KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, o konuyu bilmiyorum ama Türkiye Büyük Millet Meclisinde siyasi parti gruplarının toplantı saatleri: 10.30-11.30 arası Milliyetçi Hareket Partisinin, 11.30-12.30 AK PARTİ, 12.30-13.30 arası sizin, 13.30-14.30 arası Cumhuriyet Halk Partisinin. Bildiğim kadarıyla, ben TBMM TV'den değil, TRT 3'ten izliyorum bu grup toplantılarını. O grup toplantılarında ben çok rastladım sizinkine diye tahmin ediyorum ama bilmiyorum bunu, Meclis Başkanlığı herhâlde bu konuyu, Sayın Başkan Vekilimiz de burada, araştırırlar, götürürler.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bir araştıralım, evet.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, Sayın Erkek bir şeyi söyledi, eğer "Niye niyetleriniz bu şekilde?" diye ifade ederse, "Niye? Bir örnek verebilir misiniz? 21.00'den sonra da olur, olmaz." gibi yayınlar konusu. Bakın, ilk sunuş konuşmasında ifade ettiğim gibi Anayasa görüşmelerine en erken başladığımız saat 22.00; 22.00'de başladık Anayasa görüşmelerine. Türkiye Büyük Millet Meclisi 14.00'te başladı, 22.00'de başladık; grup önerileri, değişik tartışmalar vesaireler... Ve genellikle de saat üçte bitirdik. Toplam beş saat çalışma zamanımız vardı. Şu anda değerli arkadaşlar, siyasi partilerin grup önerilerini, ki şu anlaştığımız İç Tüzük Uzlaşma Komisyonunda 8 milletvekilinin imzasını havi ve siyasi parti gruplarına giden, genel başkanları tarafından onaylanmış, 21 maddede anlaşılamayan ve bu maddelerin içerisinde de esas teşkil eden, 19'uncu maddeye dercedilmiş olan, aslında 63'e göre görüşülmesi gereken yani bir konunun öne alınıp geriye bırakılması veya 49'a göre gündem değiştirilmesi gereken konu bizim 2011'deki İç Tüzük değişiklik teklifimizle birlikte grup önerilerindeki tartışma, usul tartışması değil, biz doğrudan doğruya 19'uncu madde hükmü olarak alalım dedik ve o zaman beş dakika diye ifade ettik. Veren siyasi parti grubu beş dakika meramını anlatsın, dinleyenler de aynen 87'nci maddedeki kanun tekliflerindeki önergeler gibi kanaatlerini anlatanın ifadesine göre ikna olsun, "evet" veya "hayır" desinler diye konuştuk. 2013'teki, 2014'teki bu İç Tüzük Uzlaşma Komisyonundaki esas konuşmamız, gündemimiz -bakarsanız, bunu okursanız eğer şeyden- 19'uncu maddeye bağlı olmak üzere ilk görüşmemiz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma saati, 54'üncü maddenin de dipnotuna bakarsanız buradaki, 14.00-20.00 arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışsın ama 14.00-20.00 arasında çalışırken de Türkiye Büyük Millet Meclisi protokole bağlı kalmasın, 14.00-20.00 arasında yayınlarını yapsın ve önergeyi veren siyasi parti grubu beş dakika konuşsun. Sonra 56'ncı maddede ortaya çıkan bir problem gereğince bu anlaşmadan vazgeçildi. Arkasından siyasi parti grup başkan vekilleri ile Meclis Başkanımız bir toplantı gerçekleştirdi, ikinci bir komisyon kurduk. O ikinci komisyonda -burada aynen metinde var- Cumhuriyet Halk Partisinin teklifi: "Televizyon yayınlarını Meclis çalıştığı an, her zaman açın, pazar da dâhil, cumartesi dâhil, pazartesi dâhil açın, biz beş dakikaya razıyız." HDP Grubu "Biz beş dakika değil, on dakika istiyoruz ama her siyasi parti de haftada bir grup önerisi getirsin." Yani "HDP sadece salı günü getirsin örneğin, MHP sadece çarşamba günü getirsin, CHP sadece Perşembe günü getirsin." şeklinde bir teklif, burada aynısı var, on dakika şeklinde olsun. Milliyetçi Hareket Partisi "Biz de buna katılıyoruz, on dakika olsun." şeklinde ama ilk anlaşmamız bu şekildeydi. Değerli arkadaşlar, grup önerileriyle ilgili bakın, bizim 2011 tarihindeki İç Tüzük değişiklik teklifinde, şimdi 15 milletvekiline veriliyor ya Meclis başkan vekilince birer dakikalık süre, o da vardı. Şu anda yapılan uygulama İç Tüzük'e uygun bir uygulama değil ama Meclis Başkanlık Divanının aldığı karar gereğince bu 15 kişiye birer dakikalık konuşma teamül hâline geldi, eylemli İç Tüzük ihlali hâline geldi, hiç kimse itiraz etmiyor, bu uygulama devam ediyor. 24'üncü Dönemde iki siyasi partiye mevcut Meclis başkan vekili bunu 10 kişiye veriyordu, 15 kişiye veriyordu, AK PARTİ'ye mensup Meclis başkan vekilleri bunu vermiyorlardı, onar dakikayı vermiyorlardı. Bir uyum birliği sağlayalım diye 26'ncı Dönemin başında bu şekilde böyle bir uzlaşma, ittifak ortaya çıkmış, 15 kişiye birer dakika süreyle söz verilmesi. Bizim 2011 İç Tüzük değişikliğimizde o da var, tartışılan konulardan.

