| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Gençlik ve Spor Bakanlığı b) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .11.2024 |
SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun çok kıymetli üyeleri, Sayın Bakan, değerli bürokrat arkadaşlar, basınımızın çok kıymetli mensupları; ben de hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Klişe bir söz “Gençlik geleceğimizdir.” diyoruz ve bu gençlikten sorumlu olan bir Bakanlığın bütçesini konuşuyoruz, dolayısıyla işimiz bu anlamda zor. Biraz önce rakamlar verildi, ben TÜİK rakamlarını paylaşarak birtakım sorular da sormak isterim. Şimdi, 2023 yıl sonu verileriyle nüfusun 15-24 yaş arasında yaklaşık yüzde 15,2 gencimiz var ve yaklaşık 13 milyona tekabül ediyor bu yani 15-24 yaş arası Türkiye'de 13 milyon gencimiz var. Bu oranla cumhuriyet tarihimizin bu yaş grubunda en düşük seviyesindeyiz. Avrupa Birliği ortalaması 15-24’te yaklaşık yüzde 10, Türkiye'de 15,2; Avrupa Birliğinden iyiyiz ama cumhuriyet tarihi dönemi içerisindeki en kötü noktadayız. Yine, 15-24 yaş arasında bu 13 milyon gencin yaklaşık yüzde 22,5’i yani yaklaşık 3 milyonu ne istihdamda ne de eğitimde, ben 29'a kadar çıkmıyorum yani sadece TÜİK verilerini paylaşıyorum. Tabii, 15-30 yaşı aldığımızda bu rakam 6,5 milyonların üzerine çıkıyor. Bu konuda da OECD ülkeleri içerisinde maalesef Türkiye şampiyon yani 15-29’u aldığımız zaman 6,5 milyonla neredeyse bir ülke nüfusu kadar gencimiz ne işte ne okulda.
Şimdi, tabii, ben Gençlik ve Spor Bakanlığımızın projelerini, programlarını takip etmeye gayret ediyorum diğer bakanlıklar gibi ve bu konuda genelde raporlarda hep şunu görüyorum: Yani bu gençlerin işe ve eğitime kazandırılması hususunda Bakanlığımızın birtakım çalışmaları var. Sunum biraz hızlı aktı, dolayısıyla bu konuda eğer biraz daha fazla bilgi alırsak makbule geçer.
Şimdi, tabii, üniversite mezunu meselesinden geçtik, artık berberlerin, tornacıların, araba tamircilerinin, işte büfe sahibinin bile bir şekilde kapağı dışarıya atmak gibi bir şeyi var. Tabii, bu Gençlik ve Spor Bakanlığını ilgilendiren bir konu değil. "Ekonomik sorunlar" dediğimizde ekonomik sorunların birinci aşamada etkilediği kitle gençler. Bunu da biraz önce vermiş olduğum rakamlarda görüyoruz ve ben bu meselede, özellikle nüfus artışı meselesinde ekonomik sorunlarla birlikte, evlenme hızlarındaki düşüşte -işte TÜİK tarafından açıklanıyor- dehşet verici bir noktadayız. Yani Türkiye nüfusu sadece yaşlanmıyor, önümüzdeki on yıl içerisinde bugünkü nüfusun 75-76 milyonlara ineceği bir tablo önümüze çıkacak. Ben bunları özellikle gençliğin Bakanlığı, gençlerin Bakanı olduğunuz için sizlere ifade ediyorum; bu bizim bir beka meselemiz.
Tabii, burada en son Hanehalkı İş Gücü Araştırması’nda 2023'te 15-24 yaş arasında çalışan nüfusumuzda bir artış oldu, 35'ten 37'ye çıktı ama neredeyse yine 3 gencimizden 2’sinin istihdam olmadığını söyleyelim.
