KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bugün saat 11.00'de 1'inci maddenin görüşmelerine başladık ve az önce kifayetimüzakere önergesini verdiğinizde, oylandığında 23.15 idi; tam on iki saat 1'inci maddeyi konuştuk. Sayın Altay'ın ifadesine göre bugün Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşlarımız, herhâlde 12 milletvekili konuşmuş. Anlaşılan o ki...

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bugün 7...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - 7 milletvekili arkadaşımız konuşmuş Cumhuriyet Halk Partisinden, HDP'den de 2 milletvekili arkadaşımız konuşmuş, AK PARTİ Grubundan veya Milliyetçi Hareket Partisinden ne kadar arkadaşımız konuştu bilmiyorum ama anlaşılan o ki her bir milletvekili arkadaşımız, Cumhuriyet Halk Partisinden herhâlde en az bir saatin üzerinde bir konuşma yapmıştır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hayır, ben on dakika konuştum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Seninki on dakika, on iki dakika sürmüştü.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Ne sakıncası var?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, değerli arkadaşlar, her şeyin bir usulü, esası var. Biraz önce Sayın Altay'ın söylediği gibi "Meclis komisyonları gündemine hâkimdir." ilkesi var. Meclis komisyonu bu gündemini belirlerken ilanihaye bu şekilde konuşulacak veya milletvekillerinin özgür bir şekilde sonuna kadar sözlerini söyleyebilecekleri anlamında değil; her şeyin bir usulü, esası çerçevesinde bu iş yapılır. Nitekim, Komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarımız bu konuyla ilgili kifayetimüzakere önergesi vermişler, o önerge de Komisyon üyesi arkadaşlarımızın bir kısmının oylarıyla kabul edildi. Öyle veya böyle; bir, yazılı hukuk var; iki, teamüller var. Bunu en iyi bilen grup başkan vekili arkadaşlarımızdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde olmamasına rağmen daha önceki uygulamaları varsa o uygulamalarla ilgili yapılan bütün meseleler, değerlendirmeler bir manada İç Tüzük'ün sözlü hukuktaki uygulaması hâline dönmüştür.

Sayın Altay şunu ifade etti: Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerin ben üç buçuk yıl Plan ve Bütçe Komisyonunda üyelik yaptım, o sürede Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan görüşmelerin esası şudur: Bütün komisyonlar tüm milletvekillerine açıktır. Bir kanun tasarısının bütünü üzerindeki görüşmelerde komisyon parti temsilcisinin -ki burada gördüğüm kadarıyla Sayın Tezcan Anayasa Komisyonunun Cumhuriyet Halk Partisi nezdinde temsilcisi- komisyon temsilcisinin bütünü üzerindeki görüşmelerdeki süresi yirmi dakika, diğer komisyon üyesi arkadaşlarımızın süresi bütünü üzerinde on dakikadır. Dışarıdan gelen milletvekilleriyle ilgili yapılan işler beşer dakikayla sınırlandırılmıştır çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bütün üyelerin o konuyla ilgili katkı sağlayabilmelerine imkân vermek adına yapılmış bir düzenlemedir.

Bakın, sabırla dinliyor arkadaşlarımız, hakikaten çok güzel meseleler de geliyor.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Plan Bütçede görüşülenler ile buradaki görüşülenler aynı mı? Rica ederiz yani.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bazı konuşulanlara katılmasak bile, bazı konular hamasi bir şekilde ortaya çıksa dahi, hiç bizimle alakası olmayan ama bizim adımıza bazılarının niyet okuyarak "Sizin planınız, gelecekteki ajandanızda şöyle, şöyle meseleler var." deyip, "Saray darbesi" diye söyleyip, Sayın Cumhurbaşkanının bu konuya müdahil olduğunu veya Grup Başkanımız Sayın Binali Yıldırım'ın geçmişteki teamüllerle ilgili böyle böyle bir şey olacağı hakkındaki bir konunun Komisyona müdahale diye ifade edilmesini gerçekten yadırgıyorum.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Müdahale yok mu yani?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Dün Cumhuriyet Halk Partisi MYK'sını veya grubunu olağanüstü topladı. Basından takip ettiğimiz kadarıyla Sayın Kılıçdaroğlu dedi ki: "Bütün milletvekili arkadaşlarımız, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmamasına rağmen orada olacaklar."

