Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi (2/1783)(Alt komisyon metni) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 19 .07.2017 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Şimdi, 14'üncü madde üzerinde grubumuzdan diğer söz alan arkadaşların aslında, onların ifade ettiği şeylere temas etmeden, tekrar etmeden ben de birkaç noktaya işaret etmek istiyorum.
Şimdi, Anayasa'dan hareket etmemiz lazım. Hepimizin kabul ettiği üzere, İç Tüzük Anayasa'ya aykırı olamaz. İç Tüzük hükümleri açısından şu anda yaptığımız değerlendirme, tam da İç Tüzük değişikliklerinin Anayasa'ya aykırı olup olmadığını denetlemek üzere Anayasa Komisyonu olarak burada mesai yapıyoruz.
Şimdi, Anayasa'nın 11'inci maddesinde şöyle bir hüküm var: "Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü. Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel, hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz." Bu temel bağlayıcı bir hüküm. Peki, Anayasa'nın birçok maddesini ihlal eden bir değişiklik teklifiyle karşı karşıyayız. Ben, sadece birkaç tanesi zikredeceğim hangi maddelere aykırı. Anayasa'nın 25'inci maddesi: 25'inci maddede düşünce ve kanaat hürriyeti düzenleniyor ve buna göre, bu düzenlemeye göre "Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz." devamında da düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti var. Bu maddeyle Anayasa koyucu düşüncelerin nasıl açıklanacağına dair de ipucu vermek açısından aslında genel bir düzenleme koymuştur. Burada da düşünceyi açıklama yöntemi olarak sözlü olabileceği gibi -demin Sayın Sarıhan da söyledi- yazıyla olabilir, resim olabilir ya da başka yollarla olabilir yani vücut diliyle de kendi düşüncelerini kişisel olarak da, toplu olarak da, açıklama hakkına sahiptir ve burada resmî makamların müdahalesinin olmamasını emreder ve devam ediyor, uzun olduğu için okumayacağım.
Peki, 38'inci madde nedir, Anayasa 38? Suç ve cezalara ilişkin esasları düzenliyor. Şimdi, sonuçta, bu İç Tüzük değişiklik teklifi bir suç tanımlıyor ve bir de ceza öngörüyor. Suç ne? Burada söylenen, silahlı olarak girmek, o daha önce var, diğeri, çalışma düzenini ve huzurunu bozucu döviz, pankart ve benzeri materyali getirmek ve kullanmak. Suç ve cezalara ilişkin esaslar nedir? Kimse işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Kimseye suç işlediği zaman da kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez, suç ve cezaya ilişkin başka hükümler de var. Tabii, şunu da söyleyeyim, hukukçu arkadaşlar bunu çok tartışıyoruz: Kınama, bir cezadır, bir disiplin cezasıdır ama para cezası onun ferî niteliğindedir, sonuçta, bir suç var, onun iki ayrı cezai yaptırımı öngörülüyor İç Tüzük'te tıpkı ceza hukukunda olduğu gibi. Hani diyelim hapis cezası veriliyor, ayrıca para cezası veriliyor, hatta bazen sadece para cezası veriliyor, ödeyemezse hapis cezasına çevriliyor, böyle birbirini takip ediyor.
Şimdi, burada sanırım şey konusunda mutabıkız, bu, bir suç ve ceza meselesi, bir kere burada uzlaşalım yani milletvekilinin Mecliste işleyeceği iddia edilen fiiller. Ama, ceza hukukunda buna ilişkin şöyle de bir temel kural vardır: Suç tanımlanmak zorundadır. Yani tanımsız bir suça ceza verilemez. Ceza Kanunu'ndan da alıntı yapabilirim ama hepimiz birbirimizi çok iyi anlıyoruz ve çok uzun süredir konuşuyoruz, o yüzden ayrıntılara girmiyorum.
Şimdi, peki şurada soruyorum: Ben ayrıca, AİHS'i de söyleyeyim, 10'uncu madde ifade özgürlüğü, 9'uncu madde düşünce özgürlüğü ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de bu konuda özellikle Türkiye aleyhine, ülkemiz aleyhine sayısız mahkûmiyet kararı var.
Şimdi, burada çalışma düzenini ve huzurunu bozmak kavramıdır suç, asıl suç o. Peki, çalışma huzurunu ve düzenini bozduğumuza, hani milletvekili olarak söylüyorum, kim karar verecek?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Genel Kurul.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Genel Kurul karar verecek. Genel Kurul nasıl karar verecek, neye göre, hangi suç tanımına göre? Ben, tişört giydim...