Şimdi, ben burada farklı bir meseleye değinmek istiyorum. Hepimizin evlatları var, bu işin partisi de yok, çok zikredilmese de yani gençler artık sadece bir psikolojik problem yaşamıyor yani eğitimde ve istihdamda olmayanlar, onlar bir fizyolojik problem de yaşamaya başladılar. İşte “ev genci” dedik, çocuk üniversiteyi bitiriyor, babasından, anasından harçlık almaya utanıyor. Gündüz çıkıp bir yerde yemek yemek, kafeye gitmek de artık pahalı bir iş oldu. Bu sefer gece ayakta, gündüz uyuyan bir gençlik, spordan çok uzak bir gençlik ve şu anda da gençlerimiz arasında çok ciddi bir obezite problemi var, olağanüstü bir şekilde artıyor. Ben bunları şunun için söylüyorum: Özellikle Gençlik ve Spor Bakanlığımızın programlarında gençliğin talepleri, hatta umutları, hatta sorunlarının programlara dönüşmesi lazım. Yani on sene önceki Bakanlığın programları ile bugünkü programlar… Ki biraz sonra söyleyeceğim, bazı başkanlıklar kurulmuş, gerçekten müteşekkiriz, çok gerekli bir şey, bu konu önemli. Yani öyle bir gençlik geliyor ki… Tabii, bir genelleme yapmak istemem, biraz önce söylediğim rakamlar içindeki gençlikten bahsediyorum, onlar da bizim evlatlarımız. “Zaman bendedir ve mekân bize emanettir.” şuurunda bir gençlik değil mutsuz, umutsuz bir tablo var önümüzde ve Türkiye sağlık araştırmasına göre de bu obezite problemi artık Türk gençliğini tehdit eden bir noktada duruyor.
Buradan farklı bir konuya geçeceğim, arkadaşlarımız farklı şekillerde meseleye değindi ama ben bunun sadece bir gençlik meselesi değil ama gençlerin en çok etkilendiği mesele olduğunu düşünüyorum. Nedir o? Bir ülkede adalet ve ahlak eğer sorgulanırsa aidiyet duygusunda birtakım kırılmalar yaşanıyor ve bu konuda da bu ülkede maalesef, hani yazılımcılarımız gitti, doktorlarımız gitti, inşallah onlar bir gün geri gelecekler, burası onların vatanları, kimsenin gitmesini de istemeyiz ama soyadları aynı olan insanların bu ülkede dönüp dolaşıp hep aynı makamlara geliyor olmalarının en fazla etkilediği kesim gençlerdir. Onun için, Sayın Bakanımızla biz birlikte de siyaset yaptık, gençlerin sesi olun. Sayın Cumhurbaşkanımız söz vermiş, mülakatlar kalkacak diye, bunları sizler daha çok dillendirirseniz gençler bu ülkede “Benim bir bakanlığım var.” dediği anda gerçekten tarihe altın harflerle Gençlik ve Spor Bakanı olarak, bakanlık bürokratları olarak yazılırsınız. Şu anda mülakat meselesi, bu ülkede ahlak ve adalet sorgulanırken, aidiyet konusunda en fazla sorguladığımız alan, bu konuda zaten bir vaat var, bunu mutlaka yerine getirmek gerekir.
Şimdi, yine bahsedildi, ben biraz bütçeye de vurgu yaparak değineceğim bu bağımlılık ve uyuşturucuyla mücadele konusuna. Az önce sunumunuzda Bağımlılıkla Mücadele Daire Başkanlığı dediniz, Psikososyal Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı 2024'te kuruldu. Bu çok sevindirici bir şey, demek ki bu meselenin gençlerimizi ve toplumumuzu nasıl zehirlediğine bir cevap veriyoruz ama üzülerek ifade ediyorum, biraz sonra söyleyeceğim, bunu tespit etmişiz, bu azmimiz var ama o azmi realize edecek bir bütçemiz var mı? Şimdi, yani bir makam aracı 45-50 milyon. Biraz önce siz söylediniz, geçen seneki sunumumuzdan da çok iyi hatırlıyorum, Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesi zaten bu işlerle mücadele bütçesi, eyvallah, böyledir mutlaka ama cari transferlere bakıldığında, cari transferler normalde Bakanlığın bütçesinin neredeyse yüzde 70'i. 231 milyarlık bütçeniz var, 150 küsur milyarı Hazine yardımı olarak… Ben onu şöyle anlıyorum: Yani belli bir dönemde yapılacak harcamalar eğer yapılmazsa hazineye devredilecek diye düşünüyorum, tabii, başka bir şey de olabilir. Yani şunu söylemek istiyorum: 40-50 milyon ile diğer o… Bakın, gençlik konusunda gençlik programlarına ayırmış olduğunuz bütçeye bir bakın, inanılmaz düşük bir bütçe yani yüzde 2 bile değil herhâlde.
Şimdi, dolayısıyla, bağımlılıkla ilgili olarak 2022'de, programdan okuyacağım size: Bağımlılıkla mücadele kapsamında eğitim verilen genç sayısı 110 bin 437 olarak buraya sunulmuştu. 2023'te bu rakamı 50 bin olarak planlamışız yani bir önceki yıl 110 bin 437; Türkiye'de her şeyde, özellikle bağımlılıkta bir artış var, 50 bin planladık, 2023 için gerçekleşecek rakam da 93.381 olarak bize verilen raporlarda ifade edildi. Siz sunumunuzda "66.691." dediniz. Şimdi, böyle bakıldığında yani bu şeyler var. 2024 için 44 bin planlamışız, bu yıl sonu tahminî gerçekleşmeyi 120 bin olarak öngörüyoruz yani planladığımızın 3 katı. Ya, ben burada şöyle bir öneride bulunmak istiyorum: Eğer ortalama 120 bin gence bağımlılık ve uyuşturucu konusunda dokunacak ve eğitim vereceksek 120 bin üzerinden planımızı yapalım, o plan bizim hedefimiz olsun ve her sene o hedefi arttıralım yani bir sene 110 bin koyup, bir sonraki yıl 40 bin koyup onu yakaladığımızda "Aa, muhteşem bir iş yaptık." demeyelim çünkü bu bağımlılık meselesi gerçekten canımızı yakan bir mesele.
Türkiye uyuşturucu konusunda maalesef bir trafiğin merkezinde yer alıyor. Buradaki baronlardan, şuradan buradan bahsetmeyeceğim ama bunların bir an önce yakalanıp bu ülkeden defedilmesi lazım çünkü bunun Türkiye'de gündem olmaması lazım. Türkiye'de geçtiğimiz yıl yakalanan metamfetamin miktarı Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasının 2 katı. Ya, burası Türkiye Cumhuriyeti. Biz dindar bir nesil dedik, millî ve manevi değerlerine sahip çıkacak bir nesil dedik; Türkiye'de metamfetamin Avrupa Birliği ortalamasının 2 katı. Arkadaşlar, Türkiye'de esrar kullanımı 2024'te Avrupa Uyuşturucu Raporu'nda yüzde 54 artmış. Ya, bu mesele... Siz zaten tespit yapmış, başkanlıkları kurmuşsunuz, bütün bunları... Bir de şu var: Birleşmiş Milletler Türkiye için artık bağımlılık ve uyuşturucu meselesini bir halk sağlığı sorunu boyutunda değerlendiriyor yani öyle bir hâle gelmiş ki genellenmiş bu olay ve bu artık Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan halkın bir sağlık sorunu olarak değerlendirilmiş.
Tabii, bütün bunlardan hareketle, her gün bu ülkede 800'den fazla insan -Emniyet Genel Müdürlüğümüzün raporundan aldım bunu- uyuşturucu nedeniyle gözaltına alınıyor, bunların çoğu genç. Dolayısıyla bu kadar bağımlılık ve uyuşturucuda bu kadar problemi olan bir ülkede yakalanan suçluların da neredeyse yüzde 60'ı genç. Bunu ifade etme nedenim, bununla eğer bu ülkede bir kurum mücadele edecekse bunun adı "Gençlik ve Spor Bakanlığı"dır. Elbette Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız olacak, İçişleri Bakanlığımız mücadele edecek, Adalet Bakanlığımız ama sonuçta gençler eğer size emanetse bu konuda bu değerlendirmemi de yapayım.
Şimdi, burada uyuşturucuya bağımlı ya da ev genci olan bir genç aslında başka bir problem yaşıyor, sosyal izolasyon yaşıyor ve dijital bir bağımlılık yaşıyor. Bu sosyal izolasyon meselesi o kadar büyük bir mesele ki şu anda... Bu konuda geçen sene Harvard'da üç tane makale var, hatta gönderirim onların şeylerini size. Ya, düşünün, -çocuklar- insanlar 30-35 yaşında, ailesine bağlı olarak yaşıyor, evden ayrılmıyor, evlenmiyor. Ve siz zaten yine tespit edip psikososyolojik bir başkanlık kurmuşsunuz. Artık bu insanlar belli bir yaşa gelince -Batı'da bu biraz daha fazla- hayattan bir şey beklemiyorlar ve intihar vakaları artıyor. Türkiye'de konu buraya gelmeden bizim başka müdahaleler yapmamız lazım.
Sayın Bakanım, tabii, devletimizin bütçesi sınırlıdır, kısıtlıdır ama bağımlılıkla mücadeleye -az önce de ifade ettim- bir makam aracına ayırdığımızdan çok daha fazlasını ayırabilecek bir şeyler yapmamız lazım. Burada sunulan her önerge zaten reddediliyor. Bu konuda zaman da almamak için önergeyi arkadaşlar getirsinler, iktidar getirsin, bizler onaylayalım, gençlere diyelim ki "Bu sizin derdinize biz daha fazla önem vereceğiz." Burada bütçe yetmiyorsa mutlaka sivil toplumla ayrı bir ilişki kurmamız gerektiği kanaatindeyim, her türlü sivil toplumla. Yani biz sivil toplum meselesini bu işin içine sokmazsak bu iş çok daha farklı noktalara gidiyor.
