| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş'ın, Ankara Milletvekili Murat Emir'in (2/1783) esas numaralı İç Tüzük Teklifi'nin 15'inci maddesi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .07.2017 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Emir teknik bir konuyla ilgili bir şey yaptı, düzeltmek mecburiyetindeyim. Sayın Emir Anayasa Komisyonu üyesi milletvekili arkadaşımız, hukukçu.
Bakın, Sayın Emir, ben Anayasa Komisyonu üyesi değilim; altı gündür, belki en uzun süredir çalıştığım bu görev Anayasa Komisyonunda bulunduğum süre. Verilen kanun tasarı veya tekliflerinin gerekçesini komisyonların değiştirme hakkı yoktur. O teklif verilmiştir ve komisyonun malı olmuştur. Bizim verdiğimiz teklifte "kanunlara aykırı beyanda bulunmak" ibaresini bizim değiştirme hakkımız yoktur, sizin de değiştirme hakkınız yoktur çünkü o teklif verilmiştir.
Elimde, tesadüf bir örnek getirttirdim, sıra sayısı 485. Madde gerekçesine bakıyorum, bir tanesini bulayım, burada madde gerekçelerinden herhangi birine bakayım, madde 53: "Maddeyle temel bilimler mezunlarının teknoloji geliştirme bölgesinde destek kapsamına alınabilmesi..." diye gidiyor. Şimdi, buradaki 53'e bakıyorum, 53 ne diyor? "4562 sayılı OSB Kanunu'nun muafiyetler ve destekler kısmı düzenlemiştir." Niye Komisyon olarak bu değiştirilmemiş? İşte, kanun teklifi veren kimse o irade orada dursun diye yapmış. Gerekçeyi ne Genel Kurul değiştirebilir ne komisyon değiştirebilir. Bilmiyorum anlatabildim mi.
MURAT EMİR (Ankara) - Tabii.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bizim verdiğimiz önergenin gerekçesine baktığımız takdirde o önergede anlaşılabilir bir hâle gelmesini istismarı önlemek amacıyla diye birinci zaten gerekçe var olduğu için... Bakın, 15'inci maddenin gerekçesinin ikinci paragrafını okuyorum: "Millet, tarihî süreç içinde teşekkül eden ortak değerler, kader ve gelecek duygusu etrafında toplanan inanç, mezhep ve etnik farklarını aşkın bir topluluktur. Bu bağlamda Türk milletinin ortak geçmişine, tarihine yönelik değerlendirmelerde eleştiri boyutlarını aşan hakaret ve ithamlar tarihî gerçekliğin ortaya konulmasına yönelik dil ve üslubun dışına düştüğü gibi tarihin bir devamı olan bugünkü toplumsal yapımız bakımından da kesimler için kırıcı, yaralayıcı olmakta, ortak kader ve gelecek duygusuna zarar vermektedir. Bunu önlemek amacıyla madde düzenlenmiştir." Bu bizim genel gerekçemiz, bunu kimse değiştiremez. Eğer biz İç Tüzük değişiklik teklifini istersek, imza sahipleri, o zaman zaten gündemden düşer. Komisyon da değiştiremez, ben de değiştiremem.
Gelelim ikinci konuya, 157'nci maddeyle, 156'yla ilgili söylediğiniz kısım. Mesela, görüşmelerde düzen, 65: "Genel Kurulda söz kesmek, şahsiyatla uğraşmak ve çalışma düzenini bozucu hareketlerde bulunmak yasaktır." Niye 156'ya ihtiyaç var size göre? Çünkü "Disiplin Cezaları" başlığı altında neyin disiplin cezası olduğunu tanımlamış: Uyarma, kınama, Meclisten geçici olarak çıkarma; üç hâlde koymuş. 157, uyarmayı tanımlamış, şunlar şunlar olursa uyarma cezası verilir ve uyarma, Başkanın takdirinde bir ceza unsurudur. Ondan sonra gelen hükümler de o. 162 ne diyor? "Meclisten geçici çıkarma cezasının sonuçları" diyor. 163 de disiplin suçları ve af dileme konusunu söylüyor. 163'e göre eğer bir milletvekili disiplin suçuyla cezalandırıldığı takdirde açık ve net bir şekilde kürsüden affedilirse sonraki birleşimde Genel Kurula girebilir diyor. Yani Sayın Milletvekili, bakın, hukukçusunuz, saygı duyuyorum, takdir ediyorum, güzel şeyler söylüyorsunuz ama hukukun normlarına da uygun davranmamız gerekir, onu izah etmeniz gerekir. Yani sizin mantığınıza göre 156'ya ihtiyaç yok veya 165'e ihtiyaç yok ya da 68'e ihtiyaç yok ya da 67'ye ihtiyaç yok çünkü bunların tanımlaması, hani kanunsuz suç, ceza olmaz ilkesi, kanuna bunu yaz diye söylüyor Anayasa'da. Onun için, Sayın Milletvekili, buradaki söylediğimiz maddenin başlığını da biz değiştiriyoruz zaten. 156, disiplin cezalarının nevileri, 65'i buraya getirmiş koymuş. 157, uyarmayı tanımlamış. Nedir? 156'nın 1'i. 158, uyarma cezasının verilmesinin şartlarını ortaya koymuş. Kim verebilir? Meclis başkan vekilinin doğrudan doğruya takdirine bağlı. Söz söylemekten yasaklama; orada biliyorsunuz, 67 veya 68'de var, söz söylemekten yasaklamayla ilgili kısım burada söz söylemekten yasaklama konusu nasıl olacağını Başkana tarif etmiş, Meclis Başkanlığına. 160, 156'nın 2'sini tarif etmiş. Hangi şartlar kınamaya girer diye onu yapmış. 161 de Meclisten geçici çıkarma cezasının neler olması gerektiğini tarif etmiş. 162 de "Meclisten geçici çıkarma cezasının sonuçları" demiş. Biz bu sonuçları kısmına demişiz ki, tekrar söylüyorum, 2013 yılındaki yaptığımız uzlaşmada muhalefet milletvekilleri tarafından teklif edilen para cezası kısmını uzlaşma adına biz buraya yerleştirmişiz, olayın tamamı budur.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Uzlaşmada o yoktu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yani bu, uzlaşma adına... Niye? Çünkü biz tüzel kişiliklerin devamlı olduğunu kabul ediyoruz. Ha, arkadaşlar diyor ki: "O zaman biz değildik." Eyvallah, ona bir şey demiyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hayır, o, uzlaşmada yok.
