KOMİSYON KONUŞMASI

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Muhterem milletvekilleri, akşamın bu saatinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamın girizgâhında bir iki hususa temas ederek başlamak istiyorum: Sayın Murat Emir biraz evvel partilerin verdiği kanun tekliflerine ilişkin bazı rakamlar söylerken Milliyetçi Hareket Partisinin kanun teklifi sayısını sanırım sehven, yanlış bir şekilde 30 olarak ifade etti. Şimdi, Kanunlar Kararlardan da teyit ettim, Milliyetçi Hareket Partisinin 26'ncı dönemde vermiş olduğu kanun teklifi sayısı tam 252'dir arkadaşlar, öncelikle bunu ifade edeyim. Bu, İç Tüzük 37'ye ilişkin rakamlarla olabilir. Bizim verdiğimiz kanun teklifi rakamı doğrusu budur.

Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisinin programını, çizgisini, muhalefetini, politikalarını, ilkelerini anlamayabilirsiniz, eleştirebilirsiniz de ama Milliyetçi Hareket Partisini suçlayamazsınız değerli arkadaşlar. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak konjonktürel davranmayız -pergelimizin sivri ucu- mutlaka ilkelerimize ve ülkemizin içinde bulunduğu şartlara göre hareket ederiz. Çalışmanın içinde Cumhuriyet Halk Partisi varsa, HDP varsa bu çalışma, iş birliği, diyalog meşru olacak, demokratik olacak ancak CHP, HDP yoksa Milliyetçi Hareket Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisiyle ortak mutabakat içerisinde bir uzlaşma çalışması yaparsa suçlamaya varan eleştiriler yapılacak. Bunu kesinlikle haksız olarak görürüz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Akçay, düzelttim ben onu yani.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bilakis bu eleştirileri meşru görmeyiz. 7 Haziran seçimlerinden sonra da belli bir bloğa hapsedilmek istendi partimiz ama biz, inandığımız politikalarımız çerçevesinde yolumuza devam ediyoruz.

Tekraren, daha önce de ifade ettiğim gibi biz siyasi partiler olarak birbirimize düşman değiliz, siyasi rakipleriz; bu, iktidar partisi için de geçerli, muhalefet partileri olarak da geçerli. Eleştiriler, birtakım değerlendirmeler baki olmakla birlikte ben de şunu tekraren ifade etmek isterim ki amacım kesinlikle bir polemiğe yol açmamak ama iyi niyetli demokratik bir değerlendirme yapmak: Cumhuriyet Halk Partisi, bilhassa bu Anayasa ve İç Tüzük çalışmaları bağlamında ana muhalefet partisi olmanın sorumluluğunu ve inisiyatifini üstlenmemiştir, bunu açık yüreklilikle ve tekraren ifade etmek istiyorum. Keşke Cumhuriyet Halk Partisi de bu çalışmaların içerisinde olsaydı iyi olurdu diye düşünüyorum.

Bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi ile Adalet ve Kalkınma Partisi birlikte bu İç Tüzük çalışmasını neticelendirdik ve bir ortak imzayla Meclis Başkanlığına sunduk, Komisyon görüşmeleri şimdi tamamlandı, önümüzdeki günlerde de Genel Kurul görüşmeleri başlayacak. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak öncelikle Adalet ve Kalkınma Partisiyle birlikte bir ortak uzlaşma, bir mutabakat içerisinde ve iyi niyetle bütün görüşlerimizi, müzakerelerimizi, tekliflerimizi birlikte harmanlayarak, sentezleyerek âdeta bir tahin ile pekmezin karışması gibi -nasıl ayıramazsanız- bir ortak teklif olarak bunu sunduk. O nedenle Adalet ve Kalkınma Partisine teşekkür ediyorum.

Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisi ve HDP'den bu Komisyonda çok değerli görüşler serdeden, eleştiriler getiren arkadaşlarımız da oldu. Ancak yorumların çoğu gerçekten zorlama yorumlar olarak değerlendireceğimiz -bunun da özellikle tutanaklara girmesini arzu ediyorum- zorlama ve bağlamından kopuk da yorumlar yapıldı. Bilhassa Komisyon safahatını çok düzenli ve sürekli izlemeyen milletvekili arkadaşlarımızda bunu gördüm. Sadece genel siyasi değerlendirmeleri ve haksız birtakım eleştirileri tercih ettiler. Hatta bazen bazı arkadaşlarımız öyle konuşmalar yaptılar ki dışarıdan bakan birisi, bu eleştirileri ve iddiaları izleyen birisi "Vay babo, biz ölmüşüz de haberimiz yoktur." bile diyebilir. Yani dışarıdan bakan birisi sanki bu İç Tüzük'te disiplin hükümleri hiç yok, disiplin cezaları tadat edilmemiş, ilk defa disiplin hükümleri getirilmiş bile zannedebilir. Yokmuş gibi, yeni bir disiplin cezaları getiriliyormuş gibi konuşmalar da yapıldı. Oysa bu İç Tüzük'te 13'üncü kısım olarak ve 8 maddede disiplin hükümleri ve disiplin cezaları düzenlenmiştir. Burada birkaç maddede birkaç hususla bir ilave yapılması söz konusudur.

Sayın Başkan, sözlerimi uzatmak istemiyorum yalnız bu yapılan tartışmalarla birlikte teklif sahipleri olarak tutanaklara girmesini özellikle istediğimiz birkaç husus var, onu da bir iki dakika içerisinde ifade etmeye çalışacağım.

Tutanaklara girmesi bakımından, disiplin hukukunun ve disiplin kurallarının mahiyetine ilişkin literatürün de yardımıyla bir değerlendirme yapmak istiyorum. Disiplin, belli bir kurumun iç düzeninin bozulmasını veya topluluğun yararlarının zarar görmesini engelleyen, çeşitli kurallar öngören sistemdir. Disiplin kavramı akla ilk gelen anlamıyla bir cezayı çağrıştırsa da cezadan daha kapsamlı ve sadece yaptırımı içermeyen, aynı zamanda düzene uymaya yönelik kuralları da barındıran daha üst bir kavramdır. Kurumsal yapılarda ve dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi fevkalade önemli bir kurumsal yapıda mutlaka bir disiplin sistemi olmalıdır ve vardır. Disiplin cezası, olmaması gereken bir hareketin bir daha ortaya çıkmasını engellemek ister, kurum içindekilerin olumsuz davranışlarını düzeltme çabasındadır. Bu bağlamda, disiplinin asıl amacı, bireylerin olumlu davranışlarını kuvvetlendirmek ve desteklemektir. Disiplinle belli bir kurum ya da grupta düzeni sağlayıcı bir araç olmasıyla birlikte, düzen ve disiplinin sağlanması ve korunması da amaç hâline gelmektedir. Devletin kalbinin attığı yer olan parlamentolarda disiplinel kuralların oluşturulması kaçınılmazdır. Bireylerin hukuki sonuç elde edecekleri birtakım işlemler kaynağını yasama organının tesis ettiği yasama işlemlerinden almaktadır. Son derece önem taşıyan yasama faaliyetinde görüşme düzeninin sağlanması Meclis İçtüzüğü'nde düzenlenen disiplin cezalarıyla katkı vermektedir. Milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu ve komisyonların görüşme düzenini bozacak tutum ve davranışlardan kaçınmaları beklenir. Milletvekillerine verilebilecek disiplin cezaları Parlamento tarihimizde uygulanan belli başlı iç tüzüklerin hepsinde özenle düzenlenen konuların başında gelmektedir. Yasama çalışmalarının etkin ve verimli biçimde sürdürülebilmesi için çalışma düzeniyle ilgili hukuk kurallarına bağlı kalınması, bu kurallara aykırı tutum sergileyen üyelerin ise gerektiğinde cezalandırılması doğal bir mecburiyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden İç Tüzük'te öngörülen disiplin cezaları bir yandan yasama disiplinini bozmaya yönelen milletvekiline uygulanacak yaptırım olarak karşımıza çıkmaktadır, öte yandan bu tür cezalar görüşme düzeninin sağlanması ve korunması açısından kural dışılıkları önleyerek caydırıcı bir işlev de üstlenirler. Diğer bir ifadeyle Meclis İçtüzüğü'nün üyelerinin kural dışı tutum ve davranışlarıyla ilgili olarak öngördüğü önleyici özellikler sergilemektedir.

