GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Madde üzerinde konuşuyorum Sayın Başkanım, maddeye nasıl geldiğimizi, bu kanuna tekrar nasıl geldiğimizi anlatıyorum. O anlamda, madde üzerinde konuşuyorum, lütfen siz de müdahale etmeyin. Sayın Bakan da dinlerse toparlayacağım hemen hızlı.

Sayın Başkan, Sayın Bakan; biz bu noktaya nasıl geldiğimize bakmazsak, eğer ki siyaset kurumu olarak öz eleştiri yapmazsak, Allah korusun diyorum, tekrar bu noktalara gelebiliriz. Bu anlamda siyaset kurumunun görevi çözüm üretmektir, çözüm. Toplumdaki kutuplaşmalara, kamplaşmalara, sorunlara dair eğer ki öz eleştirimizi yapmazsak aynı hataları yapabiliriz. Eğer yaptığımız hatalara cesaretle bakamazsak hep beraber... Ben çuvaldızı kendime batırmaya hazırım Sayın Bakan, iğneyi lütfen siz kendinize batırın, bakın, iğneyi kendinize batırın diyorum. Öz eleştiriyi hep beraber yapalım, siyaset kurumu olarak yapalım, nasıl darbe şartlarına geldik, bunu nasıl okuyamadık, nasıl bu çete, bu terör örgütü bizi bu noktaya getirdi, buna bakamazsak, öz eleştirimizi veremezsek -özellikle yürütme makamı olarak siz çuvaldızı kendinize batırmalısınız, ben çuvaldızı batırayım ama siz iğneyi batırın diyorum- aynı hataları yapabiliriz. Gelin, siz de cesaretle buna bakın.

Maalesef, demagojiyi siz yaptınız Sayın Bakan. Ben diyorum ki: Ben o günlerde Cizre'ye yürümeye kalktım bu ateşi durdurmak için ama oradaki komutanlar diyorum, bakın, oradaki komutanların tamamı sizi bir yere doğru sürüklüyordu. Orayı ezmeliyiz, yıkmalıyız noktasında bir iradeleri vardı ama bunu okuyamadık ve hep beraber darbe günlerine geldik maalesef. 12 Eylül örneğini verdim. 12 Eylül öncesi solcuların kahvesini de sağcıların kahvesini de vuranın, bombalayanın aynı el olduğunu 12 Eylül sonrası gördük. Bu darbe dönemini de tarih yazacak, bu darbenin hazırlık dönemlerinin nasıl olduğunu yazacak ama mesele şu ki biz bugün bunu okuyalım, bunu görelim ki hayatımızın her alanında, öncelikle barış alanında, bir daha o noktalara gitmeyelim Sayın Bakan. Bakın, bir daha o noktalara gitmememiz için bu dönemin öz eleştirisini vermeliyiz. Ben size şunu söyledim: "Oradaki bütün komutanlar bugün FETÖ'den tutuklu, o Cizre'yi, Sur'u, Silopi'yi vuranlar." dedim. Onlarla ilgili cesaretle bir araştırmanız var mı? 2 polisimizin öldürülmesiyle ilgili bir araştırmanız var mı, Meclisin araştırması var mı? Maalesef yok. O açıdan hepimizin buna bakması lazım, buna bakmadığımız sürece daha çok af yasalarıyla karşı karşıya kalırız.

Teşekkür ederim.