüzde 1'i yani kaymak tabaka, servetin yüzde 58'ine sahip. Bu nasıl oluyor? Servet nereden oluşuyor? Servet cebindeki para değil ki. Sahip olduğun arsa, gidiyorsun bir yerden arazi alıyorsun, imar geçiriyorlar 10 lira, 100 lira oluyor, servet böyle oluşuyor. Mesele bu serveti vergilendirmezsek, bu 58, 65 olur Sayın Bakanım. Siz o serveti vergilendirin ama dar gelirliye kısıtlayalım. Bir ev sınırı koyalım, bir iş yeri sınırı koyalım, geri kalanı değer artışının önünü açın, vergilensin.

Bakın, Batı'da şöyle oluyor komisyonda. Dün Amerika Birleşik Devletleri'ndeydim. Bağımsız bir kurul geliyor -bağımsız bir kurul, vali, belediye başkanı, şu bu değil- ve özerk bir kurul, o kurul her sene değerleme yapıyor, her sene değer artışlarını değerlendiriyor ama orada bir evi varsa, evin değeri 100 bin dolar gözüküyorsa, 1 milyon dolara çıkmışsa yüzde 2'den fazla artıramıyorsun, 102 bin dolar yapabiliyorsun. O evde o insan elli yıl oturursa yalnızca yüzde 1, yüzde 2 artırabiliyorsun. Ama gidip de bir yerde bir ev alırsan, o ev ikinci bir ev, o ev rant yiyorsa o evi sınırsız vergilendiriyor, neyse rayiç bedeli onun üzerinden vergilendiriliyor, gelin böyle yapalım. Yani bir evi olanı sınırlayalım ama 500 tane tapusu olan insanlar var bu ülkede ya. Değerlenmişse niye vergisini vermesin, niye o belediyeyi sınırlıyorsunuz. Belediye, diyelim ki değer artmışsa alsın vergisin o insandan, daha iyi hizmet versin. Siz de maliye politikası çerçevesinde rantı vergilendirin ki daha fazla para ranta akmasın, üretime aksın.

Sayın Bakan dinlemiyor, neyse, ben kayıtlara konuşayım. Sayın Bakan, benim size önerim şu: Bakın, bu maddeyi biraz daha çalışalım. Gerçekten, bakın, bu tarihî bir maddedir. Siz yüzde 50'yle sınırlarsanız daha fazla para ranta akacak emin olun. Çünkü, değer artış rakamları yok. Bakın, tapuda çok örnekleri vardır. 2 milyon olan yere 200 bin lirayı gösteriyorlar, alım satım vergisini düşük gösteriyor, alım satım kârını göstermiyor, açıktan paralar alınıyor, veriliyor. Bunları sınırlamanız lazım, bunları kontrol etmeniz lazım. Adam diyor ki: "Belediyenin rayici bu arkadaş, sana ne?" Açıktan paraları alıyor, götürüyor, sende de "Nereden buldun?" yasası yok. Alıyor bankaya on gün sonra yatırıyor, "Nereden buldun?" diye de soramıyorsun Sayın Bakan. Maliyenin işi bu, serveti vergilendirmek, dar gelirliye dağıtmak. Ama siz torbada ne yapıyorsunuz? 25'i 28 yapıyorsunuz, üst gelir kesimine yok, orta gelir kesimine yüklen, zengine yüklenme. Yok böyle bir şey, ranta yüklen Sayın Bakan, orta kesime yüklenmeyin. Bakın, burada oturan herkes orta gelir kesimli, biz hariç, biz orta-üst gelir çıkıyoruz biraz şeye göre.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Öyle mi?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Öyle çıkıyor herhâlde. Gerçi biz de ay sonunu getiremiyoruz masraflardan, ayrı ama.

Sayın Bakan, hepimiz orta gelirliysek zengine yüklenelim. Ya burada herhâlde fabrikatör, çok zengin vekil yok. Ben diyorum ki zengine yüklenelim, niye böyle karar çıkarmıyoruz? Ranta yüklenelim bir sefer de ya.