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Meclis başkan vekili ne isterse.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - ...Uğur Kaymaz'ın -öylesine- giydim, ölüm yıl dönümünde ve geldim, benim amacım o çocuğun hâlâ faillerinin cezasız bırakılması, onun ailesinin bu konudaki adalet arayışını orada sadece sözle değil, fiziksel olarak da gösterme amacını taşıyor. Bunu da not edelim hani şey olarak.
Şimdi, bir kere suç olmadığı için tanımı, Genel Kurulun da uzmanlık alanı olmadığı için burada ayrıntıya ihtiyaç var. Diyelim ki şeyde uzlaştık Komisyon üyeleri olarak, vekiller olarak: "Ya, doğru, Mecliste çalışma düzenimiz de olsun, huzur da bozulmasın." Doğru, bence de Mecliste herhâlde her gün çıkıp bir arbede olacak hâli yok, bunu hiçbirimiz savunmuyoruz. Şunu kabul etmemiz lazım: Milletvekilleri olarak sonuçta belirli bir yerden gelen, halkın desteğini alan -tırnak içinde söylüyorum, elitizmden nefret ederim- belirli bir kültür ve siyasi seviyede şahsiyetler olarak geliyoruz yani öylesine, dışarıdan geçerken Meclise uğramıyoruz, herkesin bir kültürü var. Farklılığımız ne aramızdaki? Siyasi bakış açılarımız, hayatı yorumlama biçimimiz, ideolojik yaklaşımlarımız ve siyaseti yapma biçimimiz farklılık arz edebilir ama burada, Genel Kurulda ve Parlamentoda milletvekilliğine bir güven lazımdır. Bir kere, milletvekilliğinin Genel Kurulun düzenini ve huzurunu bozmayacak şekilde bir davranış içinde olması gerektiğini bizim kabul etmemiz lazım. Yani bu nedenle maddeye karşıyız.
Peki, diyelim ki buna güvenmiyoruz. Demin Anayasa'da suç ve cezalara ilişkin esasları okudum. Ben 2015'te seçildim, 25'inci Dönemde, iki yıldır milletvekiliyim. Ben milletvekili seçildiğimde böyle bir suç yoktu, yürürlükte yok böyle bir şey, şu anda bu dönem -umarım geri çekilecek- diyelim ki yürürlüğe girdi. E, şimdi ben milletvekili seçildiğimde yürürlükte olmayan -tırnak içinde- bir fiilden dolayı nasıl ceza alabilirim? Alamam. Bu Anayasa Mahkemesinin önüne gidince Anayasa 38'e aykırıdır. Sadece 38'e değil, diğer saydığım bütün maddelere aykırıdır. Bu teknik anlatımım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ben doğduğumda sigara yasağı yoktu mesela ama şimdi ceza kesiliyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yok, yok, ben sadece anayasal hükümleri söylüyorum. Emin olun, şu ana kadar siyasi görüşlerimi, dikkat ederseniz, hiç katmadım yani HDP olarak biz nasıl değerlendiriyoruza şimdi geleceğim.
BAŞKAN - Sayın Beştaş...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - "Toparlayın." demiyorsunuz değil mi?
BAŞKAN - Biliyorsunuz, sonradan ilave ettik sizin konuşmanızı bu maddede.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sonradan ilave etmedik, benim Genel Kurulda konuşmam vardı, söz almıştım, ben sonra geldim.
BAŞKAN - Hayır, ben sordum arkadaşlara. Bize yardımcı olmanızı talep ediyorum.
Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yani emin olun, sözüm bittiğinde bitecek yani ekstradan bir şey söyleme niyetinde değilim. Bence değiştirmek için daha dikkatli dinleyin Başkan, ne olur. Dikkatimizi bu maddenin değişmesi gerektiğine verelim.
BAŞKAN - Dinliyoruz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Başkanım, konuşmaları dinlemek zevk veriyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Şimdi, bütün insicam bozuldu gerçekten.
Bir de şuna geleceğim, "teamül" dediniz. Doğru, teamüller hukukun en önemli alanlarından birini oluşturur, kabul yani o konuda ben de aynı fikirdeyim. Peki, dün Mithat Hoca bir konuşma yapmıştı, yüzde yüz katılıyorum ve atıfta bulunuyorum, şu sebeple: Siz hani sürekli diyorsunuz ya "İç Tüzük'te uzlaştık 2013'te." vesaire. 2013 nere, bugün nere?
