KOMİSYON KONUŞMASI

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Ben de Sayın Komisyon Başkanımızı, Sayın Bakanı, Komisyonumuzun değerli üyelerini, sayın milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten Sayın Bakan çok güzel ifade etti yani "Sayın Bakan" derken Sayın Murat Bakan çok güzel ifade etti Sayın Bakanım. Tabii, taleplerin tamamına biz bütün arkadaşlarımızla birlikte katılıyoruz. Siz alt komisyon kurulacağını söylediniz. Bizim söylediğimiz de şuydu: Yani, nüfusla ilgili...

BAŞKAN - Öyle bir önerge var, oylarınıza sunacağım onu.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Efendim, nüfusla ilgili bir yasayı görüşüyoruz, bir tasarıyı görüşüyoruz. Gönlümüz istiyor ki oy birliğiyle buradan çıkalım, enine boyuna tartışalım, Genel Kuruldaki görüşme süreci de kısalsın. Biz burada gerçekten iyi niyetliyiz, bunu sürüncemede bırakma gibi bir düşüncemiz yok. Ancak, Sayın Murat Bakan arkadaşımızın ifade ettiği gibi, gerçekten bu tasarıda çok sayıda bakanlığı ilgilendiren hususlar var. Evet, Anayasa'ya aykırılık baştan görüşülmeli, Anayasa Komisyonu bu konuda oturup konuşmalı, net fikrini ortaya koymalı. Yine, Sağlık Bakanlığının görev alanına giren konular var, konuşmayacak mıyız bunları? E konuşması lazım arkadaşlarımızın, bizi de aydınlatması lazım. Yine, kadınlarla ilgili, bazı kadın derneklerinin temsilcilerinin bu yasaya ciddi bir muhalefeti var, en azından bu, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda konuşulmalı. Bizim söylediğimiz bu. Yine, Avrupa Birliğine hâlen adayız değil mi Sayın Bakan yani dün itibarıyla Sayın Cumhurbaşkanı bir mesaj verdi ama bildiğim kadarıyla hâlâ görüşmeler, müzakereler devam ediyor. E Avrupa Birliği müktesebatına uygun olması lazım bizim çıkartacağımız yasaların. Bu anlamda Avrupa Birliği Uyum Komisyonunun da görüşünü almakta fayda var. Ben bu noktada değerli arkadaşıma aynen katılıyorum. Ondan sonra alt komisyonumuzu kurarız, hızlı bir çalışma yaparız, Komisyonda da eğer mutabık kalırsak Komisyonun çok fazla vaktini almadan düşüncelerimizi özetleriz, sonra da Genel Kurula hep birlikte hızlı bir şekilde inmesini temin etmeye çalışırız. Burada bir art niyetimizin olmadığını özellikle söylüyoruz.

İkincisi: Tabii, Komisyonun çalışma usulüyle ilgili gerçekten bir sıkıntımız var. Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görev yapan tüm komisyonlar çok değerli ancak hem ülkenin içinde bulunduğu durum itibarıyla hem de Meclis kurulduğundan bu yana İçişleri Komisyonunun hep ayrı bir anlamı ve önemi olmuş ancak biz herhâlde Türkiye Büyük Millet Meclisinde Dilekçe Komisyonuyla birlikte en az toplanan Komisyonuz. Biz arzu ediyoruz ki zaman zaman toplanalım, zaten havaleden bahsettiniz az önce, yüzlerce teklif var, tasarı var Komisyona havale edilmiş, en azından onlarla ilgili bir istişare yapalım. Sayın Bakan gelip en azından Komisyon üyelerini ülkenin gündemiyle ilgili ayrıca bilgilendirsin, bizim de halka doğru bilgi vermemize vesile olsun. Biz bunları çok arzu ediyoruz.

Yine, tabii, Sayın Başkan, siz de eski valisiniz, ben geçen dönem de bu Komisyondaydım, Sayın Bakan Yardımcımız da bir önceki Komisyon Başkanımızdı, kendisine de hoş geldiniz dileklerimi sunuyorum ancak ben bugün sizi biraz acele eder gördüm yani Sayın Ersoy'a biz geçen dönem haksızlık yapmışız diye düşündüm. Yani gerçekten Sayın Ersoy sabırlı bir şekilde bunu yönetti ve çok önemli tekliflerin, tasarıların bu Komisyondan çıkmasını, hem de kavgasız gürültüsüz çıkmasını sağladık. Bu konuda gerçekten ben bundan sonraki süreçte sizi daha sabırlı olmaya davet ediyorum.