Şimdi, gelmek istediğim nokta şu: 3 sayın milletvekiline 59'uncu maddeye göre gündem dışı söz veriliyor. 60'ıncı maddeye göre de yerinden pek kısa sözünü ifade eden milletvekillerine bu 15 kişiye söz olmak üzere o veriliyor. Toplam bir saat sürüyor bu konuşmalar vesaireler çünkü on beş dakika öbürü, on beş dakika da diğeri, sataşmalar vesaireler bir saat sürüyor. Şimdi, 14.00'te başladı Türkiye Büyük Millet Meclisi, 15.00'te gündemimize geçtik. Örnek, bir siyasi parti grup önerisi verdi, üç siyasi parti grup önerisi verdi. Bizim teklifimize göre on beş dakika, bilemediniz, yarım saat bu süreyle gitti, 15.30'da Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine başlayacak. 15.30 ile 21.00 arasında ne kadar zaman var? Beş buçuk saat. Yani Anayasa görüşmelerindeki beş saatten fazla bir yarım saat daha Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemini tamamlama için bir fırsattır diye görüyoruz. Bakın, Sayın Tanal Anayasa'nın 97'nci maddesini söyledi, güzel bir şey söyledi. Anayasa'nın 97'nci maddesinin birinci fıkrası bu işlerin yayınlanacağını... Ama son fıkrada çok önemli bir yetki vermiş Başkanlık Divanına. O yetki ne diyor biliyor musunuz? Meclis Başkanlık Divanı o günkü açık oturumları aksine bir karar almadığı takdirde yayınlayabilir yani burada Anayasa'da olan.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - "Her vasıtayla yayınlanabilir." diyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Siz ne kadar protokol yaparsanız yapın, Meclis Başkanlık Divanı bunu değiştirebilir.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ama o güne özel.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Her güne özel yapabilir mi?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yani kafayı sıyırdıysa yapabilir.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yapabilir.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, 1'inci madde aynen o şekilde doğru, son madde... Bakın, değerli arkadaşlar, biz Türkiye Büyük Millet Meclisindeki muhalefet partilerinin sözünü kesinlikle kesmiyoruz, azaltmıyoruz, kısmıyoruz ama gündemle ilgili konuyu getirelim diyoruz. İç Tüzük'ün 81'inci maddesi, İç Tüzük'ün 60'ıncı maddesi... 60'ıncı maddesi genel hükümleri düzenler, 60'ıncı maddesinin yanılmıyorsam beşinci fıkrası, aksine bir karar alınmadıkça Türkiye Büyük Millet Meclisinde siyasi partilerin bütünü, geneli üzerindeki görüşmeleri yirmi dakika, milletvekillerinin konuşmaları on dakikadır, ikinci konuşmalar bunun yarısı kadardır diye bir hüküm var, "aksine bir karar alınmadıkça" diyor. 81'inci madde de aynı konuyu düzenlemiş, onun da tahmin ediyorum altıncı fıkra olması lazım. Orada da diyor ki: "Aksine bir karar alınmadığı takdirde, kanun tasarı ve tekliflerinin bütünü üzerindeki görüşmeler siyasi parti grupları adına yirmi dakika, milletvekillerinin şahsı adına bütünü üzerindeki görüşmeler on dakikadır, maddeler üzerindeki görüşmeler yarısı kadardır." ifadesi var. Şimdi burada eğer biz muhalefetin sözünü kısmak istesek on beş yıldır iktidardayken İç Tüzük'ün 60'ıncı maddesine göre aksine bir karar almamız mümkün mü, değil mi? 81'inci maddeye göre...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Anayasa Mahkemesi kararı var, azaltamazsınız, artırma için yorumlanır diyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hayır, Anayasa Mahkemesi 81'inci maddesinin (d) bendini 2001 yılında yapılan değişiklikle şöyle yapmış: "Uluslararası sözleşmelerde geneli üzerinde görüşme yapılır, maddeler üzerinde görüşme yapılmaz ve önerge verilmez." hükmünü iptal etmiş.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bir de on dakikaları beşe indirmeyi de iptal etmiş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hayır, Anayasa Mahkemesinin hükmü şu: O sürelerde bu görüşmelerle ilgili kısmı kısıtlamış, 60'ıncı maddede kısıtlamış. 81'inci maddede var olan hükmü mükerrer olduğundan dolayı Anayasa Mahkemesinin iptali o şekilde. Bununla ilintili bir iptal değil, okursanız...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Efendim, grup sözünü de on dakikadan beşe indirmişler, Anayasa Mahkemesi demiş ki: "Bunu kısıtlama hakkı aleyhte uygulanamaz, artırmaya yönelik verilmiş yetkidir."

