| Komisyon Adı | : | (10 / 518) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | Profesör Doktor Mahir Turhan'ın, çölyak hastalığının sağlık boyutu, gıda boyutu, sosyal ve psikolojik boyutundaki sorunlar ve çözüm önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .10.2017 |
MEHMET BABAOĞLU (Konya) - Hocam, teşekkür ediyorum.
1998'de ilk küresel iklim değişikliği, çölleşmeyle ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın bir komisyonu vardı, o komisyona da öğretim üyesi olarak geldim, bilgi verdim; Hocam gibi böyle heyecanlı heyecanlı anlattım. Ondan sonra gelen sorular vardı, bu sorularda "Ya, siz ne yaptınız peki bu durumda, akademisyen hocalarım?" filan sorusu karşısında biraz düşündüm.
Şimdi, Hocam, hakikaten iyi tespitler var burada yani sunumunuzda, özellikle teşekkür ediyorum, hem pazarı akademik seviyede de analiz etmişsiniz... Görülen şu: Yaklaşık 800 bin varsayımıyla ve bunların hepsinin kendisinin çölyaklı olduğunu bildiği varsayımıyla ve unlu mamullere aylık 210 lira bir harcamasıyla mevcut fiyatlarda, yaklaşık 168 milyon lira aylık çölyaklılara bir fatura çıkıyor ortaya. Bunun eğer biz yarısını azaltabilsek, fiyatları yarı yarıya indirebilsek hem bu yerli üretim, birinci kısımda konuşulanlar gibi, çölyaklılara yaklaşık 1 milyar liralık bir kazanç sağlamış olacağız.
Diğer konu benim çok dikkat ettiğim konu tat, lezzetti. Yani akademisyenlerimizin, özellikle araştırma kuruluşlarımızın bu konuda biraz daha fazla gayret gösterip hakikaten üreticiye lezzet, tat bakımından uygun olan formülasyonları veya uygun ürünleri geliştirip vermeleri gerekiyor yani bizim akademia camiasının da bu konuda... Bir de o öz eleştiriyi yapmanızı beklerdim. Maalesef sanayici, gördüğümüz, çoğu kendi girişimleriyle bir şeyler yapmaya çalışıyor, sağdan soldan karıştırıyor, o yüzde 18'lik ortalama bulaşma oranı Türkiye'de de bu nedenle yüksek çıkıyor. Ha, bir kısmı fırsatçılık da yapıyor ama ben, araştırma kuruluşlarımızın ve akademisyenlerimizin tüketicinin beğeneceği ürünleri onlara ulaştırma konusunda daha fazla gayret göstermelerini istiyorum yani siz belki istisna olabilirsiniz ama genel ortalamaya baktığımızda kaç tane gıda mühendisliği bölümü veya fakültesi var? Yani bu konuda ben üniversitelerimizin de yeterince aktif olmadığını, bazı istisnalar dışında üretken olmadıklarını düşünüyorum. Akademisyenler olarak da biraz kendimize dokundurmamız gerekiyor.
Şimdi özellikle bir soru sorarak bitirmek istiyorum. Son, biliyorsunuz geçen hafta dünyada özellikle alerjiye neden olan gliadinin içindeki aminoasitlerin eliminasyonuna dayalı bir GDO buğday üretimi gerçekleşti. Böyle bir ürün piyasaya çıktığında hem sosyolojik hem psikolojik hem diğer yasal durumu ne olur? Böyle bir ürünü çölyaklı "Ben kullanmak istiyorum arkadaş." dedi ne olacak? Bu konuda Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanımız olarak görüşünüz ne olur? Bununla ilgili de görüşünüzü almak istiyorum.
Tekrar, sunumunuz çok güzeldi, teşekkür ediyorum.
PROF. DR. MAHİR TURHAN - Ben teşekkür ediyorum.
Bölüm Başkanı değilim, öğretim üyesiyim orada. Onu düzelteyim.
MEHMET BABAOĞLU (Konya) - Burada öyle yazdığı için.