Şimdi, bu barınma, burs ve kredi konusunda bir iki şey söyleyeceğim. Tabii, siz rakamları verdiniz, 993 bin yani neredeyse 1 milyona yaklaşmış bir yurt kapasitemiz var. Tabii, yüzde 97,5'luk doluluk hakikaten bence takdire şayan, bu konuda teşekkür ediyoruz; güzel bir gelişme. Üniversite gençleri, 6,5-7 milyon gibi bir rakam var... Tabii, biz çok fazla üniversite açtık, üniversite açınca sayı yani rakam olarak üniversitede okuyan genç sayımız arttı, 7 milyon yani 7 milyonun yüzde 14'üne...
GENÇLİK VE SPOR BAKANI OSMAN AŞKIN BAK - 4 milyon...
SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Bizdeki raporlarda 6,7 milyon olduğu için söylüyorum.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI OSMAN AŞKIN BAK - Açık öğretimi de katıyorlar...
SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Ha, açık öğretimi katıyorlar... Örgünü de katıyorlar... 4 milyon mu?
ERHAN USTA (Samsun) - Örgün 4.245.
SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Tamam.
Şimdi, burada siz çok güzel bir ifade kullandınız "Otel konforunda yaşam alanları" dediniz. Yeni yurtlarla ilgili bu konuda sonuna kadar size katılıyorum. Ben biliyorum ki -o konuda da teşekkür ediyoruz- yurtlarda bu çocuklar sadece barınmıyorlar; eğitim alıyorlar, birçok etkinlik yapılıyor yani yurtlar aynı zamanda bunlar için bir yaşam alanı oluyor ama inanın bana yurtlarda çok ciddi kalite problemleri var yani ranzalarından tutun çocukların beslenmesine varıncaya kadar. Bununla ilgili olarak Sayıştay raporlarına mutlaka göz atmışsınızdır, tekrar bir bakın, yurtlarda çok ciddi sorunlar var. Ve bu ülkede -en son TÜİK verilerinde- gençlerimizin neredeyse yüzde 98'i internet kullanıyor. İnternetle ilgili olarak gençlerden çok fazla geri dönüş alıyoruz, çok ciddi bir geri dönüş oluyoruz.
Ve siz güzel bir şey söylediniz: "Beslenme yardımı 4.950 lira..." Yani sabah ve akşam yemeği olarak söylediniz. Bence bu güzel bir rakam çünkü bu rakam yaklaşık 145 dolar yapıyor. Bu 145 doları zaten biz 2013 yılında gençlere burs olarak veriyorduk dolayısıyla şu andaki bu 2 bin TL rakamı, özellikle teknolojik ürünlerin ithalata bağımlılığı düşünüldüğünde, başta telefon ve bilgisayar, İpad; çocukların normalde aldığı burslar şu anda onlara gerçekten hiç yetmiyor. Dolayısıyla, bu 4.950 rakamı burs için de düşünülebilecek bir rakamdır diye düşünüyorum.
Şimdi, yurtları söyledim, diğer önemli bir konu... Bu yurtların kampüs içine alınmasını çok konuşmuştuk yani birçok vekilimize geliyordur, "Ya ben Avcılar'dayım Marmara Üniversitesine, birinci bölgeye nasıl gideceğim?" Ankara'da benzer şeyler. Üniversite içerisinde, yeri olan üniversitelerin içerisinde yurt yapmak bu çocukların zaman kaybını da engeller. Bu konuda bir çalışma yapılıyor mu bilmiyorum ama bu konu şu anda bizi de meşgul eden bir mesele.
Şimdi, orta vadeli programda kent tarımının desteklenmesi için -şu resimli sunumunuzda gördüm- genç çiftçiden bahsediyorsunuz, gençlerimizin tarımla buluşturulmasından bahsediyorsunuz. Ben bu konuda "Neleri hedefledik ve neler yaptık?" biraz duymak istiyorum çünkü tarım stratejik bir sektör. Yarın da Tarım Bakanlığını konuşacağız, belki iyi haberler veririz.