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Eyvallah, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi farklı. Anayasa Mahkemesi 2001'den önceki İç Tüzük'te daha önceki süreler daha uzunken bir maddedeki yirmi dakikayı onaylamış ama başka bir maddedeki on dakikaya düşürmeyi onaylamamış. Yani daha önceden yirmi dakikadan uzun bir süre varmış, Anayasa Mahkemesi 2001 değişikliğinde bir maddedeki yirmi dakika, on dakikayı onaylamış, başka bir maddedeki on dakikayı düşürmeyi onaylamamış. Yine Anayasa Mahkemesi 81'inci maddenin (d) fıkrasındaki uluslararası sözleşmelerde... Çünkü mantık doğru, uluslararası sözleşmelerde önerge verme hakkı mümkün değil. Niye? Sözleşme değişiyor. 2008 tarihindeki İç Tüzük Uzlaşma Komisyonunda aynı kanaati oluşturmuş. Sadece "Muhalefet partisinden olan milletvekilleri önerge versinler, bu önergeler de tutanaklara geçsin, itirazlarını..." demiş. Çünkü sözleşmeyi değiştiremediğinden dolayı diye sizin bana daha önce yaptığınız atıfla ilgili.

Bir de oradaki bir eleştirinize de şöyle bir cevap vermek istiyorum, diyorsunuz ki: "Sayın Elitaş, 2008 yılındaki yapılan İç Tüzük Komisyonu temel yasayı kaldırmış, onlar gibi düşünün bari." Ben de hak veriyorum size, o Komisyonun 61'inci maddesine baktığınız takdirde bütün kanunlar temel yasa olarak görüşülüyor, 61'inci maddesini incelerseniz bütün kanunlar temel yasa olarak görüşülüyor, önergeler de bir önerge verme noktasına getiriliyor.

Şimdi, Sayın Milletvekilim Muharrem Bey, burada bizim yaptığımız iş Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuya dönmesiyle ilgili mesele. Bakın, Oktay Ekşi'nin bir kitabından pasaj okudum o ilk günkü şeyde. Sayın Ekşi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerinde durması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ahenkli çalışmasının en önemli konularından biri sanıyorum 66'ncı maddesi olması gerekir, konuya davet veya söz kesme, Başkanın söz kesmesiyle ilgili bir konu var. Başkanın ne şekilde söz keseceği konusu, 66'ncı maddede Başkana ne zaman söz keseceğiyle ilgili bir düzenleme gerçekleştirmiş. Orada diyor ki: "Kürsüdeki üyenin sözü ancak Başkan tarafından kendisini İç Tüzük'e uymaya ve konudan ayrılmamaya davet etmek için kesilebilir." Yani burada Sayın Ekşi'nin de kitabında... Daha önce milletvekilliği yapmış bir değerli milletvekili arkadaşımız.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Danışma Kurulu üyesi.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - 1960'larda mı, 1980'de mi?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - 1960, 1960.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - 1960'larda Danışma Kurulu üyeliği yapmış, burada da bulunmuş. O süre içerisindeki en büyük problemin konuyla alakalı olmayan meselelerden... Hatta bizde de, bazı siyasi parti grup başkan vekilleri "Başkan, konuya gelsin." diye de uyarılar yapıyorsunuz, doğru mu? Biz de bazen uyarılar yapıyoruz ama konu dışına çıkıldığından dolayı meram da anlatılamıyor.

