KOMİSYON KONUŞMASI

HÜDA KAYA (İstanbul) - Merhabalar.

Değerli Müdürümüz ve yetkili arkadaşlar; hepiniz hoş geldiniz. Bu sunumlarınız, bizim bu problemi, bu acı durumu sonuçlandırmak için hepimize ön açıcı olacaktır inşallah.

Sayın Müdürümüzün sunumundan ben ilk defa öğrendiğim için biraz daha belki detayını merak edip bundan sonraki süreçlerde, ama Parlamentoda, ama toplum içerisinde, halkımız içerisinde belki de bu sorularla karşılaştığımızda cevabını verebilmek amacıyla bir iki soru sormak istiyorum.

Sayın Müdürümüz, yurtlarda Diyanetle de böyle bir protokol anlaşmaları olduğunu ve ihtiyaç hisseden öğrencilerin manevi destek alma imkânlarının olduğunu söyledi. İhtiyaç hisseden her insanın olduğu gibi gençlerimizin de bu ihtiyaçlarının desteklenmesi, karşılanabilmesi elbette çok önemli. Şimdi, bunu söyleyince tabii ki şu sorular aklımıza geliyor: Öğrencilerimizin kurumlarda bu inanç ihtiyaçlarının, manevi ihtiyaçlarının giderilebilmesi için dinî kimlik tespiti nasıl yapılıyor? Birincisi.

İkincisi: Diyanetle ilgili bu çalışma yapılırken, biliyorsunuz bazen kamuoyuna yansıyan veya bildiğimiz, içinde olduğumuz, bire bir şahit olduğumuz bir mantalite problemi de var kısmi olarak ki, kız çocukları ya da kadınlar noktasında bir perspektif, geleneksel veya absürt bazı söylem ve fiiliyat ortaya çıktı, çıkıyor. Ve bununla ilgili bir denetleme mekanizması var mı? Yani, eğer Müslümansa bu çocuklar ve Diyanet bunlara İslami bir kaynak olarak manevi destek sunuyorsa bunlar Kurani, vahyi hakikatlere ne kadar uygun, yoksa geleneksel bir fıkıhtan, düşünceden ibaret mi din diye bunlar veriliyorlar?

Üçüncüsü: Bu çocuklar, yurtlarda kalan çocukların tamamı Müslüman mı veya mezhepleri nedir? Bu tarama, bu kimlik tespiti yapılıyor mu?

BAŞKAN - Hüda Hanım, bu konular, lütfen...

HÜDA KAYA (İstanbul) - Hayır, bakın, olur mu?

BAŞKAN - Bakın, biraz önce Rıza Bey'i...

HÜDA KAYA (İstanbul) - Aa, çok ciddi bir mesele.

BAŞKAN - Çok ciddi bir meseleyse bu meseleyi de Meclisimize soru önergesi olarak verin.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, olur mu?

BAŞKAN - Yani, yurtta kalan öğrencilerin dinî kimliklerinin tanınması nasıl? Olur mu öyle şey? Öyle bir şey olabilir mi?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Ama, niye savunmuyoruz?

BAŞKAN - Lütfen Hüda Hanım...

HÜDA KAYA (İstanbul) - Bakın, Sayın Müdürümüz bizi gerçekten güzel aydınlattı ve çok önemli bir noktaya temas etti.

BAŞKAN - Yapmayın lütfen...

HÜDA KAYA (İstanbul) - Şimdi, burada, geleceği...

BAŞKAN - Konuyu şeyden çıkarmayın.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Aa, çok rica ediyorum.

TAMER DAĞLI (Adana) - Öyle bir şeyin yapılması öğrencileri ayrıştırmaz mı ya? "İsteyen katılabilir" dedi, adı üstünde...

HÜDA KAYA (İstanbul) - Arkadaşlar... Arkadaşlar, sorularımı dinleyin lütfen, daha bitirmedim.

Bakın, sadece vakit kaybediyoruz. Kaldı ki, Müdürümüz bunlara birer cümleyle cevap verebilir.