Tabii, burada şunu söylemek istiyorum: Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi konuşulurken de benzer cümleleri kuracağım. Sanayiden gelen biri olarak Türkiye'nin eğitim problemini bizim çözmemiz lazım sanayi için. Nasıl? Biz diplomalı işsizler yetiştiriyoruz? Ne demek istiyorum? İş dünyasına, eğitim, o iş dünyasının sorunlarını çözecek ve onun ihtiyacı olan insan kaynağını yetiştirmiyor dolayısıyla ben burada Bakanlığın birtakım çalışmalara da kapı açması gerektiğini düşünüyorum.
Olimpiyatlar çok konuşuldu, birkaç şey söylemeden olmaz. Elbette Paris 2024 Olimpiyatları'nda alınan başarı bizim için yetersiz. Biz orada İstiklal Marşı'mızı çok daha fazla duymak isterdik. Ümit ederiz, bu alamadığımız altınları 2028'de Los Angeles'ta alırız, İstiklal Marşı'mızı daha fazla dinletiriz.
Bir parantez de engellilere açmak istiyorum. Nüfusumuzun neredeyse yüzde 10'u engelli, 9 milyonu buluyor. Yanlış hatırlamıyorsam, Barcelona'da Barcelona 1992'den bu yana Türkiye olağanüstü muhteşem bir başarı elde etti yani 28 madalya aldı engellilerde. Bunu yürekten alkışlıyoruz ama bu alkışın arkasında engellileri evden çıkartan, spora, hayatın her noktasına sokan bir anlayış var; bu konuda da müteşekkiriz. Son yedi, sekiz yıl içerisinde engelliler konusunda spora yaptığımız yatırımın meyvesidir bu; siz onu söylemediniz ama ben söyleyeyim, bu çok kıymetli bir şeydir, dolayısıyla bu konuda da takdirlerimizi ifade ediyorum.
Şimdi, hızlıca bu bütçeyle ilgili bir iki şey söyleyeyim: Bütçeniz yüzde 35,6 artmış yani "toplumsal geleceğimiz" dediğimizde, "gençler" dediğimizde aklımıza gelen...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave süre ekliyorum Sayın Temurci.
Toparlayın lütfen, buyurun.
SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Bakanlık Gençlik ve Spor Bakanlığımız, ben bu bütçenin, yeniden değerleme oranı kadar bile artırılmayan bu bütçenin çok ama çok yetersiz olduğunu düşünüyorum. Şöyle bir hesap yapıyorum: 2025 yılında 1 trilyon 950 milyarı sadece faize ödeyecek bir ülke bu rakamın sadece sekizde 1'ini Gençlik ve Spor Bakanlığına ayırıyor. Siyasi mülahazaların ötesinde bizim bu konuyu düşünmemiz lazım ve gerçekten bunu çok yetersiz buluyorum.
Bir de 2024 yılında, burada 2025 ve 2026 için öngördüğünüz bütçe ile mevcut 2025'teki bütçe rakamlarını lütfen bir karşılaştırın, olağanüstü bir sapma var. Matematikle biraz kafayı bozmuş biri olarak söyleyeyim; bu kadar sapma olmaz Sayın Bakanım, inanılmaz bir şey var.
Sayıştay raporlarıyla ilgili iki şey söyleyeceğim. Kadıköy'de alkol sattığı için, sizden kiralanan bir yerde bu yapıldığı için haberlere çıktı. Bununla ilgili neler yapıldı, bu sözleşme iptal edildi mi, merak ediyorum, raporlarda görmedim. Sayıştay raporlarıyla ilgili birkaç şeyi okumak istiyorum ve bu konuda da Sayıştay bir önceki yıl da aynı şeyleri yazmıştı Bakanlıkla ilgili olarak bu sene de aynı şeyleri yazmış. 3 tane şey söyleyeceğim size: Bakanlığa ait taşınmazların amaç dışında kullanılması, bilet satış hasılatlarından Bakanlığa verilecek payın alınmaması, yurtlardaki işletici seçiminde kriterlerin belli olmaması; buna benzer bir sürü şey var. Ya, bunlar her Sayıştay raporunda önümüze gelirse ya Sayıştay raporları öylesine hazırlık... Bunların bir şekilde giderilmesi gerekiyor.
Son bir şey, bu Beşiktaş-Tel Aviv maçından çok bahsedilmedi. Ben bir Fenerbahçeli olarak... Bu "Beşiktaş-Tel Aviv maçı tarafsız bir sahaya alındı." denildi. Bu konuda bir değerlendirme yaparsanız memnun olurum.
Ben bu duygularla Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyor, size ve ekibinize başarılar diliyorum.