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Anayasa Komisyonu çalışıyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Basındaki yazılanlar doğruysa, bilmiyorum. Milletvekili arkadaşlar da hakikaten büyük bir özveri göstererek bugün Anayasa Komisyonundaki görüşmelere katılarak katkı sağladılar, değerli fikirlerinden de faydalanıyoruz. Eleştiriler var, o eleştirileri de dikkate alıyoruz ama esas olan...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Ama 7 kişiyi dinlediniz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, Değerli Milletvekilim, biz keşke 70 kişiyi dinleyebilseydik. Yani o şeyleri, o şekilleri...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Mâni ne?

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Niye dinlemiyoruz Sayın Başkan Vekili? Niye dinlemiyoruz?

BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin, lütfen, lütfen...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Altay... Müsaade eder misiniz...

BAŞKAN - Müsaade edin...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Altay, müsaade edin de bir konuşayım, arkadaşları...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Başkan, ben bir düzeltme yapabilir miyim?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Benim düzeltilecek konuşmam yok, benim hepsi düzgün... Sizin düzeltmenize ihtiyaç yok. Düzeltilmesi gerekirse ben düzeltirim.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Hayır. Biraz önce parti temsilciniz ulusal bir televizyonda, sizin bir temsilciniz "138 Cumhuriyet Halk Partili milletvekili konuştu." diyor.

BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin, müsaade edin...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Başkanım, konuştu diyor ama. O zaman doğruyu söylesinler.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Altay, beni düzeltmek hiç kimsenin hakkı değil.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - "138" diyorsunuz, milleti yanıltıyorsunuz.

BAŞKAN - Size söz veriyoruz. Böyle bir usul yok ki. Bakın, Engin Bey'i dinledik ses çıkarmadan. Ne gerek var tehevvüre?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ben ne dediğimi biliyorum, ne konuştuğumu da çok iyi biliyorum. Kendim konuştuğumu da çok iyi biliyorum. Bakın, benim altı dakikalık konuşmama tahammül edemiyorsunuz.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Siz yalan söylüyorsunuz da ondan.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yalan söylemiyorum.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Televizyondaki temsilciniz yalan söylüyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Altay, bir milletvekili altı dakikalık konuşmama tahammül edemiyor, biz on iki saatlik konuşmaya tahammül ediyoruz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ediyoruz Sayın Elitaş, buyurun. Konuşan Türkiye istiyoruz, konuşan Meclis istiyoruz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yüz yirmi saat de konuşsanız tahammül ederiz, hiç mesele değil ama şunu söylememiz lazım: Bakın, şu anda Komisyonda yapılan görüşmeler muhakkak kamuoyuyla paylaşılacak. Televizyonlar yayın yapmıyor diye değil, burada basın mensubu görevi yapan milletvekili arkadaşlarımız var. Mesela şu anda beni çekiyor mu bilmiyorum, Sayın Şeker herhâlde canlı yayın yapıyor değil mi bu?

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sizinkiler de çekiyor Sayın Elitaş.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sakıncası ne?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yok, çekmesi önemli değil. Bizimkilerin canlı yayın yapıp yapmadıklarını bilmiyorum ama televizyonların olup olmaması değil şu anda...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Canlı yayın yok.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Kameraya çekiyor, canlı yayın yok.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Banttan, banttan...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Canlı yayın zaten var değerli arkadaşlar. Komisyondaki görüşmelerimizi biz yapacağız. Burada Komisyon üyelerinin takdirinden öte Türkiye Büyük Millet Meclisinin 550 üyesinin takdiri esastır. O takdirden sonra, bu -biraz önce söylediniz ya, "Utku dede" diye ifade ettiniz- belki referanduma gittiği zaman, o meseleler anlatıldıktan sonra o diyecek ki: "Dede, böyle güzel bir Anayasa değişikliğine sen niye itiraz ettin?" diye belki hesap soracak. (CHP milletvekillerinden gülüşmeler)