Şimdi, bir kanunu biz avukatlar şöyle konuşurduk: En iyi kanun kötü bir uygulayıcının elinde -tırnak içinde kötü- aleyhe yorumlayan bir uygulayıcının elinde korkunç sonuçlara yol açabilir. Lehe yorumlarsa en kötü kanun da hak ve özgürlükler aleyhine olan kanunlar da çok iyi içtihatlarla ön açıcı olabilir. Şimdi, şu ana kadar iktidar partisinin bu konudaki uygulamaları ve tutumu, sadece Meclis için demiyorum, hak ve özgürlükler aleyhine ve güvenlikçi bir politikaya evrilmiş durumda yani bu bir sır değil; diktatörlük tartışması, faşizm tartışması, OHAL, KHK'lar, şimdi böyle de bir realite var. Şimdi, bu ortamda böyle bir madde geçti. Şu anda bu Meclisin 12 milletvekili cezaevinde, hapishanede ve Meclis Başkanı daha tek bir gün bir cümle kurmadı Meclisin itibarına dair. Milletvekillerinin cezaevinde olmasından dolayı en azından bir üzüntü belirtebilirdi. Zira, kararı o vermedi, yargı verdi yani. Yargının verdiği bir kararsa buna dair sahip çıkması gerekirdi.
Şimdi, bu Meclis Başkanlık Divanının görevde olduğu ve bu Meclis Başkanının görevde olduğu bir zaman diliminde -umarız gelecek dönemlerde tutum değişir- ya, biz tişört de giysek kınama alırız, biz elimize bir lolipop da alsak ceza alabiliriz çünkü ölçü yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Mecliste bir şey yemek, içmek yasak; İç Tüzük'te yazıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bak, yiyip içmiyoruz, biz yiyip içmiyoruz. Sayın Elitaş, cidden birbirimizi ikna etmemiz lazım, karşılıklı açık olursak.
Şuraya şey yazsanız anlarım "Çalışma düzenini şu, şu, şu fiiller bozar. Mesela, kesici ve delici aletle girilemez. Şiddeti çağrıştıran sloganlar..."
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Silah var mesela.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Örneğin, onun dışında, silahı söylemiyorum.
Hani, nedir huzuru bozacak olan, onu tanımlasanız kesinlikle bunu tartışabiliriz. Bunları tanımlayalım, cezaya birlikte karar verelim. Ama burada tanım yok, çok esnek ve bu esneklik kesinlikle iktidarın lehine, tabii ki MHP'nin lehine ve muhalefetin aleyhine yorumlanacak. Yani şu ana kadarki pratik bunu söylüyor bize, bizim bir yorum yapmamıza gerek yok.
Demin Sayın Kürkçü bir fotoğraf gösterdi yani ben iki yıldır milletvekillerimizin fotoğrafı dışında... Orada pankart çok az oluyor, hepimiz de farkındayız, çıkıp konuşmamızı yapıp iniyoruz. Hani, bir meseleye daha çok dikkat çekmek için bazen... Ne bileyim, ben bir ara adalet terazisi getirmiştim bu terazinin dengesi bozuldu diye. Orada amacım zarar vermek değil, "adalet" kavramını tartışırken onu bir metafor olarak kullanıyorsun. Geçmişte Sayın Hasip Kaplan şey getirmiş herhâlde, neydi, şeker mi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Benim hatırladığım bardak var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Mesela, şu olabilir, bir hukukçu olarak şunu kabul edebilirim: Bardak... Mesela, tanımlama, "Kesici ve delici aletlerin fırlatılması..." Bu kullanılabilir, "fırlatılması" dersin, o suçtur, o fiildir. Bir, işin bu boyutu; diğer boyutunu da kısaca özetliyorum...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Saldırıda bulunmaya girmez mi bu yani?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Saldırı olabilir. "Çalışma düzenini ve huzurunu bozucu..." diyor. Bu, halk deyimiyle sarı çizmeli Mehmet Ağa. Ne yaparsam yapayım, orada...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Tamamına bakarsanız, "saldırıda bulunmak" var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hayır ama "Materyali getirmek ve kullanmak..."
