KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli katılımcılar; TOKİ Başkanının sunumunu dinledik, teşekkür ediyoruz. Hepinizi selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, toplu konut ve inşaat sektörü Türkiye'de özellikle AKP iktidarının bir vizyonu. Bildiğiniz gibi, Türkiye ekonomisi önemli oranda inşaat sektörü üzerinde yükseliyor yani çarklar bu çerçevede dönüyor ve özellikle TOKİ, Türkiye kamuoyuna zaman zaman Başbakanın, Cumhurbaşkanının yaptığı toplu açılışlarla Hükûmet propagandasına aracılık ederken, daha çok böyle bir kurum olarak yurttaşın önüne geliyor. Şimdi, bu, Sayın Başkanının sunumlarında da tabii atıflar bulunuyor "Yeni Türkiye vizyonu" gibi, "2023 vizyonu" gibi.

Türkiye'nin konut ihtiyacına gerçekçi bir yaklaşım ve bir değerlendirme bekliyoruz TOKİ idaresinden, TOKİ yönetiminden. Memleketin büyük bir çoğunluğunun, ezici bir çoğunluğunun alt ve yoksul gelir grubu olduğu aşikâr. Yani, piramidin tepesindekiler yüzde 20'yse, yüzde 80 ülkemiz yurttaşının vaziyeti bu noktada. Dolayısıyla, konut ihtiyacının, sosyal konut ihtiyacının ve TOKİ'nin esas itibarıyla yanıt vereceği kesimin de bu kesim olması gerekir. Şimdi, bu sunumda hedef kitle alt orta gelir grupları olarak saptanmış yani biraz daha sanki böyle yükselmiş. Hatta, şöyle bir ifade kullanılmış: "TOKİ'den beklentiler daha üst seviyede." Yani, bu kadar büyük bir konut ihtiyacı ortadayken ne yapıldı da beklentiler daha üst bir seviyeye çıktı, bunu bir anlamak gerekiyor.

Bir diğer şey: Rekabetçiliği ve sosyal uyumu geliştiren kentsel dönüşüm programları. Ne anlayacağız yani buradaki rekabetçilikten ne anlayacağız biz? Yani, serbest piyasa ve bugün Hükûmet programlarına çokça giren, daha çok da emek sömürüsü ve orada biraz önce örnekleri verilen işçi sağlığı ve güvenliğinin dahi hiçe sayıldığı, iş cinayetleriyle örülü bir çalışma hayatı, bir sosyal hayat... Yani, bu rekabetçilik bunun üzerinde mi yükselecek? TOKİ, Türkiye kamuoyunda ve siyasi arenada hep spekülasyonlarla, özellikle bu arazi satışları, lüks inşaatlar, rantlar yani yolsuzluk iddiaları ve soruşturmalarıyla gündeme gelmiş bir kurum.

Şimdi, inşaat sektöründe TOKİ özelle birlikte bu alanı paylaşıyor. Ne kadar acaba bu oranlar? Toplam inşaat sektöründe kamu adına TOKİ'nin ve bunun karşısında özelin sorumluluk alanları ya da paylaştığı oranlar nedir, bunu öğrenmek istiyoruz. Yani, Türkiye'nin genel tablosu, zenginin daha zengin olduğu, yoksulun daha yoksullaştığı bir süreçte böyle mi devam edecek? Gerçekten aç ve yoksul kitleler, kesimler, bu alt gelir grubu TOKİ yönetimine göre hangi gelir grubundadır? Ne kadar geliri olanlar bu konutları edinebilmektedir ya da bu konutlar onlara sunulmaktadır? Bunu anlamak istiyoruz.

Bir de, en son, Türkiye'de biliyorsunuz, eski Ali Sami Yen Stadyumu Torunlar Center'a şaibeli olabilecek bir şekilde devredildi ve bu devir üzerinden orada yeterli denetimler yapılmadığı, birtakım harç muafiyetleri, benzeri türde şeyler yazıldı çizildi ve bildiğiniz gibi, geçtiğimiz aylarda 32'nci kattan bir asansör düşmesi nedeniyle 10 işçi hayatını kaybetti. Şimdi, bunun soruşturması sürüyor, iddianamesi hazırlandı. Burada TOKİ'nin sorumluluğu ne? O zaman çokça yazıldı, biz de çokça söyledik; devredilen bu alanda bir ölçüde bize göre peşkeş çekilen bu alanda ama bakıyoruz, hâlâ inşaatın üst tabelası TOKİ olarak gözüken bu yerde sorumluluğu nedir, bu ölümlerde, bu iş yerinin yapılmayan denetimlerinde TOKİ'nin sorumluluğu nedir? Bundan sonrası için... Samsun örneği de verildi, o zaman da konuşulmuştu ama o zaman tabii, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı halktan özür dilemek durumunda kalmıştı. Şimdi doğrudan Başbakanlığa bağlı bir kamu idaresi olarak görev yapıyorlar. Yani, bütün bunların aydınlatılması ve bundan sonrası için kötü örnekler oluşmaması açısından bunlar önemlidir diye düşünüyorum.

Bu 2009 yılından kalan yani yoksul kesimler için arsa tahsisi meselesi tabii bence de gündemde tutulmalı. Özellikle, bu son gündemde olan konularla ilgili bilgilenmek ve görüşlerinden yararlanmak istiyoruz. Tabii, "ak saray" diye kamuoyunda bilinen Cumhurbaşkanlığı konutu çokça yine tartışmalara, spekülasyonlara yol açtı. Burada TOKİ'nin rolü neydi ne değildi, ne kadar yer aldı, almadı? Buna dair de belki gözlemleri, değerlendirmeleri... Yani övünecek miyiz yerecek miyiz; bu bir kazanım mıdır, yoksa bu gerçekten başkaca birçok sağlık, eğitim, spor, kültürel tesisler, benzeri alanlara, daha acil ihtiyaçlara yatırım yapılabilecekken, buralardaki ihtiyaçlar karşılanabilecekken acaba fuzuli ve bir debdebe görüntüsü müdür? Bu konulardaki değerlendirmelerini de almak isteriz.

Teşekkür ederim.