Eyüp Sultan'la ilgili bugün apar topar gelen teklifin, ek teklifin, birleştirilen teklifin niye geldiğini anladık. Anlaşılıyor ki Sayın Bakan çocukluk arkadaşlarına söz vermiş, bu kapsamda böyle bir düzenleme getirmiş.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bu kadar sulandırmaya gerek yok.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Bakan...

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Şahsileştiriyorsunuz.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Bakan...

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bir milletvekili arkadaş böyle konuşmamalı, üzüldüm.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Bakan, meseleyi ironi olarak anlattım. Ne için anlattım? Ya buraya, Komisyon gündemine bir saat kala, apar topar bir metin sokuşturuluyor. Metin içeriği doğru olabilir, onu oturur tartışırız ama bir saat öncesinden, Komisyon üyeleri yok sayılarak böyle bir işlemin yapılması ancak bu ironik örnekle anlatılabilir. Asıl sulandırmak da budur. Doğru söylüyorsunuz, asıl sulandıran da bir saat öncesinde Komisyon üyelerine bu teklifi odalarına elden apar topar, yangından mal kaçırır gibi getirmektir. Sulandırmaksa budur.

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Yok, teklifi ben sundum ve siz de itiraz etmediniz ve kabul ettiniz yani. Ne sulandırması yani!

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Tamamlıyorum ben üç dakika içerisinde.

Bir de Sayın Bakan buradayken... Önemli bir konu var, beni çok rahatsız eden. Sayın Bakan, ben altı buçuk yıldır milletvekiliyim, hukukçuyum, tecrübeli milletvekillerinden biri sayılırım, bu Komisyonun da geçen dönemden bu yana üyesiyim ama tuhaf bir tartışma da var, buna da bu vesileyle bir açıklık getirmeniz lazım.

Şimdi, Türkiye'nin en büyük şehirlerinin belediye başkanları istifa ediyor ama diyor ki: "Kendi irademle istifa etmedim." "Peki, kardeşim seni kim istifa ettirdi?" Buna cevap yok. Sayın Bakan, siz İçişleri Bakanısınız, belediye başkanlarının hiyerarşik anlamda da amirisiniz. Dolayısıyla, "Bu konu beni ilgilendirmez." diyemezsiniz. Ben burada açık bir şekilde soruyorum Komisyonun huzurunda: Bu belediye başkanlarını kim istifa ettiriyor veya bu belediye başkanları niye istifa ediyor? Bu belediye başkanları terörle ilintili bulunduğu için mi istifa ettiriliyor, yolsuzluk yaptığı için mi, yoksa Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi metal yorgunluğu olduğu için mi? Eğer belediye başkanları terör örgütüyle bağlantılıysa neden görevden almıyorsunuz, neden adli makamlar işlem yapmıyor? Ben bu soruyu soruyorum. Eğer yolsuzlukla ilgiliyse konu neden siz İçişleri Bakanı olarak bu duruma el koymuyorsunuz? Neden HDP'li belediye başkanlarını bir gecede görevden aldığınız gibi bu belediye başkanlarını görevden almıyorsunuz? Bu belediye başkanlarına da tabii şunu söylüyoruz biz: "Kardeşim sen gerçekten FETÖ'yle bağlantılıysan adli makamlar seninle ilgili derhâl gereğini yapmalı." Niye istifa ettiriyorsunuz? Derhâl gereğini yapın. "Veya sizin FETÖ'yle veya başka terör örgütüyle bir bağlantınız yoksa kimsenin baskısına boyun eğmeden istifa etmeyin. Sizi oraya halk seçti." Halkın iradesinin üstünde irade yoktu hani? Hani sandıkla gelen sandıkla giderdi? Biz "Terörle bağlantısı olan varsa sandıkla gelenin sandıkla gitmesini beklemeyelim." dedik zamanında, bu konuda sizlere de yardımcı olduk. Ama bir şehrin 100 binlerce seçmeninin seçtiği bir belediye başkanının istifa edip etmeyeceğine Türkiye'de bir kişi tek başına karar veremez. Eğer, dediğim gibi, terörle bağlantılıysa da siz görevinizi yapmıyorsunuz demektir, adli makamlar Türkiye'de görevini yapmıyor demektir.

Hâlihazırda yine Türkiye'nin en büyük şehirlerinin belediye başkanlarıyla ilgili "İstifa ettirilecek." söylemleri devam ediyor. Ya Türkiye bununla meşgul Sayın Bakan. Çıkıp bu konuda bir açıklama yapın. Bu belediye başkanları veya onları seçen insanların en azından sizden bir şeyler duymaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Ben özetle, Sayın Murat Bakan arkadaşımın söylediği gibi alt komisyona göndermeden önce bu tasarıyı diğer tali komisyonlardan da fikir ve görüş alınmasının çok elzem olduğunu düşünüyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.