İşte bizim buradaki amacımız... İç Tüzük'teki 60'ıncı madde ile İç Tüzük'teki 81'inci madde AK PARTİ iktidarı döneminde hiç uygulanmamış ve uygulanmaya da niyetlenilmemiş. Bizim buradaki amacımız, niyetimiz şu: Bir siyasi parti bir grup önerisi verdiğinde ancak on dakika konuşabiliyorsunuz, geriye kalan kısım kimde? Diğer siyasi partilerde, biri zaten iktidar partisinde. Hâlbuki anlaşmamız neydi biliyor musunuz? Centilmenlik anlaşmamız, 2011 yılında Meclis Başkanımızın Refik Belendir'deki yaptığı toplantıda Sayın Güldal Mumcu, Sayın Muharrem İnce, Sayın Akif Hamzaçebi, Sayın Emine Ülker Tarhan, Sayın Oktay Vural, Sayın Mehmet Şandır, Sayın Pervin Buldan ve Sayın Hasip Kaplan; grup başkan vekilleriyle yaptığımız konuşmada dedik ki: Grup önerileri veriliyor, eyvallah, verilsin ama grup önerilerinde muhalefetin aleyhinde sözler iktidara, iktidarın verdiği grup önerisinde sözler muhalefete ait. Yani 4 grup önerisi verildiğinde 16 konuşma yapılacak, 16 konuşmanın 8'i iktidarın, 8'i muhalefetin. Eğer 3 siyasi parti, muhalefet partileri grup önerisi verirse 12 konuşma yapılacak; 12'nin 6'sı iktidarın, 6'sı muhalefetin. Uyuyor muyuz bu centilmenlik anlaşmasına?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Aşağı yukarı uyuyoruz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Uymuyoruz, uymuyoruz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Aşağı yukarı uyuyoruz ya. Ramazan Can geliyor gidiyor, geliyor gidiyor, bağlıyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Uymuyoruz.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu konudaki iş, bizim 2014 yılındaki yaptığımız İç Tüzük Uzlaşma Komisyonunda hepimizin mutabık kaldığı tek konu. Grup önerileri beş dakika konuşulsun ama şartımız, önce 14.00-20.00'ydi, daha sonra salı, çarşamba, perşembe günleri Türkiye Büyük Millet Meclisi çalıştığı saatlerde yayın yapılsın. Yani şu anda biz Türkiye Büyük Millet Meclisi yayınlarına "evet" desek, 2013 yılındaki uzlaşma beş dakika.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Deyin lütfen. Genel Kurulun tüm çalışmaları yayınlansın pazartesi dâhil, pazar dâhil; buna bir engel yok ki.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, değerli arkadaşlar, az önce bir değerli milletvekili arkadaşımız bir şey söyledi 54'üncü maddeyle ilgili, ben de Sayın Özel'le bu konuyu konuştum ve Sayın Parsak'a bir mesaj attım "54'üncü maddenin son cümlesinden eğer -Sayın Erkek'in biraz önce ifade ettiği gibi- Sayın Özel'in bana sorduğu anlam çıkıyorsa biz son cümleyi çıkaralım diye teklif edeyim." dedim. Sayın Parsak dedi ki: "Bu, 168'inci maddeye dercedilmeye çalışılan, yani İç Tüzük Uzlaşma Komisyonundaki 168'inci maddede, basınla ilgili ifade edilen kısımda bir grup başkan vekili arkadaşımızın olmazsa olmaz diye ısrar ettiği bir konu." O metin buraya alınıp Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlarımızın bize yaptıkları teklif sonucunda giren bir düşüncedir.

