KOMİSYON KONUŞMASI

MARKAR ESEYAN (İstanbul) - Teşekkürler Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Murat Bey nezih bir eleştiride bulundu, adım da geçti, ben de o konuda aslında bir usul olarak bir açıklama yapayım.

Benim görüşümü bu maddeyle ilgili merak etti, herhâlde 1915 olaylarıyla ilgili benim görüşümün de önemli olduğunu düşünmüş olması lazım; hâlbuki ben bu konuda bir konuşma yapmadım, 15'inci maddeyle ilgili herhangi bir görüş de serdetmedim ama beni seçti. Neden? Çünkü Ermeni'yim. Bu da ötekileştirmenin başka bir türü yani ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir milletvekiliyim, bu ülkenin tarihindeki her konuyla ilgiliyim, her konuda bir fikrim olabilir, her konuda itirazım olabilir, her konuda başka türlü fikirlerim olabilir. Bunun, şimdi bizim uzun aradan sonra Parlamentoda üç Ermeni milletvekilimiz var, bu da iyi bir şey. İnşallah bu çeşitlilik daha da artacaktır, o yönde gidiyor Türkiye ama işte, 1915 gibi bir konuda hemen Ermeni milletvekillerine dönüp onların görüşünü, hatta onların sağlamasını almak bir şekilde sadakat veyahut da işte, güvenilirlik testi yapmak veyahut da işte bir kanıt olarak bütün bu müktesebatı bir insanın omzuna yıkmak doğru bir tavır değil. Bence Murat Bey de böyle bir şey yapmak istemez. Bu konular sık sık önümüzdeki zamanlarda da karşımıza çıkacak, bunlar netameli konular. İşte, parlamentolara çeşitli kararlar gelir, işte, bir Güneydoğu'da problemimiz var, etnisiteler sık sık gündeme geliyor, artık biz bunları birbirinden ayırmasını öğrenmek durumundayız.

Şimdi, bu maddeyle ilgili de mesela Parlamentoda herkes görüş serdedebilir, benim görüşüm Murat Bey'in görüşünden daha değerli veya daha değersiz olmayacaktır; görüşlerden bir tanesi olacaktır. Bunu bence bir konsensüs olarak bundan sonra etnisitelerle yani bu ülkede yaşayan, Parlamentoda temsil edilen veya edilmeyen tüm etnisitelerle ilgili artık şu etnik kimlik fokusunu bir kenara bırakmak durumundayız yani bunu ben burada herkesin de kabul edeceğini, saygı duyacağından eminim ama bazen altının çizilmesi gerekiyor çünkü aslında herkes böyle düşünüyor ama bazı alışkanlıklarımız var, geçmişten gelen alışkanlıklarımız var, dilimize henüz o şey yerleşmemiş oluyor.

Diyelim ki yaşadık Parlamentoda, geçmiş dönemde HDP'deki Ermeni milletvekili ifade etti, tansiyon yükseldi, o konudaki fikrimi de size ifade edeyim. Maalesef bu bizim sırtımızda bir yük yani işte, herkesin de böyle yükleri var, bundan da imtina etmeyeceğiz yani gerçekçiyiz aynı zamanda. Yani işte, Ermeni'ysen, Kürt'sen, Türk'sen veyahut da işte, Alevi'ysen tarihin bagajını henüz çözemediğimiz için sırtımızda taşıyoruz. Bunda kalkıp da "Ya, bana ne." diyecek durumda da değiliz ama biz orada hassas bir noktayı akıllı insanlar olarak tutturabiliriz. Mesela bununla ilgili bir tartışma ortaya çıktığında Parlamentoda -yine şu anda maddeyle bağlantılı olarak konuşuyorum- haydi ben aynı hatayı...

BAŞKAN - Markar Bey, bir şey söyleyebilir miyim?

MARKAR ESEYAN (İstanbul) - Buyurun.

BAŞKAN - Eğer burada bir konuyla ilgili görüş açıklama yönündeki bir davet doğru olmaz zaten yani onu kastettiğini ben de zannetmiyorum. Zaten görüşlerinizi farklı zamanlarda açıkladınız.

MARKAR ESEYAN (İstanbul) - Yok yok ama meramımı anlatabildim yani "Markar Bey'in bu konuda ne düşündüğünü çok merak ediyorum mesela." demesinin nedeni herhâlde etnik kimlikle ilgili bir şeydir yani bu da ayıp bir şey değil. Ben oradaki nüansı sadece anlatmaya çalışıyorum; gerçekten de bunu, onu rahatlatmak için söylemiyorum, Murat Bey'in iyi niyetinden tamamen eminim. Bir hani görüş, tahayyül sıçraması yapabiliriz bu fırsatla naçizane.

Bununla ilgili bir tartışma olduğunda Parlamentoda mesela ben şunu söyleyebilirim: Bu Parlamentoda -1915 konusu olduğu için söylüyorum- herkes istediği görüşü bence ifade edebilir ve etmektedir ama birisi çıktığında -ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak söylüyorum- eğer derse ki "Türkler soykırımcı bir millettir." O, bu maddeye girer. Çünkü, bu, hiçbir millete söylenmemesi gereken bir şeydir.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tersi de girer.

MARKAR ESEYAN (İstanbul) - Tersi de girer. Mesela bazen beni inciten şeyler de oluyor. Bu arada hani MHP'nin, işte, Erkan Bey'in çok güzel konuşmaları oluyor, kapsayıcı, bütünleştirici. Aynı şekilde bütün partiler de hassas. Ermeniler hakkında mesela bir kategorik değerlendirme yapılarak, işte ne denebilir? "Türk düşmanı, arkadan vuran." vesaire...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Hakaret ve itham içeren. ..

MARKAR ESEYAN (İstanbul) - Bunlar da buna girer yani hiç kimse bir milleti...

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - "Affedersiniz Ermeni." gibi mesela.

MARKAR ESEYAN (İstanbul) - O konuda ben çok uzun makaleler yazdım, isterseniz onu okuyun. Bu açıdan, Sayın Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanımızın... Neyse burada size cevap hakkı doğuracak bir şey söylemeyeyim, ben nezih bir konuşma yapmaya çalışıyorum, gerçekten fersah fersah ötede olduğunu söyleyebilirim, taziye mesajını okursanız oradaki o vizyonu görürsünüz.

Dolayısıyla, burada, bu nezih ortamda bu türden şeylerin ayrımını yapabilecek kapasitedeyiz yani neyin, bir milleti tahkir ve tezyif ettiğini, neyin bir tartışma olduğunu. Şunu da söyleyerek kapatmak istiyorum: Bu türden, demin örneğini verdiğim türden, kategorik, bir milleti suçlayıcı, bir suçlama, bir hakaret aslında tam da o tartışmanın kendisini yok eden bir şeydir, ortada tartışma diye bir şey kalmaz veyahut da bir cümleye sıkıştırmak, olayı koskocaman tarihsel bir müktesebatı tek bir sıfata, işte "g-word" dediğiniz o sıfata, "soykırım" dediğimiz o kelimeye hapsetmek de dâhil olmak üzere bizatihi zaten o tartışmanın altını oymaktır. Dolayısıyla, hiçbir şeye fayda da getirmez, benim anlayışım budur.

Bu açıdan teşekkür ediyorum Murat Bey'e, itirazı varsa lütfen dinlemek isterim. Böyle bir açıklama ihtiyacı hissettim, teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Eseyan.