| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/837) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 30 .05.2017 |
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun çok kıymetli üyeleri ve saygıdeğer misafirler diyeceğim çünkü milletvekili arkadaşlarımız ve sivil toplumdan, değişik kurumlardan katılan değerli katılımcılar var. Hepinize saygılar sunuyorum.
Tabii, sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi paketi yani kısaca Üretim Reform Paketi'ni konuşuyoruz. 76 maddelik bu paket oldukça önemli değişiklikler içeriyor. Ben bu manada, Sayın Bakanımıza ve tüm kurum temsilcilerine burada teşekkür etmek istiyorum. Çünkü sanayiciden, üreticiden, organize sanayilerden, iş adamlarından, ticaret odalarından, sanayi odalarından, TOBB'dan, TÜSİAD'dan, MÜSİAD'dan yani benim bugüne kadar irtibat kurduğum bu manadaki bütün kurumlardan görüşler alınarak, toplantılar yapılarak, istekleri, talepleri, bizim sahada sanayiciden, üreticiden gördüğümüz, bugüne kadar dinlediğimiz talepleri göz önüne alarak oluşturulmuş bu 76 maddelik paketin oldukça önemli bir atılım, bir kırılma noktası olacağını düşünüyorum. Çünkü, biliyorsunuz, evet on beş senenin değerlendirmeleri yapıldı. Bir başka açıdan yaparsak 230 milyar dolardan 800 küsur milyar dolara çıkmış bir gayrisafi millî hasıla var. 35 milyar dolardan 150 milyar dolarlara çıkmış da bir ihracat var. Buna paralel birçok alanda da gelişmeler var ama hepimiz de biliyoruz ki bundan sonrasını yapabilmemiz için bir paradigma değişimine ihtiyacımız var. Yani bizim, ihracatı 150 milyar dolardan 500 milyar dolara çıkartmak için daha fazla domates üretmemiz veya daha fazla kot dikerek bunu ihraç etmemizle bunun olmayacağını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla, bizim, sanayicinin, üreticinin, üniversitelerin katkısıyla, özel sektördeki tüm katmanların bu manada katkısıyla bir paradigma değişimine ihtiyacımız var. Biz bu paradigma değişimini geçtiğimiz yüzyılda kaçırdık yani sanayi devrimini kaçırdık. Şimdi, "Sanayi 4.0" denilen hani hepimizin de Komisyon olarak ilgiyle takip ettiğimiz, değişikliklerle alakalı da bir kanaat oluştu aslında kafamızda ve bunu da yakalamak için bilgi ekonomisine, bilgi temelli bir değişime ihtiyacımız var. Bu değişim içerisinde belki bütün kurumların yeniden yapılanması da söz konusu olacak ama bu manada da bir başlangıca ihtiyacımız var.
Biz Sanayi Komisyonu üyeleri olarak hepimiz TRT payının kaldırılmasını dinlemiyor muyduk üreticilerden? Dinliyorduk. Var bu paketin içinde. Emlak vergilerinin organize sanayi bölgeleri içinden alınmaması, işte enerji desteğinin verilmesi, "ot bedeli" diye söylemiyor muydu vatandaş bize? Bütün bunları dinlemiyor muyduk? İşte var bunun içinde. Hafta sonu çalışmak için izin alınması... Ya bu komik bir şey ama bu da vardı yani bu da bize geliyordu; bu da kalkıyor. Damga vergisi, harçların kaldırılması, arsalarla alakalı ucuz arsa temini sermaye oluşumundaki en önemli adımlardan bir tanesi aslında. Dolayısıyla, bütün bunları alt alta koyduğunuz zaman YÖK Kanunu'ndaki düzenlemelerden, yurt içi yerli üretimin desteklenmesine kadar sanayicinin, üreticinin istek olarak ortaya koyduğu tüm sorunlara cevap verecek, şu aşamada belki bir nebze cevap verecek bir değişikliği konuşuyoruz. Bunu da konuşurken sahadan aldığımız şikâyetlere istinaden konuşuyoruz.
Şimdi, sahayla alakası olmayan yani oturduğu yerden -tabiri caizse- meseleler hakkında görüş ortaya koymak isteyenler işte bir liman yapımı esnasında ortaya çıkacak sıkıntıların nasıl çözüleceği noktasında tabii ki burada bir kanaat ortaya koyamazlar, değil mi?
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Limana bir şey diyen yok zaten, var zaten kanunlarda var.
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Tamam limana bir şey demiyoruz. Liman yaparken, o zaman acaba oradaki "100 milyondan 170 milyona çıkmış." dediğimiz bu zeytinliklerle alakalı bir sıkıntı olmaz mı, olmaz mı hiç? Olabilir. O zaman 170'e çıkarmışız, biz bunu 200'e, 250'ye çıkarmayı hedeflerken bu aradaki ufak meselelerin büyük projelerin önüne geçmesini engellemeye yönelik atacağımız adımlar niye sorun teşkil etsin? Niye biz burada ileri gitmek isterken geri gitmek isteyelim? Yani burada bir mantıksızlık var.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Bölgesel yapalım mı bunu?
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Tamam, yapalım yani onu o maddelerde konuşalım. Bakın, bunları madde anlamında değerlendirelim ve ben eminim ki ortada, doğru bir yerde buluşuruz. Ama kökten karşı çıkmak, bir kere siyasetin veya Meclisin iradesine aykırı bir şey.
Şimdi, bizim hava ve su en doğal, en tabii hakkımız değil mi? Siyaset yapma da bizim en tabii hakkımız. Biz bu hakkı milletten aldık, milletten bu hakkı aldık, bu hakkı politikaya yansıtmak durumundayız. Biz bu politikayı yapacağız, siz de onu diyeceksiniz ama sonuçta millet bunu değerlendirecek. Bunu değerlendirme esnasında tamamen bir bariyer koymak siyasetin doğasına da tabiatına da aykırı. Biz buna karşıyız.
"Tarımsal üretim ileri gitmiyor." Ya 23 milyar dolardan 65 milyar dolara çıkmış, 2002 yılında Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun yüzde 25'i tarımla uğraşırken bugün yüzde 15'i tarımla uğraşıyor ama 3 kat fazla üretim yapıyoruz. Geçtiğimiz dönem çıkarttığımız şu Miras Yasası'yla alakalı kanunun önümüzdeki on, on beş senede artı etkilerini de göreceğiz inşallah. Dolayısıyla, çok daha ileri gideceğiz.
Bu manada, bütün bu itiraz ettiğiniz maddelerle alakalı da muhakkak Sayın Bakanımızın da bizlerin de kanaatleri oldu, oluştu. Bunları konuşarak aşabileceğimiz kanaatindeyim. Ben, emek veren, katkı veren tüm kurumlara, kuruluşlara, başta Sayın Bakanımız olmak üzere teşekkür ediyorum. 76 maddelik bu paketin, artısıyla eksisiyle -belki 1 tane azalır, belki 1 tane artar- inşallah doğru bir şekilde neticelendirileceğine de inanıyorum.
Teşekkür ediyorum.