Biz 13 maddelik bir teklif verdik, 11 ana, 2 yürürlük, yürütmeyle beraber. 54'üncü madde bizim teklifimizde yoktu, 3'üncü madde bizim teklifimizde yoktu, 56'ncı madde bizim teklifimizde yoktu. 57'nci madde bizim teklifimizde vardı. 57'nci maddedeki bir değişiklik önergesi üzerine 81'inci ve 143'üncü maddede bir değişiklik yapma ihtiyacı hissedildiğinden dolayı, paralellik sağlamak için o iki maddeyi daha ilave etmek zorunda kaldık.

Bizim 163'üncü maddede tek olan düzenlememiz, disiplin cezalarıyla ilgili düzenlememiz -yine ifade ettim- Sayın Oğuz Oyan'ın getirdiği bir tekliftir. Milletvekillerine hakaret ettiği takdirde, küfrettiği takdirde milletvekillerine para cezası Fransa'da var, Avrupa Birliğinde var, Almanya'da var; gelişmiş ülkelerde disiplin cezasının maaş kesintisi olması müeyyidesi var.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hakaret ve küfür...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onu diyoruz. Bakın, onu diyoruz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hakaret ve küfür ayrı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Müsaade edin. Bakın, Meclisten çıkarma cezasıyla...

MİTHAT SANCAR (Mardin) - Devamsızlık...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Aynen o şekilde. Meclisten çıkarma cezası da var zaten. "Meclisten çıkarma cezası verildiği takdirde ödeneğinden kesilir." diyor. "Devamsız olduğu takdirde 100 euro kesilir." diyor.

