| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/754) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 17 .08.2016 |
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de birkaç hususu -çok, konu aslında bütün yönleriyle paylaşıldı ama- çok fazla tekrara girmeden meseleye bütüncül bakmak gerektiğini ifade etmek istiyorum. Kanun lafzıyla veya ruhuyla temas ettiği bütün meselelerde meridir. Elbette ki hukukta da, diplomaside de, uluslararası ilişkilerde de kavramlar önemlidir, her kavram bir müessesedir, bir müktesebatı içerir fakat şunun bilinmesini isteriz. Sayın Salıcı, Mavi Marmara'da "Bizim arkadaşlarımız, CHP'liler yoktu, sizin düşüncenizde olan arkadaşlar vardı orada." diye ifade ettiler çoğunlukla yani CHP'lilerin olmadığını ifade ettiniz, biz bununla iftihar ederiz.
OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Çoğunlukla.
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Mavi Marmara'da o bölgeye yardım taşıyanların hassasiyeti neyse AK PARTİ Hükûmetinin hassasiyeti odur. Dolayısıyla bizler Mavi Marmara'daki hassasiyeti taşıyanların hassasiyetini taşıyoruz ve Mavi Marmara hadisesinin vuku bulmasından sonra gerek uluslararası camiada gerekse Türkiye'de bu meseleyi en yüksek sesle ve sizin de ifade ettiğiniz gibi defalarca, onlarca toplantıda Cumhurbaşkanımız o dönemin Başbakanı olarak ifade etmişlerdir. Dolayısıyla bizim meseleye bakışımız bir: Mağdur ve mazlum Filistin halkının haklarını dünya kamuoyunda savunmak, bunu gerek Birleşmiş Milletlerde, diğer uluslararası toplantılarda ifade ediyoruz. İki: Elbette ki bölgede İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi fakat öncesine bakmak lazım yine bütüncül bir bakış açısıyla. Mavi Marmara'yı doğuran veya Mavi Marmara'yı yola çıkaran hadise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2009'da "one minute" diye ifade edilen İsrail Cumhurbaşkanına meydan okuyan bir açıklamasıydı yani uluslararası camiada yine tenzil eden bir açıklamaydı ve ondan sonra Mavi Marmara gibi hadiseler gelişmeye başladı. Dolayısıyla siz bir tarafını görüp diğer tarafını görmezseniz... Şimdi bugün muhalefette olup bunları konuşmak kolay ama "one minute" açıklamasını biz İsrail Cumhurbaşkanına yaptığımız zaman dönemdeki Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri veya bu komisyonlarda bulunanlar -isimlerini vermeyeceğim, hakları geçmesin anlamında söylüyorum- ""One minute" politikasıyla Türkiye Orta Doğu'da bataklığa saplanmıştır. Biz kim oluyoruz da İsrail'e bu şekilde beyanda bulunuyoruz?" diyen CHP'liler vardı, dönemin kayıtlarına bakabiliriz. Olabilir yani partinin açıklaması veya bir milletvekilinin açıklamasıdır, eleştirme anlamında söylemiyorum. Biz burada AK PARTİ olarak bakış açımızı paylaşıyoruz, bütüncüldür.
Bölgeye bir: Bu anlaşmadan sonra, bakın öncesinde "gidiyordu yapıyordu." diyorsunuz ama öncesinde Türkiye'den giden bir yardım yoktu Sayın Yılmaz, bu anlaşmayla beraber var. İki: Özür, terminolojik bir tartışmaya girmeyeceğim ama son tahlilde bunu Bakanlık yetkilisi ifade ediyor, aynı anda diplomatik bir dille İnternet sitesinde yayımlandığını ve telefonda bizzat Cumhurbaşkanına ifade edildiği, bu da var. Üç: Şimdi, oradaki Latince kelimeye, orijinalinden İngilizce tercümeye de aynı şekilde girmiş olması da bizim çok eski hukuk geleneğimizde zarar izale olunur der mecelle, önemli olan bir zararın giderilmesidir. Tabii ki bir ölünün zararının tazminat adı altında ifade edilmesi maalesef bizim pozitif hukukta da böyledir. Tazminata hükmedilir ölüm hâlinde ama dikkat edin, -şimdi çok eleştirdiğiniz bir başka hususu hukuki olarak söylüyorum, bir hukukçu olarak söylüyorum- burada Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu mağdurların haklarından veya davalarından vazgeçtiğine dair bir madde de yok, başka bir şey var.
EREN ERDEM (İstanbul) - Ama var.
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Bakın, ama hayır, bir şey söylüyor orada. Anlaşmaya şimdi diplomasi ve hukuk diliyle baktığınız zamanda şunu söylüyor: "Bundan dolayı İsrail Hükûmeti bir tazminat ödemeye mahkûm kalırsa bundan dolayı da Türk Hükûmeti bunu tazmin eder." diyor yani tazminatın tazmini... Ama bakın, şunu orada eğer siz tamamen İsrail tarafını diplomatik veya hukuki bir başarı elde etmiş gibi görürseniz yanlış olur. Şunu diyorum ben: Türkiye davalarından vazgeçmiyor, vatandaşlarımızın, mağdurlarımızın, kurbanlarımızın dava haklarından vazgeçildiğine dair de bir taahhütte de bulunmuyor, bunu İsrail tarafı da farkında.
