KOMİSYON KONUŞMASI

İHSAN ŞENER (Ordu) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben de buralarda inceleme yapan arkadaşlara, raporu hazırlayanlara teşekkür ediyorum.

Ben cezaevi idaresinin, şartlarının tabii ki önemli olduğunu düşünüyorum ama bir başka açıdan değerlendireceğim ben bu raporu ve geziyi. O da şudur: Biraz sonra görüşeceğimiz, Almanya'daki camilere yapılan kundaklamalar dâhil olmak üzere, artık kendi altyapısını Avrupa'yla eşdeğer şartlara taşıyan Türkiye, "Evet, siz geliyorsunuz, bakıyorsunuz ama biz de bakalım siz de ne oluyor?" demek psikolojik üstünlüğünü yakalamıştır, bu çok önemli bir şeydir, bunun altını çizmek istiyorum. Yani Türkiye'deki pek çok cezaevinde -biz de geçen yıl Almanya'ya gittik, orada gördük- gerçekten Avrupa'daki cezaevlerinden çok iyi şartlar var. Ama bu, şu anlamı taşımıyor: Bizim de eksikliklerimiz elbette vardır fakat şu mahkûm psikolojiyle hareket etmiyoruz artık, "Siz geldiniz, baktınız, Diyarbakır Cezaevini incelediniz, Urfa'yı incelediniz, gördünüz ama biz de bakalım Milano Cezaevinde ne var, Hamburg Cezaevinde ne var." deme imkânına sahibiz ve bu psikoloji önemli bir psikolojidir. Bu psikolojik ayak aşılmıştır. Ben altyapı konusunda gerçekten Türkiye'nin hem adalet saraylarıyla ilgili hem de cezaevleriyle ilgili yaptığı yatırımların önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Evet, hukukçuların cezaevi idarecisi olması önemlidir ama mental olarak, anlayış olarak cezaevi müdürünün hangi tahsilden olduğu önemli olduğu kadar, "Cezaevi idaresinde insani şartların oluşturulması için hangi teşebbüsler var?" sorusu ondan daha önemlidir. Belki bizim de imkânlarımız geliştiğinde, eğitim seviyemiz, hukukçularımız eğitimini belli ölçüde aldığı ölçüde cezaevlerinde bu tür idareciler mutlaka olacaktır. İmkânlarla istekleri karşılaştırdığımızda belki oransal olarak Türkiye onlardan daha iyi durumdadır.

Bakınız, iki cezaevine gidilmiş, kapasiteden 13 bin daha fazla mahkûmun kaldığı izleniyor. Buradaki iki cezaevinin kapasitesi 47 bin ama kalan mahkûm sayısı 60 bin. Bu da gösteriyor ki İtalya'da da, kıta Avrupası'nda da mahkûmların istenilen, arzulanan, beklenen insan hakları ölçüsüne uygun şartlarda olamadığını gösteriyor. Bu bizi cesaretlendirmeyecek, elbette biz kendi cezaevi şartlarımızı insani seviyelere getirmemiz lazım ama Türkiye artık "Öyle mi, bir de biz size bakalım, nedir durumunuz?" psikolojik üstünlüğünü yakalamıştır. Ben bundan dolayı gerçekten çok mutluyum.

Almanya raporunu biraz sonra görüşeceğiz, onunla ilgili konuşacağım ama ben arkadaşlarımıza, giden, orada raporunu hazırlayan, burada bize sunun arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum, sağ olsunlar.