MİTHAT SANCAR (Mardin) - 120 euro.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Efendim, 120'ymiş, bizdeki bilgi 100; demek ki eskale etmişler.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Hakaret ve sövmede olsun, sorun değil.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, arkadaşlar, bakın, biz 163'üncü madde üzerine 161 ile 160'ıncı maddede bir değişiklik yapma ihtiyacı hissettik, onu da ortaya çıkardık. Yani getirdiğimiz metnin 2013-2014 yılındaki uzlaştığımız metinden çok az bir farkı var. Lehe olan fark 14.00-20.00, 14.00-21.00 hâline getirilmiş oldu. İç Tüzük'e televizyon yayınları dercedilmiş oldu, garanti altına alınmış oldu, Sayın Özel'in az önceki sorduğu konu, internet yayını hariç olmak üzere -zaten o sürekli var- o garanti altına alınmış oldu. Hatta biz burada "Özel şeyler nelerdir?" diye arkadaşlarımızla tartışırken bütçe, Anayasa gibi konuların da bu özel meselelerden olması gerektiği konusunda kanaat oluşturduk.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - 15 Temmuz gibi.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ha, 15 Temmuz gibi. 15 Temmuzda teknik engel vardı. Az önce sizin söylediğiniz... O konuda da bir şey söyleyeyim, en hafızası olan, en eski olduğum için. 2008 yılında RTÜK Kanunu değiştirilirken Sayın Bülent Arınç o zaman bu işlerden sorumlu Başbakan Yardımcısıydı. Getirdiği teklifte Türkiye Büyük Millet Meclisinin yayın yapmasıyla ilgili bir madde vardı ve maalesef, muhalefetin isteği üzerine biz bu maddeyi oradan çekmek zorunda kaldık. Ama şu andaki teklifiniz doğru. 2008 yılındaki -sanıyorum 2008 veya 2009- RTÜK Kanunu'ndaki yapılan değişiklik çerçevesinde biz Türkiye Büyük Millet Meclisinin yayın yapmasıyla ilgili bir meseleyi getirdik, orada vardı ama o getirilen meseleyi muhalefet istemediğinden dolayı koymamış olduk.

Muhalefetin sözünü kısmak değil, Türkiye Büyük Millet Meclisinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla yapılan bir değişiklik. Kesinlikle kötü niyet yok. Şunu söylüyorum: Şu İç Tüzük her derde deva, iktidar partisine büyük imkânlar vermiş. Bu imkânlara 2003 yılından beri -2007 yılından beri grup başkan vekiliyim- hiç niyetlenmedik, hiç tevessül etmedik. Hatta İç Tüzük'ün 87'nci maddesinde önergelerin gereksiz verilmesini ve istismar edilmesini engelleyen bir hüküm var, "Hükûmet veya komisyon önergeye katıldığı takdirde önerge görüşmesiz oylanır." hükmü var. Biz bunu 2011 yılında bir kere uyguladık.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - 24'üncü Dönem çok uyguladınız Başkan.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yok, bir kere uyguladık.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Olur mu, Oktay Vural Bey'le birkaç defa iddiaya girdiniz, çok...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ha, "Uygularım." dedim, uyguladım, doğru. Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, o konuya da tevessül etmiyoruz.

Ben teşekkür ediyorum bu açıklama imkânını verdiğiniz için. Yani bilgilerimi, amacımızın, niyetimizin ne olduğunu burada beyan etmeye çalıştık. Ben burada Milliyetçi Hareket Partisinin şu İç Tüzük Komisyonundaki görüşülen meselelerde muhalefet partilerinin istemleri doğrultusunda getirdiği... Açık söyleyeyim, ben 21.00 konusuna itiraz ettim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - 21.00 ne?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Saat 21.00'e kadar. 54'üncü maddeye itiraz ettim, dedim ki: "Siz televizyon yayınlarını 21.00'e kadar uzatmak istiyorsunuz. Niyetinizin bu olduğunu biliyorum ama ben 20.00 diye ısrar ediyorum." "Yok, 21.00 olacak çünkü biz Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21.00'e kadar işlerini bitireceğine inanıyoruz." dediler. Ben de dedim ki: "21.00'e lüzum yok, 20.00'de bitiririz işleri. Uygun bir çalışma, yani birbirimizi anlayan, medeni bir şekilde çalışma ortamını ortaya çıkardığımız takdirde bu iş olur." diye bir beyanda bulundum. Kendilerine teşekkür ediyorum. Bu süreçte -az önce Sayın Tanal söyledi, "Keşke uzlaşma olsaydı." dedi- keşke uzlaşma olsaydı.

Evet, teşekkür ediyorum.