EREN ERDEM (İstanbul) - 4'üncü maddeyi okuyun.
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Bakın, bir sonraki maddeyi okuyacaksınız...
(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili Cemalettin Kani Torun geçti)
BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım, sonra söz veririm.
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Bir sonraki maddeden bahsediyorum yani tazminatla ilişkili olarak eğer İsrail Hükûmeti diyor mağdurlara bir tazminat ödemeyle karşı karşıya kalırsa bu anlaşmaya rağmen bunu da Türk Hükûmetinden tazmin eder diyor.
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) - Ya diyor ki: "Ben 20 milyon doları verdim, kardeşim bundan sonra ne yaparsanız yapın. Yani 150 milyon dolar olursa zaten siz ödeyeceksiniz."
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Hayır demiyor, böyle bir madde yok burada.
BAŞKAN - Arkadaşlar karşılıklı konuşmayalım, arkadaşlar lütfen.
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Hayır, hayır, demek istiyor değil bak, İsrail Hükûmeti "Biz tazminat ödemeyi kabul ediyoruz." diyor, "Bundan dolayı tekrar bir ödemeyle karşılaşırsak..." Bakın, bunun anlamı şudur...
EREN ERDEM (İstanbul) - "Hükûmet öder, biz ilgilenmeyiz, bizi bağlamaz." diyor.
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Hayır, hayır, bakın, başka bir şeye vurgu yapıyorum, ben farkındayım, hukukçuyum.
BAŞKAN - Arkadaşlar, arkadaşımız kendi hukuki görüşünü açıklıyor, sonra siz de sırayla açıklarsınız, sorun değil.
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Başka bir şey söylüyorum, diyorum ki: Burada Türk Hükûmeti de İsrail Hükûmeti de şunun farkında. Türk Hükûmeti mağdurların açmış olduğu bu davalardan vazgeçmiyor, böyle bir hak kullandığı falan yok.
EREN ERDEM (İstanbul) - Bizi genel dava açmış sayıyor.
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Hayır, diyor ki, açılan davalarla ilgili davalar devam ediyor, buna ilişkin...
BAŞKAN - Arkadaşlar... Haydar Bey, siz yorumlarınızı bitirin, sırayla arkadaşlar da konuşsun.
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Evet, "Buna ilişkin bir tazminat şeyi varsa biz nasıl ki tazminat alıyoruz, tazminat hakkını ister Hükûmeti kullanır." diyor. Mağdurların dava hakkından vazgeçtiğine dair bu anlaşmada herhangi bir hüküm yok. dolayısıyla Bakanlık yetkilisi ifade etti, bu davalardan vazgeçileceğine dair burada bir ibare yok.
EREN ERDEM (İstanbul) - Haydar Bey, "Biz aradan çıkıyoruz siz ne yaparsanız yapın." diyor ama 5'inci maddede onu...
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Hayır demiyor, tam tersine davaların devam ettiğini kabul ediyor, davalar var diyor...
BAŞKAN - Arkadaşlar... Siz bitirin, bir dakika arkadaşlar, bitirsin...
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Bir bütün olarak baktığımızda da bu anlaşmayla bir: Bu mağdurların ailelerine bir tazminatın, elbette ki dava hakları devam edebilir, bunu kullanabilir ve buna ilişkin bu anlaşmada bir vazgeçme yok, bu bir. İki: Özür, şu veya bu şekilde dilenmiştir. Üç: Esas derdimiz olan ve Mavi Marmara yolcularının mağdurlarının da derdi olan mağdur Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize yardım götürme mirasının yani bu Mavi Marmara'daki kardeşlerimizin bize olan mirasını biz bu şekilde yerine getiriyoruz. Evet, bundan sonra Gazzelilere, liman, şu veya bu şekilde ama bu anlaşmaya kadar gitmiyordu, bu anlaşmadan sonra her türlü insani yardım, işte birtakım enerji vesaire ama önemli olan Filistin halkının ve Gazze halkının yanında olmaktır, biz "one minute"le de bunu yaptık, Mavi Marmara'da da bunu yaptık, bizim kardeşlerimizdir. Salıcı ikrar etti, dedi ki: "Bizden kimse yoktu orada, çoğunluğu sizdendi." Bunu sağlamış oluyoruz ve tazminat tartışılabilir, hukuki olarak da tartışılabilir, bir avukat olarak da...
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - ...mesleğim gereği, anlaşmaya oturursunuz elbette ki sizin avantajlı taraflarınız, dezavantajlı taraflarınız vardır, anlaşmanın sonucunda sizin elde ettikleriniz vardır, karşı tarafın elde ettikleri vardır, bu da makul görülebilir ama bütüncül olarak tekrar özetliyorum. Bu anlaşmada biz Filistin halkının ve Gazze halkının yalnız bırakılmaması, onlara yardım gitmesi konusunda adımı atmış olduk ve bölgede iki devletin ilişkilerinin de normale dönmesi anlamında da bir adım atılmış oldu, ben meseleye böyle bakmak istiyorum.