Milletvekilleri Türkiye Büyük Millet Meclisindeki topluluğu oluşturur ve bu topluluğun da kendi iç ilişkilerini ve görüşme düzenini koruma ihtiyacı vardır. Her şeyden önce Meclis iç düzeninin korunması, yasama ve diğer faaliyetlerin düzgün ve huzur içinde işleyebilmesi açısından önem taşır. Bu nedenle Meclis İçtüzüğü'nde, Meclis görüşmelerinde ya da Meclis içinde disiplini ve düzenleyici kurallara yer verilmiştir. Bu kurallara aykırı davranan milletvekilleri disiplin cezalarının muhatabı olur ve bu cezalar milletvekillerinin uyum içinde yani huzur ve güven içinde çalışmalarını sağlamak amacındadır. Görüşme düzeninin sağlanması ve doğru tartışmaların yapılarak yerinde kararların alınması, Meclis içi görüşme düzeninin iyi olmasına bağlıdır. Görüşme düzeninin bu kadar önem taşımasından dolayı milletvekillerine uygulanan disiplin cezalarının caydırıcı işlevinin olması gerekir.

Meclisteki disiplin cezalarının genel olarak şu özellikleri olduğu söylenir: Meclis İçtüzüğü'nde öngörülmüşlerdir. Meclisteki görüşme düzenini koruyucudur. Doğrudan Meclis Başkanı tarafından uygulanabileceği gibi Başkanın önerisi üzerine Genel Kurul kararıyla da uygulanırlar. Fiilin ağırlığına göre, cezanın ağırlığı da artmaktadır. Buna göre Başkanın takdir yetkisi de kısıtlanıyor. Sadece Mecliste uygulananlar değil, genel olarak disiplin cezaları düşünüldüğünde kurala ve düzene aykırılık oluşturan her fiilin bir yaptırımla karşılaştığı görülür. İdarenin yetkilerinden biri olan ve geniş bir alana sahip olan yaptırım uygulama yetkisi düşünüldüğünde, idare, kurala uymayan kişiye mutlaka bir yaptırım uygular. Tipik bir idari işlem olarak karşımıza çıkan disiplin cezaları belli bir çalışma düzenine ihtiyaç duyulan Türkiye Büyük Millet Meclisinde de uygulanır. Mecliste milletvekillerine uygulanan disiplin cezalarının da bir idari kurum veya kuruluştaki iç düzende uygulanan cezalardan farklı bir yönü yoktur. Her ikisi de bozulan iç düzenin yeniden tesisini hedefleyen idari yaptırımlardır.

Öte yandan, disiplin cezalarının Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama faaliyetleriyle ilgisi olduğunu söylemek mümkün değildir, bununla ilintilendirmemek gerekir. Milletvekillerine uygulanan disiplin cezaları da Meclisin yasama faaliyeti kapsamında yürüttüğü bir faaliyet değildir. Disiplin cezası kararı, Meclisin yasama fonksiyonu dışında almış olduğu idari bir karardır. Bunun mutlaka ayrımının iyi yapılması gerekiyor ve bu müzakerelerde hiç yapılmayan, hemen hemen yani büyük ölçüde yapılmayan bir ayrım olduğunu, bir hatalı değerlendirme olduğunu tekraren vurguluyoruz. Disiplin cezası kararı Meclisin yasama fonksiyonu dışında almış olduğu idari bir karardır. Disiplin cezası, milletvekilinin kurala uygun olmayan tutum ya da davranışının niteliğine göre, İç Tüzük'te belirtilen usullere göre Başkan tarafından ya da Genel Kurul kararıyla ilgili milletvekiline uygulanır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde öngörülen disiplin cezaları milletvekillerinin kural dışı davranışlarına karşı yaptırım niteliğindedir. Son olarak ifade etmek isterim ki disiplin hükümleri ve cezaları Anayasa'nın 83'üncü maddesindeki "yasama dokunulmazlığı" kapsamında değerlendirilemez; sadece Meclis içi bir disiplin uygulamasıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bu görüşlerimi ifade ettikten sonra, bu İç Tüzük değişikliğinin ülkemize, milletimize ve Türkiye Büyük Millet Meclisine hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum ve katkıda bulunan bütün arkadaşlarımızı sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum.