Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1703) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 10 .05.2017 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, biliyorsunuz, bu düzenleme önerdiğim bir düzenlemeydi ancak böyle değil yani her seferinde af olması, iyi niyetli, kötü niyetli ayrımı olmadan bu işi hüsnüniyetle yapmayanlara da ödüllendirme çerçevesine dönüştüğü için dar durumda olanların başvuracağı bir müessese olması gerektiğini söylemiştim. Ama önerdiğim noktada partizanca bakmayacak bir vergi ombudsmanının oluşması, vergi ombudsmanının bu başvuruları alması, gerçekten zor durumda olduğuna -belli kriterlere tabi tabii ki- ikna olması durumunda vergi ombudsmanının bu kararı almasını önermiştim ve hâlâ da bunu öneriyorum. Yani, siyasi idarenin tasarrufunda olmaması, vatandaşların objektif bir şekilde başvurabileceği ve objektif cevaplar alabileceği bir vergi ombudsmanının olması gerektiğine inanıyorum ve böyle bir kurul kuralım derim. Çünkü sizin öngördüğünüz kurulda belli ki yerelde vergi daireleri bir heyet oluşturacaklar ve onlar karar verecekler.
Şimdi, açıkça söyleyeyim, kaygılarım şu yönde: Partizanca bakışlarla karşı karşıya kalabiliriz. Vatandaş -zaten bir kutuplaşma, kamplaşma var, umarım bunu gideririz ama- kendisini diyelim ki kimliğinden dolayı, pek çok noktadan dolayı bir ayrımcılıkla karşı karşıya kalmış hissedebilir. Bunların giderilmesi için özerk bir yapının kurulmasını özellikle hassaten öneriyorum. Bir noktada bu yetkiyi Bakanlar Kuruluna alıyorsunuz öyle değil mi Sayın Bakan? Bakanlar Kurulunda bu yetki olacak ama Bakanlar Kurulu kalmayacak tekrar ve bu tasarruf sonuç olarak seçilmemiş bir bakan, başkana önerecek -eğer ki mevcut Anayasa sürerse- ve o başkan seçilmemiş bakana talimat verecek, "Şu konuda şöyle bir tasarrufta bulunun." diyecek, "İşte, 10 katına kadar çıkarın. Yarısına indirin." Pek çoklukla tasarrufta bulunabilecek ve bir istişare mekanizması da olmayacak Bakanlar Kurulu diye. O anlamda ciddi sakıncaları olan bir düzenleme. O anlamda bu düzenlemeyi tekrar tartışalım, özerk bir kurul ihdas edelim derim ve o kurul bu kriterleri haiz olsun, yetkileri olsun, denetlenebilsin bu kurul ve kurulun tasarrufları da yargı denetimine açık olsun. Yani kurul eğer ki ayrımcı bir uygulamada bulunduysa yargı denetimiyle denetlenebilsin. Buradaki tasarruflar da gene yargı denetimine tabii olacak mı? Tabii... Mutlaka her türlü idari karar olacaktır ama dediğim gibi, özerk bir kurulun olması bunu daha yapısal bir reform hâle sokabilir Sayın Bakanım, bu önemlidir. Yapısal bir reform hâline gelir ve gerçekten dar durumda olan mükellef, vatandaş gider o kuruma başvurur, cevabını alır, aldığı karara göre de yaşatılır.
Sayın Bakanım, bir sorum var, burada onu anlayamadım, sorum şu: Bir kere yararlandı bir vatandaş ve yapılandırıldı borcu, hemen arkasından bir kez daha başvurma hakkı ne zaman doğuyor? Yani sürekli olarak tekrar tekrar buna başvurma... Bir daha bir üç yıl geçirip bir daha son bir yılına mı bakılacak? Orada bir açık var sanıyorum. Öyle bir düzenleme... Yani bir kere yararlandı dar durumda olan kişi, ödedi borçlarını da hemen arkasından bir kez daha başvurup başvuramama konusunda bir açıklık var mı? Ben göremedim, bilmiyorum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Duruma bağlı.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yani öyle kısıtlayıcı bir şey yok. Ama taksitini bitirmeden de tekrar başvurabiliyor mu? Yani diyelim ki borçlarını yapılandırdı... Öyle de bir açıklama yok çünkü.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, Sayın Paylan bitirsin, ondan sonra size söz hakkı tanıyacağım.
Sayın Paylan, bitirin siz.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam, ben bitirdim şimdi, sorumu sormuş oldum.
Teşekkür ederim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şimdi, kişilerin bu müesseseden yararlanmak için kaç defa müracaat edebileceklerine ilişkin bir sınırlamamız yok. Ama şöyle varsayalım, bir örnek üzerinden gidelim: Bir vergi mükellefi borcunu ödeyemeyeceğini anlıyor, durumunun da zor durum olduğunu görüyor ve idareye müracaat ediyor, hiç geriye dönük borcu dahi yok. Gelecek ay eğer o ödemeyi yaparsa veya yaptığı bir durumda veya yapacak durumu yok ve müracaat ediyor. Biz bu kişinin borcunu objektif kriterlere bakarak yapılandırıyoruz. Bir sonraki ayda hâlâ zor durum hâli devam ediyorsa zaten bir sonraki ay için dahi o müracaatta bulunmasının önünde bir engel yok, zaten olmamalı. Çünkü buradaki amaç, kişi zor durum hâlinden çıkana kadar olan dönemde beyan ederek ödemek durumunda olduğu vergileri taksitlendirmek veya bekletmek. Burada biliyorsunuz on iki aya kadar ödemesiz dönem ilan etme, belirleme süresi de var. Dolayısıyla ne "Sınırsız şekilde istediğiniz zamanda istediğiniz gibi başvurun." diyoruz ne de borçlunun durumunu göz ardı eden yani "Ne yapalım, en fazla bir defa başvursun, ondan sonra senin için bizim dahi yapacak bir şeyimiz yok." da demiyoruz. Her borçlunun kendi durumuna göre belirlenmiş zor durum hâli olduğu sürece bundan yararlanıyor.
GARO PAYLAN (İstanbul) - İlanihaye yararlanıyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama şöyle, ilanihaye derken koşulları sağlanıyorsa yararlanır. Şimdi, kişi geldi, yapılandırdık. Ertesi ay 1 milyar lira tahsilatı var yani sistemde görülüyor. Her yeni tecil müracaatında zor durum hâlini yeniden tespit ediyoruz. Yani bir tarihte tespit ettik, daha sonraki tarihlerde geldiğinde tekrar buna bakmayacağız, o geçerlidir demeyeceğiz. Her tecil anında bakmamız gereken bütün rasyolara, bütün mali duruma bakacağız. Öbür türlü olmaz, öbür türlü kötüye kullanılır. Bir defa kötü bir bilançosu olur, ilanihaye o zaman ondan yararlanır. Her bir müracaat anında müracaatın yapıldığı andaki durumuna bakıp zor durum hâli varsa yararlandıracağız.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bir şey söyleyebilir miyim?
BAŞKAN - Buyurun.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bir de bu partizanca bakışa dair nasıl bir tedbir söz konusu olabilir Sayın Bakan? Siz bu özerk yapıya destek veriyor musunuz?
Bakın, son zamanlarda -bir örnek vereyim hemen, müsaade ederseniz, arkadaşlar alınmasınlar- milletvekillerimize bakıyorum, mesela ilk Plan ve Bütçe Komisyonunu topladığımızda milletvekillerimizin çok küçük bir bölümünün bıyığı ve sakalı vardı. Şimdi bakıyorum büyük bölümünün özel bir çeşit bıyıkları var.
BAŞKAN - Özel çeşit nasıl oluyor?
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bürokrasiye bakıyorum, hepsi tertemiz, jilet gibi sakal tıraşı, bıyık tıraşı olup gelirdi, şimdi görüyorum ki özel çeşit kirli sakal ve kirli bıyıkları var. Bu son aylarda bir çeşit, bilmiyorum.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Ne alakası var!
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Kullandığın kelimeye dikkat et!
GARO PAYLAN (İstanbul) - Son beş altı aydır bu durum, bu süreç var.
Diyelim ki bu kurula gitti bir vatandaş ve o bıyık ve o sakalı haiz değil yani partizanca bir tavırla karşı karşıya kalabilir.
Son aylarda bir trend var Sayın Bakanım. O kurul da acaba böyle partizanca bir tavırla karşı karşıya bırakabilir mi? Son aylarda bir şey oldu, bilmiyorum. Son aylarda bir bıyık ve sakal konusunda bürokraside, siyasette bir gidişat var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Belki trenddir yani.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yani bilmiyorum artık modadır, trenddir, mahalle baskısıdır her ne dersek diyelim. Yani bu anlamda bu kurulda böyle bir acaba karşısına gelenin o bıyığı yoksa, sakalı yoksa özel bir muameleye tabi tutar mı? O açıdan özerk kurullar daha iyi olabilir. Yani özerk bir kurulda bu daha objektif değerlendirilebilir diye düşünüyorum.