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sen önce milletvekilinin konuşmasına izin ver.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Önce konuşsun, sonra torunu cevap versin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onun için bakın, değerli milletvekilleri, buna esas olarak cevap verecek, biz dedik ki bu Anayasa değişikliği 367 milletvekili değil, 550 milletvekiliyle hemfikir olarak tek bir şekilde kabul edilse dahi, hiçbir muhalefet oyu olmasa dahi biz bunu "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." ilkesinin gereği bu milletin huzuruna götüreceğiz. Onun için bu millet ne takdir ederse başımızın tacı. Siz, şu anda Komisyon görüşmeleriniz çerçevesinde, bu canlı yayınlar aracılığıyla milletimize bu konuyu anlatabiliyorsunuz. Komisyon tutanaklarına baktıklarında, değerli vatandaşlarımız muhakkak Komisyon tutanaklarını okuyacaklar, okumazsa bile bizler tavsiye edeceğiz, diyeceğiz ki: "Bakın, muhalefet partilerinin söylediği ile bizim arkadaşlarımızın söylediğine, anayasayı savunan arkadaşlarımızın söylediği ile buna karşı duranların söylediklerine bakın, takdir edin ey halkımız." Ve bu halkımız da -bu yapılan konuşmaların kaç sayfa olacağını bilmiyorum- saatler süren konuşmaların sonucunda nihayetinde bir karara varacak. Bu karar çerçevesinde de o gün ne varsa biz de hepimiz bu milletin dediklerine boyun bükmüş olacağız.

Az önce ifade ettiğim gibi, bu ifadeler kullanılırken, bu tartışmalar yapılırken katılmadığım çok meseleler var. Demokrasi elden gidecek meselesi değil, biz demokrasiyi taçlandıracağız diye ifade ediyoruz. Bu Anayasa değişikliğiyle birlikte demokrasinin taçlanacağını, milletvekili iradesinin daha egemen bir hâle geleceğini ifade etmeye çalışıyoruz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Mezar taşı demek istedin herhâlde.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Samimiyetle mi söylüyorsunuz bunu? Allah ıslah etsin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bugün Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı parti grubunu toplayıp 133 milletvekilinin 100'ünü buraya toplayabiliyorsa; bu Anayasa değişikliğiyle birlikte 100'ünü buraya toplayamayacak, 10 milletvekili belki buraya gelecek çünkü tek adam buraya herkesi göndererek "Gidin, buna direnin." demeyecek.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bir tek Saray'daki mi diyecek?

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Burada herkes kendi iradesiyle sizin yaptığınız Anayasa değişikliğine karşı duruyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Siz belki Anayasa Komisyonundan geçen kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülürken; ben şuna inanıyorum: Bu tartışmalar olduğu sürece...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Biz görevimizi, sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz, kimsenin emriyle burada iş yapmıyoruz.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Biz de sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sabredin ya, Sayın Şeker, biraz sabredin.

BAŞKAN - Sakin olun, sakin olun arkadaşlar...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Daha on dakika olmadı ya, bakın, daha dokuzuncu dakika, onuncu saniyedeyim.

BAŞKAN - Kamerayı çevirin biraz da tam görüntü alın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Dokuz dakika onuncu saniyedeyim. Biz on iki saat sabrediyoruz, ne olur. Yani neler söylüyorsunuz, onlara itiraz etmiyorum ben, topluca itiraz ediyorum, o kadar şeyi söylüyorsunuz ki...

Onun için, bakın, bu Anayasa değişikliğiyle birlikte liderlerin milletvekilleri üzerindeki sultaları da belki kalkmış olacak. Onun için değerli milletvekilleri, bu yapacağımız işlerle, ben şuna inanıyorum: Bu Anayasa değişikliği milletvekillerinin iradesini daha egemen hâle getirecek, milletvekili iradesi kanun teklifi verir bir noktaya doğru gelecek. Bu istatistiklere bakın, şu anda milletvekillerinin verdiği kanun tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisindeki yasalaştığı orana bakın ve bütün gelen kanun tasarılarının yasalaştığı oranı değerlendirin değerli milletvekilleri.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Kendi ağzıyla itiraf etti.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, bu bir itiraf.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onun için değerli arkadaşlar, bunu yüce millet takdir edecek, yüce milletin takdirine herkes de boyun eğecek.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Boyun eğmek mi?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onun için şunu diyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülürken... Bu yapılan konuşmaları da başından beri dikkatle takip ediyorum. Yani Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşlarımızın, herhangi bir baskı altında olmadıkları takdirde, bir kısım milletvekili arkadaşımızın ben bu Anayasa değişikliği teklifine "evet" diyeceği kanaatindeyim. [CHP milletvekillerinden alkışlar (!), gülüşmeler]

BAŞKAN - Ben de aynı kanaatteyim, bravo.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Arkadaşlar, niye hep aynı şekilde gülüyorsunuz? Niye hep aynı şekilde gülüyorsunuz? İradenizi siz bir tarafa ipotek mi ettiniz? Ya, Allah aşkına, şu Anayasa değişikliğinde hiç uygun bulduğunuz bir madde yok mu?

