| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/754) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 17 .08.2016 |
CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; birkaç konuda kısaca açıklama yapayım.
Birincisi: Bu özür meselesiyle ilgili, biliyorsunuz, sözlü olarak bir özür yapıldı "apologize" şeklinde ve web sitesinde yayınlandı. Şimdi, arkadaşlar diyorlar "Yazılı mektup gelseydi daha iyi olmaz mıydı?" İsrail'i az çok tanıyan birisi için hele de Netanyahu'yu, İsrail sağının önde gelen temsilcisi, sözlü olarak "apologize" demesinin ne kadar onun için yazılı olmasından daha ağır bir şey olduğunu az çok tahmin edebilirsiniz. Kaldı ki o dönemde biliyorsunuz, İsrail medyasında çok ağır eleştirilere maruz kaldı ve İsrail ilk defa bir ülkeden özür dilemiş oldu. Hatta...
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) - Mısır'ın 5 askerini öldürdüğü zaman İsrail çıktı bir hafta içerisinde özür diledi yani ilk değil.
CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Ve İbranice'de bu özür kelimesi yoktur. Siz bunu buraya soktunuz diye basında ciddi bir, özellikle Lieberman o dönemin Dışişleri Bakanı çok ağır eleştirilerde bulunmuştu.
Bir konu da bu Palmer Raporu'yla ilgili Oğuz Bey'in bahsettiği. O raporda aslında Mavi Marmara'yı bir anlamda şey yapan, İsrail'in yaptıklarını aklayan, Mavi Marmara'yı suçlu gösteren bir rapordur. Öyle, hani, bizi destekleyen bir rapor da değildir.
OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - O rapor değil, ondan sonraki rapordan bahsediyorum. İki rapor var.
CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Bir konu daha, burada bir yanlışlık var yani ambargo o dönemde sanki Aşdod Limanı'ndan her şey gidiyordu da biz onun yerine şeyi tercih ettik. Doğru, Mavi Marmara'nın amacı Gazze'ye doğrudan götürmekti ama hatırlayın, 2008 Aralık sonunda başlayan Dökme Kurşun Operasyonu sonrasında İsrail, Aşdod üzerinden giden mallara ciddi oranda engelleme başlatmıştı.
EKREM ERDEM (İstanbul) - 2010'a kadar Hocam, 2010'da tamamen açıldı.
CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Hayır, o dönemde ben yardım işleriyle uğraşıyordum. O dönemde İsrail üzerinden mal göndermek imkânsız gibiydi yani bizzat içinde olduğum için biliyorum. Yani, tek tek saydırıyordu, "Şu, şu, şunun haricinde gönderemezsin." İnşaat malzemesi gitmiyordu mesela, daha birçok şey gitmiyordu çünkü "Bundan yok, füze yapılıyor, bundan bilmem ne yapılıyor." Yani, gıda maddelerinde bile ciddi kısıtlama vardı. Biz tıbbi malzeme göndermekte olağanüstü zorluk çekiyorduk o dönemde ve gönderemiyorduk. Dolayısıyla, o döneme geri döndük değil, aslında onun çok daha öncesine geri dönmüş olduk. Bu anlamda, biz ambargoyu tanımış olmak gibi bir şey de söz konusu değil çünkü bu yapılan anlaşmada Türkiye'nin ambargoyu tanıdığına ilişkin bir şey yok, sadece mutabakat metninde Türkiye'nin Aşdod üzerinden her türlü malzemeyi İsrail'e göndermesi konusunda bir karşılıklı mutabakat var. Dolayısıyla...
OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Her türlü malzeme değil.
CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Herhâlde silah demiyoruz ama onun haricinde insani malzemeyi...
OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - İsrail'in onayladığı malzemeleri gönderiyorsunuz.
CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Hayır, insani malzemeleri ama inşaat malzemeleri gönderiyoruz; o zaman inşaat malzemesi, tıbbi malzeme bile gönderemiyorduk.
OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - İsrail'in onayına bağlı, lütfen bunu atlamayalım arkadaşlar. Malzemenin ne olacağına hâlâ İsrail karar veriyor.
CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Şimdi, şöyle: Oradan geçtiği için yani elbette ki gümrük kuralları açısından, herhâlde silah gönderilmesi kendi açısından mümkün değil ama onun haricindeki malzemeleri, insani yardım malzemelerinin gönderilmesi konusunda bir kısıtlama olmadığını söyleyebilirim.
Benim söyleyeceğim bu kadar.
Teşekkürler.