BAŞKAN - Müdür Bey, bunlara yazılı da cevap verebilirsiniz.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Vakit kaybetmeyelim.

Kendisi böyle bir çalışmanın olduğunu söylediği için bu Komisyonda bizim bunların cevabını almamız da elzemdir.

BAŞKAN - Peki.

Son sorunuzu sorun lütfen.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Son bir madde...

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Hangisi Müslüman, hangisi gayrimüslim bunun ayrımını yapmak değil ki ya... Böyle bir şey var mı yani?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Allah Allah... Olur mu canım? Diyanette çalışma varsa belki Alevi var, belki Ermeni var o yurtlarda. Bunların ihtiyacı nasıl karşılanacak? Olur mu? Hayır.

BAŞKAN - Lütfen, arkadaşlar... Komisyon üyelerimiz lütfen...

HÜDA KAYA (İstanbul) - Son maddeyi söylüyorum: Şimdi, böyle bir çalışma varsa bunlar nasıl tespit edilmiş bilmek zorundayız canım.

FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) - Komisyonun insicamını bozmayalım. Lütfen, böyle bir şey olmaz kardeşim.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Hayır canım, bilmek zorundayız. Bu tespit nasıl yapılıyor?

BAŞKAN - Lütfen... Son sorunuzu sorun Hüda Hanım.

Buyurun.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Lütfen... Lütfen demagoji yapmayın arkadaşlar.

TAMER DAĞLI (Adana) - Genel Müdürümüz teşekkür etsin, ayrılsın.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Hayır.

Sayın Müdürüm, son sorumu söylüyorum: Diyanet Sünni inanca sahip öğrencilerimize ancak hizmet verebilir, başka inanç ve mezhepten olan öğrencilerimiz varsa bunların ihtiyaçları için nasıl bir çalışma ortaya koymuştur? Hepsi bu kadar.

BAŞKAN - Sayın Genel Müdürüm, bu soruya cevap vermeden önce... Eğer konumuz -atıyorum- müzik eğitimi olsaydı siz "Çocukların hangisinin müzik yeteneği var; hangisi klasik müziğe, hangisi Türk sanat müziğine, hangisi türküye eğilimli diye bir araştırma yapıldı mı?" diyecek miydiniz Müdüre?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Hiç aynı değil Başkanım, hiç aynı değil yani.

BAŞKAN - O zaman, bu konu Diyanet İşleri Başkanlığının...

HÜDA KAYA (İstanbul) - Burada çok ciddi psikolojik bir destek var.

BAŞKAN - Bakın, biz Yangın Araştırma Komisyonuyuz. Yangın Araştırma Komisyonu olarak konumuz yangına ne sebep oluyor, ne gibi tedbirler alınması lazım? Bu konuda yurtlarımızın yeteri derecede altyapıya sahip olup olmadığı, denetlendiği veyahut da denetlenmemişse bir an önce denetlenmesi konularını tartışıyoruz. Konuyu lütfen başka konulara doğru kaydırmayın.

Sayın Genel Müdürüm, bu konulara yazılı cevap verebilirsiniz, isterseniz cevap da vermeyebilirsiniz.

Ben teşekkür ediyorum.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sevgili Başkanım, bakın, Değerli Başkanım, önceki konuk görevlilerimizden, yetkililerimizden de kendi kurumlarıyla ilgili, yangınla alakalı olmayan bazı aydınlatıcı cevaplar da aldık; almadık değil. Yangının dışında bazı sorularımız oldu ve cevaplar aldık. Burada da hazır Sayın Genel Müdürümüz varken birkaç kelimeyle bunları cevaplayabilir.

YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜRÜ SİNAN AKSU - Sayın Başkanım, biz, bu konuda kimseye olmayan bir şeyi vermek istemeyiz veya dinini öğretmek gibi bir görevimiz de yok. Ben bunu söylemedim. Ben üzerine basa basa bunu ifade etmek istiyorum.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Öyle bir şey anlamadık zaten.