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şunu ben size fırlatırsam suç mu, değil mi?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Değil, şu anda değil. Lehe yorumlarsam değil, aleyhe yorumlarsam suç. Öyle işte yani bu böyle bir şey. Yani bu hukuk ve ceza hukuku gerçekten tam da böyle bir şey.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ben bunu yaparsam teşebbüs mü oluyor yani bu?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Eksik teşebbüs, beni yaralayamıyorsunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bunu yaparsam eksik teşebbüs; atarsam, size değerse tam teşebbüs.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Değmezse teşebbüsle kalıyor.
Bir de Meclis başkan vekili yargı yerine karar vermemeli, veremez. Disiplin kuralları konulabilir.
Diğer yönden de Meclis, özgürlüklerin daha çok kullanıldığı alanlardır; hani, kürsü dokunulmazlığı bununla kaldırılmak isteniyor da. Özgürce Türkiye'nin ilerlemesini, geleceğini, siyasetini, her şeyini konuşuyoruz. Burada vatandaş olarak, bırakın milletvekili olarak, ben dışarı çıkıp pankart taşıyabilirim, suç değil, herhangi bir pankart, herhangi bir döviz. Yargıtayın yerleşik içtihatları var, lehe kararlar, içeriğinde şiddete teşvik, suç ve suçluyu övme ve benzeri ölçüleri var AİHS'nin kararlarında; o suç değil, onu dışarıda gösterirsem suç değil ama Mecliste konuşmamda metafor olarak faydalanırsam ya da bir cisim olarak, suç olarak değerlendirilebilecek. Ben "Değerlendirilir." demiyorum yani bu, yoruma açık ve bu pratikle aleyhe yorumlanacak.
Son olarak, tarama sırasında Sayın Akçay'ın bir fotoğrafını buldum -sataşmak için söylemiyorum- bir haber. Mesela, Sayın Akçay geniş bir yorumla ve aleyhe yorumla disiplin cezası alabilir. "Erdoğan yemin ederken MHP'li Akçay ayağa kalkmadı." Büyük bir haber gerçekten, bütün sitelerde dolaştı. Burada puntolar da büyük. "MHP Manisa Milletvekili ayağa kalkmadı. Eşi ve kızları, herkes oradaydı." Bütün haber ayağa kalkmama üzerine.
Mesela, ayağa kalkmama normalde normal bir tutumdur, kalkmak da normaldir; isteyen kalkar, istemeyen kalkmaz. Sayın Akçay şahsında, bu tip fiiller bile, bu tip negatif tutumlar, hani, oturdun, kalkmadın; bu bile Meclis başkan vekili tarafından, ittifakınız biterse, kesinlikle huzur bozucu...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - O zaman ittifak hâlinde değilmişiz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - O zaman değilmişsiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ne olmuş?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bir şey olmamış, bu madde yokmuş henüz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Az önce dipnot olarak tutanaklara girsin diye söylediğim şey önemliydi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hangisi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Dipnot" diye bir şey söylemiştim.
Bakın, muhalefetten arkadaşlarımızın söylediği şeylere biz cevap vermiyoruz ama burada teamül oluşturucular Komisyon ve Genel Kurul tutanaklarına baktıkları takdirde kanun teklifi sahipleri veya İç Tüzük teklifleri sahipleri itiraz etmezlerse bu gerçek gibi alınabilir diye ifade ediyorum, tekrar tutanaklara geçsin diye söylüyorum. Yani, o anlamda sizin söylediğinize biz bir şey söylemezsek sanki bu kabul gibi olur.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hayır, emin olun, biz bu konuşma yerine başka konuşmalar da yapabiliriz. Amacımız o değil, hiçbirimizin değil. Yani ben sadece...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ben de niyetimizin o olmadığını söylüyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Anladım.
Yani, özetle, size sanırım -bitiriyorum- yeterince açık anlatabildim umarım. Yani bu madde tehlikeli, esnek, soyut, Anayasa'ya açıkça aykırı, kesinlikle suç ve ceza pratiğine ve ceza hukuku uygulamalarına ters, Meclisteki vekillerin Anayasa'ya aykırı bir İç Tüzük'le gelecekte karşı karşıya kalması, muhatap kalması anlamına geliyor. Lütfen, yani daha bitmedi işimiz, en önemli maddeler şu son 3'ü. En azından bunu tartışalım yani nasıl değiştirilebiliriz bu tanımlamaları? Çünkü bu çok tehlikeli neticelere yol açabilir diyorum, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Beştaş, teşekkür ediyorum.