| Komisyon Adı | : | (10 / 392) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Temsilcisi Yardımcı Doçent Doktor Alperen Bıkmazer'in, yurtlarda kalan çocukların karşılaştıkları riskler ve sorunlar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .05.2017 |
HÜDA KAYA (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Hemen Sayın Başkanımızın bıraktığı yerden... Bu bahsettiği konuyu dinlemiştik orada. Çocukların uykusuz hâlleri, onların o maruz kaldıkları durumlara vâkıf olan, farkına varan ehliyetli, nitelikli bir eğitimci bunu... Ve pozitif olarak bilgi aldığımız tek eğitimciydi o. Aileleri söylüyor. Devamında ise şu cevabı da hatırlamamız gerekiyor. Ailelerinden birileri söyledi; gittik, konuştuk ve verilen cevap: "Cemaatin ekmeğini yiyorlar. Tabii ki kalkacaklar, çalışacaklar." şeklinde cevap aldıklarını da belirttiler aileler orada.
BAŞKAN - İşte o noktada, ailenin "O zaman ben öğrencimi buradan alıyorum." diyebilecek seviyede olması lazım.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Evet, seçeneksizlik çok ciddi sıkıntı.
Teşekkür ediyorum değerli uzmanlarımıza. Çok istifadeli, güzel sunumlar dinledik sizlerden. Tabii ki konumuz yangın ama çocuklarımızın maruz kaldığı diğer sıkıntılarla da ilgili farkındalık oluşturacak bilgiler çok önemli.
Ben şunu da paylaşmak istiyorum: Tabii ki sizler burada şu anda o konuda birinci derecede sorumlu ve yetkili değilsiniz ama -siz konuşurken, sayın uzmanımızı dinlerken- mesela geçen hafta, hemen İstanbul'da bir ilköğretim okulunda yaşanan bir olay, bire bir şahit olduğumuz bir olay ama bunun gibi o kadar çok örnekler var ki geçen hafta sıcağı sıcağına şahit olduğumuz için... Çocuklar okula gelip giderken bazı çocuklar saldırıya uğruyorlar, dövülüyorlar, yaralanıyorlar; ciddi bir hayati tehlikeyle karşı karşıya olduklarına bir kadın eğitimci orada şahit oluyor, okul müdürüne söylüyor fakat müdürden beklediği yani çözümü oluşturmakla, sonuca ulaşmakla, ailelerle görüşmekle ilgili bir yaklaşımı alamıyor. Kadın öğretmenin... O dediğiniz "Kadın eğitimciler, anne-kadın yaklaşımıyla daha pozitif bir sonuca ulaşabilir." dediniz ya, aynen böyle bir sonuca orada şahit olduk. Kadının o yaklaşımıyla, müdüre gidiş gelişleriyle, ailelerine ulaşmasıyla, en azından aileleri haberdar edip çocuklarını daha sahiplenme durumuna sebep oldular. Ailelerin de haberi yok. Çocuklar ailelerinin yanında, yakın mahallede olmalarına rağmen, okula gidip gelirken, devlet okuluna gidip gelirken dahi can güvenlikleri yok, şehirde bile yok yani düşünün. Niye? Çocuklardan haraç istiyorlarmış; bir çete mete, bir şeyler var. Sözü geçen sözü geçene. Yani her yönüyle ciddi bir sıkıntı var. Her yerde de kadın eğitimci, yönetici olamadığına göre gerçekten mesleki bilinç, vicdani bilinç, ehliyet, nitelik yani her yönüyle ciddi bir bilinçlenme, eğitim sıkıntımız söz konusu bu konuda.
Mesela, yine bir devlet yurdu... Şimdi, özel yurtlara muhalefet ediyoruz, yanlış, farklı içeriklere, prosedürlere, pratiklere sahipler. "Devlet yurtları olmalı, devletin güvenliğinde olmalı." diyoruz yani seçeneksiz bir şekilde ama yine birebir yaşadığım bir olay var. Mesela, bir cezaevinden bize imzalı, müdürünün bize teslim ettiği 2,5 yaşında bir çocuk vardı, on iki yıl bizimle kaldı o kız çocuğu, cezaevinde doğup yetişmişti. Bir aile yanında inanın gül gibi yetişti, ailemizin bir parçası oldu. On iki yıl sonra, devlet bir şekilde, bir prosedür, bir mevzuat gereği olayın farkına vardı, hâlbuki biliniyordu yani biz imzayla falan almıştık. "Ya tamam siz çok iyi bakmışsınız, etmişsiniz, terbiye etmişsiniz ama bu çocuğun annesi yok, babası yok, bu çocuğun sahibi devlet, sizde kalamaz, mümkün değil. Biz bunu almak zorundayız." dediler ve çocuğa el koydular. Çocuk şu anda 16 yaşında, iki-iki buçuk yıl falan oldu, şehir şehir, yurt yurt gönderdiler çocuğu, her yerde çocukla gidiyoruz irtibatla hayattan koparmamaya yani hayatını kaydırmamaya çalışıyoruz, sahip çıkmaya çalışıyoruz. İnanın, benim bu yaşıma kadar bilmediğim, görmediğim kelimeler, küfürler ve her türlü kirli işlere şahit bir çocuk çıktı ortaya. Bu yurtlardan, benim bu yaşa kadar bilmediklerimi, görmediklerimi gören, bulaşan bir çocuk çıktı ortaya. Devlete de versek bir türlü, özele de versek bir türlü. Yani ciddi bir sıkıntı var.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.