MİTHAT SANCAR (Mardin) - Bu yok uzlaşmada.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hayır, o yoktu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hayır efendim, bir müsaade edin.
Para cezasını söylüyorum, lütfen...
MİTHAT SANCAR (Mardin) - Anladım da bunu koyup "para cezası" olur mu ya?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Beyefendi, onunla ilgili kısım başka. Para cezasıyla ilgili kısım muhalefet milletvekilleri tarafından teklif edilip uzlaşma adına bizim buraya koyduğumuz bir metin. Keşke siz de Komisyona 8 Haziran tarihinde Meclis Başkanının çağırdığında üye verseydiniz, itirazlarınızı koysaydınız. Mesela, pankart işi, yine muhalefet milletvekilleri tarafından teklif edilmiş, uzlaşma adına koyduğumuz bir metin, bir hüküm.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ya, uzlaşmayın bizimle, uzlaşmayın. Hiçbir yerde uzlaşmayın, burada da uzlaşmayın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ama "Uzlaşalım." diyorsunuz.
İşte, sayın milletvekilleri, bakın, biz uzlaşmanın ne zaman nasıl yapılacağını bilmiyoruz. Şimdi diyelim ki uzlaştık, zaman mefhumunu alırsak eğer şu anda uzlaştık, eğer yarın sabah uzlaşmadan dönerseniz ne yapacağız?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Uzlaşma kardeşim, hiç uzlaşma.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Özel, şu anda uzlaştık diyelim yarın sabah uzlaşmadan vazgeçerseniz ne yapacağız? Bu mantık onu getirir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bir şey söyleyeceğim. Bizimle gıyabımızda uzlaşmayın, varlığımızda uzlaşmayan...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, teknik bilgileri açıklamak ve bazı gerçekleri ifade etmek için söyledim. İsim de veriyorum, bakın, Sayın Oğuz Oyan, Sayın Turhan Tayan, altı gündür söylüyorum, Sayın Hasip Kaplan -Murat Bozdağ'a ulaşabilmek mümkün değil, Allah rahmet eylesin- onlarda da isim vererek söylüyorum, arasınlar, sorsunlar bu şeyi, "Elitaş yalan söylüyor." desinler.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Elitaş.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ben de isim veriyorum, Sayın Recep Tayyip Erdoğan MHP'ye "kan emici" diyordu, bugün başka bir yerdesiniz. O pozisyonunuzla uzlaşmanız mümkün mü? Bugünkü hâline bakacaksın. Ona bakarsan, Sayın Parsak'ın "tweet"ini koydum, "Sen başkan olamazsın, olsan olsan hapishanedeki koğuşa başkan olursun." diyor Tayyip Erdoğan'a. Şimdi, o gününden uzlaş hadi Parsak'la. Ya, böyle bir şey olur mu?
BAŞKAN - Sayın Özel, uzlaşmadan bu kadar rahatsız olmayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Madem geçmişle uzlaşıyorsun Parsak'ın geçmişiyle yüzleş.
BAŞKAN - Özgür Bey...
MİTHAT SANCAR (Mardin) - Hayır, Dolmabahçe mutabakatı var efendim.
BAŞKAN - Arkadaşlar, uzlaşmadan niye rahatsız oluyorsunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Şu anda milletvekili bile olmayan birisi o gün bir paket içinde görüş söylemiş, gidiyor Oğuz Oyan'ın altı sene önceki hâliyle uzlaşıyor, Allah Allah.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Beyler, uzlaştık diye koyduk ama şunu söylüyorum, diyorum ki: Para cezası teklifi bizden gelmemişti 2013'te ama bu teklifin sahibi biziz, bu teklifin sahibi burada bulunan üç arkadaş.