KOMİSYON KONUŞMASI

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Tabii, bölge insanı olarak Reşat Bey'in söylediklerine karşı bir itirazım olduğu için söz aldım. Şimdi, sadece cezaevindeki bir vatandaşın "PKK sadece Kürtlerin temsilcisi değil." demesiyle, bunu referans göstermesi bütün o bölgedeki halklara bir haksızlıktır.

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Ben bunu bir misal olarak, örnek olarak söyledim zaten.

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Bunu biz Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yer alan Kürt milletvekilleri... Yani Kemal Bey Kürt, ben de Kürt'üm. Yani burada Kemal Bey HDP -bugünkü ismiyle- çatısı altında siyaset yapıyor, ben de AK PARTİ bünyesinde siyaset yapıyorum, bir başka arkadaşımız CHP veyahut bir başka siyasi parti çatısı altında siyaset yapıyor. Bu temsiliyet noktasında, demokrasilerde seçimledir. Bu açık ve net olarak ortada.

Müsaade ederseniz Başkanım, bir dönemde de dışarı çıktığım için raporla ilgili her olaya vakıf da olmamakla birlikte ben en azından kendi ilimle ilgili bu Şengal'den gelen Ezidilerle ve Suriye'den son dönemlerde ve daha önceki gelen Suriyelilerle ilgili de çok kısa olmakla beraber sözüme devam etmek istiyorum.

Batman'da şu anda 3.151 civarında Ezidi ikamet ediyor. Bunların çoğuna yerel yönetimler yani Batman Belediyesi bunların iaşe imkânlarını sağlıyor. Ama en önemli etken AFAD'ın, valilik bünyesinde, bütün imkânlarını Ezidiler için seferber ettik. Daha öncesinde 20 bin civarında Suriyeli vatandaş, bu Kobani'den, Afrin'den, Halep'ten, Şam'dan gelen Kürt vatandaşlar ve bunların hepsine de sivil toplum ve AFAD valilikler ve toplumun bütün katmanları imkânlar sağlanmıştır. İkametgâhla ilgili bazı aileler kendi yanlarında, kendi evlerinde yer vermiştir ve valilikler de kamunun binalarını onlara bir şekilde tahsis edip, onların ikametlerini sağladık. İaşe imkânlarını da eğitimini de oradaki STK'larla valilik bünyesinde girişimlerde bulunarak bunların çocuklarının da eğitim hakkını bile sağladık.

Şimdi, Ezidilerle ilgili de... Burada Batman'da ve Beşiri ilçemizde Ezidi köyleri var. Daha öncesinde bunların çoğu, 80 sonrasında bir şekilde Avrupa'ya göç ettiler ve yaşlı birkaç tane insanlarımız kaldı, onun dışındakilerin hepsi Avrupa'da. Gidip geliyorlar ama son Türkiye'nin demokratikleşmesiyle beraber bu insanlar tekrar gelip kendi köylerini imar ettiler ve yaz aylarını veya tatillerini gelip değerlendiriyorlar. Bu köylerin hepsini önce onlara açtılar ama biz bütün imkânları onlara sağladık, AFAD olarak sağladık. Yani, onun için oradaki Suriyeliler de, son dönemde de gelenler, çoğu ailenin akrabaları var, o akrabaları kendi yanlarında bunları barındırıyorlar ve imkânlar sağlıyorlar ama AFAD ve bizim hem yerel yönetimler de... Tabii ki her zaman belki Türkiye bu tür şeylerle karşılaşmayabilir ama Türkiye güvenli bir ada olduğu müddetçe çevremizdeki, bu Orta Doğu'daki bu ateş çemberinde, bugün Irak, Suriye idi, yarın öbür gün yanı başımızdaki başka ülkede -işte, Ukrayna'da gördük- işte, Ermenistan'da olabilir, başka ülkede olabilir, bu insanların gene yönleri Türkiye'ye yöneliktir. Biz Türkiye olarak da STK'lar ve bütün toplum biz bunlara, evet, o desteğimizi sağlıyoruz, yardımlarımızı yapıyoruz ama Türkiye'nin kurumsal bir kimliği olarak hakikaten AFAD... En son da geçen haftaydı, Kilis'e bir ziyaretimiz oldu ve gittik Kilis'teki bir kampı ziyaret ettik, vali yardımcısı arkadaşımızın ne kadar kendine dert edinerek o insanların güncel sorunlarıyla bire bir, sağlıklarıyla, yaşadıkları o imkânsızlıkları nasıl acaba bertaraf ederiz diye o çabayı gördükçe de takdir etmemek mümkün değil. Ama AFAD daha düzenli, kurumsal bir yapıyla bu dışarıdan Türkiye'ye gelmek zorunda kalan insanlara o yardımları veriyor.

Teşekkür ediyorum.