ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, aslında Anayasa Komisyonunda, Komisyonun taraflar arasında derin çelişkiler yaratmış, karşıtlıklar yaratmış bugüne özel gündeminden bağımsız ve Cumhuriyet Halk Partisi adına bir şey söylemek isterim. Çok kıymetli bir konuşma, hem Murat'ın hem Sevgili Markar'ın yaptığı konuşmalar. Şimdi, bir yandan tabii hepimiz kendi mahallemize de sahip olmalı, oradaki eksiklikleri görmeli, onun üzerinden de doğruları yapmamız lazım. Bunun da bir tane yolu var, o da bu Anayasa Komisyonuna düşer. Örneğin, Yeni Şafak, Yeni Akit, Soma faciasından sonra iktidarla şirketin bağlantısının olmadığını ve aslında korunmayacak adamlar olduğunu göstermek için sahiplerinin birisinin Yahudi, birisinin Ermeni olduğunu iddia etmişti. Fetullah Gülen'in Ermeni olduğu iddiası geçen sene temmuz ayında böyle hani sizin mahallenin çokça okuduğu gazetelerin, Güneş'in ve Yeni Akit'in uzun süre üzerinde durduğu bir şeydi ve bu gerçekten inanılmaz üzücü. Benzer şeyler, benzer dil bizi temsil eden, bizim siyasetimizin çokça okuduğu yerlerde de daha geçmişte daha çok oluyordu, şimdi de olsa rahatsızlık duyuyoruz. Şunu söylemek lazım: Mesela Yeni Akit Adolf Hitler'in resmini koymuştu Mavi Marmara'dan sonra ve resimdeki ismi çözdüğünüzde bulmacada "Seni özlüyoruz." çıkıyordu mesela. Şimdi baksanız "Seni özlüyoruz Hitler, Yeni Akit." yazın, pat, karşınıza o günkü bulmaca sayısı çıkıyor.

Şimdi, biz bugün burada bunları konuşurken başka sorumluluklarımız var. Bu Parlamentonun nefret söylemine karşı, ötekileştirici dile karşı anayasal ve bugün burada yaptığımız iş, tam tersine o madde üzerinde tartışacağız ama buna göre bütün Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını bağlayacak, Ceza Kanunu'nda karşılığı olan ve hepimizin de hem dilini hem söylemini hem gazeteleri belli bir noktaya getirecek ve belki on-on beş yıl içinde sonuç verecek bir çaba içine girmek durumundayız. Ne olursa olsun yani deprem öyle bir şeydir ki Türk, Kürt, Alevi, Sünni ayırmaz. Ne kadar masum bir kelime, hepimizin ağzında. Aslında deprem bu kadar berbat bir şey olmasaydı, Kürt'ü öldürüp Türk'ü öldürmemesi gerekiyordu, Alevi'yi öldürüp Sünni'yi kayırması gerekiyordu. Bilinçaltı hatasını bulunduran bir cümledir. Bunun üzerinde inanılmaz araştırmalar, inanılmaz çalışmalar okuduk. Bu Komisyon bugün bir yanlış yapıyor olabilir, bize ciddi bir yanlış yapıyor ama bu Komisyonun hep yanlış yapacağı anlamına gelmez. Bu Komisyon bir gün özel gündemde toplanmalıdır; konunun uzmanlarını, sosyologları, dilbilimcileri, sosyal psikologları ve bu Komisyonun bu değerli üyelerinin katkısıyla, nefret söylemi ve hedef gösteren dil konusunda müeyyideleri de içeren bir Anayasal çalışma yapması Cumhuriyet Halk Partisi tarafından tam destek alacaktır.

Onun dışında söylenecek başka bir şey yok ama Sevgili Eseyan'ın söyledikleri ile maddenin ruhu arasında ben de o kadar iyimser bir paralellik kurmak isterdim ama tam olarak öyle bir şey yok, onu maddenin içeriğinde ayrıca tartışacağız.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.