KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Türkiye, 15 Temmuzda gerçekten büyük bir badireden geçti. Herkes bu olaydan ders aldığını söylüyor, Yenikapı ruhundan söz ediyor. Toplumsal uzlaşmanın, barışın yeniden tesis edilmesinin, demokrasinin, millî iradenin ne kadar kıymetli olduğunu konuşuyoruz. Bunların hepsi güzel şeyler. Demokrasi, elbette millet iradesi demektir yani seçilen çoğunluk, ülkeyi yönetir. Yasama, seçilen çoğunluğun kararıyla yasaları çıkarır. Bunlara bir itirazımız yok.

Şimdi, Plan ve Bütçe Komisyonunun çalışması -ve diğer komisyonlarda da aşağı yukarı aynı- 15 Temmuz öncesi de aynıydı, apar topar yasalar geliyor. İşte, dün akşam beşte elimize geçti, on saat geçmeden şimdi burada görüşüyoruz.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, demokrasi sadece, işte, "Seçilmişler yönetir." demekle olmaz. "Nasıl yönetir?" sorusu son derece önemlidir. Yani, bir konunun Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmesi, burada oylanmış olması şeklen demokrasiyi tamamlıyor ama içerik olarak maalesef burada büyük eksikliklerimiz var. "Meclise saldırı yapıldı." diyoruz, "Özellikle seçildi ve bu darbe girişimi Türkiye Büyük Millet Meclisine yapıldı." diyoruz, "Parlamentoya yapıldı." diyoruz. Elbette bu büyük bir olay ama Parlamentonun şeklen çalışıyor olması da yeterli değil arkadaşlarım. Millî iradenin gerçekten burada işlemesi gerekiyor. Bu torba yasa geldi, dünden beri arkadaşlarımızla araştırıyoruz; uzmanlara, sivil toplum örgütlerine soruyoruz, danışıyoruz ama hiçbir şekilde yetmedi. Öyle sanıyorum ki iktidar partisi milletvekillerinin de bu maddelerle ilgili -daha evvel ne çalışmalar yaptılar, bilmiyorum ama- çok fazla bilgileri yoktur çünkü araştıracak bir zamanları olmadı. Böyle demokrasi olmaz değerli arkadaşlarım. Demokrasi olacaksa... Ülkenin, halkımızın, milletimizin geleceğini ilgilendiren, ekonomik, sosyal, her konudan geleceğini ilgilendiren çok önemli yasalar çıkarıyoruz. Bu yasanın toplumda tartışılması gerekiyor. Hem dışarıda, sivil toplumda bir demokratik müzakerenin işlemesi lazım hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinde başta Komisyonumuzda olmak üzere demokratik bir müzakerenin işlemesi gerekiyor ki biz bu rejime demokrasi diyelim. Yoksa şeklen bir demokrasiden söz etmiş oluruz ve kurtardığımız şey de şeklen demokrasi olur. Eğer gerçekten biz 15 Temmuzdan ders almışsak, millî iradenin bütünüyle buraya yansıması gerekiyor. Millî iradenin bütünüyle buraya yansıyabilmesi için de milletvekillerinin bu yasaların tüm taraflarının, buradan etkilenecek olan insanların, sivil toplum kuruluşlarının ne düşündüklerini, niye istediklerini, niye istemediklerinin hepsini öğrenmeleri burada müzakere yapmaları, tartışmaları gerekiyor. Siz öyle yapmıyorsunuz, yangından mal kaçırıyorsunuz. Böyle demokrasi olmaz değerli arkadaşlarım. Eğer demokrasi diye şeklen buna devam edeceksek yarın başka sorunlarla da karşı karşıya kalırız diyorum.

Biz şimdi burada yapacağımız tartışmaları aslında usul tartışması diye geçmeyelim, geçiştirmeyelim; usulle ilgili gerçekten sağlıklı şeyler yapılmıyorsa içerik konusunda da sağlıklı sonuca ulaşmamız mümkün değildir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Benim kısa bir açıklama yapmam gerekiyor müsaade ederseniz.

Bildiğiniz gibi, Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı cuma günü Komisyonumuza intikal etti ve bugün saat 13.00 için de gündem yapmıştık. Fakat, bu arada BES'le ilgili, bireysel emeklilikle ilgili olan tasarı da Meclise sevk edildi ama ulaşabildiğimiz Komisyon üyesi arkadaşlarımızla, sözcülerimizle bir değerlendirme yaptığımızda bunun aslında Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından görüşülmesi gerektiği konusunda bir mutabakatımız oldu. Bu, Kanunlar Kararlar Dairesi ya da Meclis Başkanlığı tarafından çalışma komisyonuna sevk ediliyordu. Aramızda konuştuktan sonra, biz bunu istedik ve Komisyonumuza bir mutabakatla çektik ve bugün de gündeme aldık. Aslına bakarsanız da onlarca da benzer örnek Komisyonumuzda var yani kırk sekiz saatlik süre beklenmeden gündeme alınan pek çok örnek de söz konusu. Ama zaten Plan ve Bütçe Komisyonunun bir temel özelliği bir uzlaşı süreci içerisinde bu süreci götürmeye çalışıyor olması ve bunun göstergesi olarak da zaten Komisyonda da gelip aslında birtakım fazla olabilecek tartışmaların önünü kesmek adına da birtakım tartışmaları öncesinde her zaman gelen tasarı ya da teklifleri süzgeçten geçirerek biz burada Komisyonumuza taşıyoruz. Bu süzgeçten geçirme işlemini yaparken de bunu genelde grup sözcülerimizle birlikte yapıyoruz. Burada her ne kadar mesela gelen tasarının adı Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'ysa da burada hem benim hem grup sözcülerimizin, buradaki diğer siyasi partilerimizin ortak kanaatleri Türkiye Varlık fonu kurulmasıyla ilgili bölümün bir kod kanun olarak görüşülmesinin daha doğru olacağı şeklinde bir ortak anlayış ve üzerinde biraz daha çalışılmasıyla ilgili bir ortak anlayış oldu.

Biz şu an BES'e başladık, BES'i görüşeceğiz ama bir bilgi olarak söylüyorum, biz uzlaşma bilgisi olarak söylüyorum: Bununla ilgili olarak bu maddeleri çekiyoruz, bugün bir teklif olarak içeriye veriyoruz, hemen yarın gündeme alacağız, gene kırk sekiz saati beklemeyeceğiz. Bununla ilgili bir alt komisyon oluşturacağız, bir çalışma grubu, ilgili taraflarla, işte, SPK'dır, Hazinedir, Özelleştirme İdaresidir, Merkez Bankasıdır, onlarla bu çalışmaları yaptıktan sonra, bir gün sonra zannediyorum Komisyonumuza taşıyacaklar ya da iki gün sonra ve biz tekrar Komisyonumuzda bunu ayrı bir kod kanun olarak, tasarı olarak ele alacağız. Aynı şekilde, bunun içerisinde -Sayın Paylan'ın da ifade ettiği gibi- bazı maddelerle ilgili tabii ki itirazlar var. Sayın Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Temizel'in, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Sayın Kalaycı'nın ve Sayın Erhan Usta'nın da birtakım maddelerle ilgili itirazları oldu. Bunlarla da üzerinde anlaştıklarımız var, anlaşamadıklarımız var. Üzerinde mutabık olduğumuz birtakım maddeleri de görüşmeler esnasında kanun metninden çıkaracağız. Yani, biz her zaman buradaki görüşmeleri yaparken azami uzlaşmayı sağlayacak uzlaşma kültürü içerisinde ve Plan ve Bütçe Komisyonuna yakışır biçimde de buradaki çalışmaları sürdürüyoruz ama uzlaşma da her konuda hemfikir olma anlamına da gelmiyor tabii ki. Uzlaşma her konuda hemfikir olma anlamına geldiğinde de o zaman demokrasinin, siyasi partilerin falan bir anlamı da kalmıyor. Tek sesin, tek sözün olduğu bir sistemde de bir demokrasiden bahsetmek mümkün değil. Tabii ki farklı bakış açılarımız olacak, tabii ki farklı yaklaşımlar olacak, bu son derece tabidir ama üzerinde uzlaşılabilir alanlarda da uzlaşılacak.

Ben tekrar hassasiyetleri için bütün Komisyon üyesi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.