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Elitaş, biz sizin gibi masa başında yazılmadık, ön seçimle geldik.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, kalkıyorsunuz, AK PARTİ'li milletvekilleri hakkında...

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Cumhuriyet Halk Partisi 50 ilde ön seçim yaptı; İstanbul, Ankara, İzmir...

BAŞKAN - Arkadaşlar, dinleyin, lütfen... İkna olmaktan korkmayın.

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, bir ay sürsün, ancak ikna olabilirim!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yahu, bakın, daha on bir dakika olmadı, on birinci dakikada büyük bir sabırsızlık gösteriyorsunuz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Senin saatte sorun var Başkan, yarım saattir konuşuyorsun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın; "AK PARTİ'li milletvekili arkadaşların, bu Anayasa değişiklik teklifinde -gazetelerden duyuyoruz- bazı arkadaşların bazı maddelerde endişeleri var." diyorsunuz. Bunun doğru olup olmadığını ifade etmek değil ama siz böyle duyumlarla bazı arkadaşların bu kanaatte olmadığını ifade ediyorsunuz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - AKP'den hayır bekleyecek olan var mı?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Varsa bile AK PARTİ'li milletvekilleri AK PARTİ'nin yetkilileriyle veya Anayasa değişikliği teklifi vermiş arkadaşlarla ya da Komisyon üyeleriyle açık ve net bir şekilde istişare ediyorlar. Sizin içerinizde "Ya, şu 8'inci maddeye, 1'inci maddeye -az önce geçen madde- yargının tarafsız ve bağımsız olmasıyla ilgili ilkeye 'evet' diyoruz." diyen bir arkadaşınızın çıktığını görmedim.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - "Bizden fire olmaz." diyen kim ya? Hangi genel başkan diyor "Bizden fire olmaz." diye?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Niye buna söylemiyorsunuz?

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Yok, böyle bir şey onun için.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Bravo, tarafsızlıkla çözdünüz olayı!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, mesela 600 milletvekiliyle ilgili, Sayın Beştaş "2'nci maddeyle ilgili konuşuyorum." dedi, "Niye 600?" diye ifade etti ama konuşmasının hiçbir yerinde, sadece başlangıçta bir "600" ifadesi geçti, ondan sonra hiç 600'ü gündeme getirmedi, başka meseleleri gündeme getirdi.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ama ben söz alamadığım için onu yaptım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, değerli milletvekilleri, ben açık yüreklilikle ifade ediyorum, diyorum ki, bu Anayasa teklifinde Sayın Başbakandan sonra birinci imzası olan kişi olarak diyorum ki bu 21 maddenin hepsinin altına inanarak imza attım. Eğer...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Boşa imza attınız Sayın Başkan.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Boş kâğıda imza değil, ben bilerek hepsini... Bütün arkadaşlarımız da bilerek imza attı.

MURAT EMİR (Ankara) - Değiştirsinler, yine imza atarsınız.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Açığa mı imza attınız?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Biz bu imzayı vermeden Sayın Başbakan AK PARTİ Grubuyla toplantı yaptı. AK PARTİ Grubuyla yaptığı toplantıda Anayasa değişikliği teklifinin tamamını AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarımızla paylaştı ve arkadaşlarımız o Anayasa değişiklik teklifine getirdiler imza attılar. Onun için değerli milletvekili arkadaşlarım, 316 milletvekili buna imza attı ve hepsi de sahiplendi.

Bu çerçevede ben şunu diyorum: Bu görüşülenlerde, öyle tahmin ediyorum, inanıyorum ki bu görüşmelerin uzaması ve sonucunda Cumhuriyet Halk Partisinden sağduyu sahibi milletvekili arkadaşlarımız, eğer müsaade ederseniz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki oylamada bu anayasaya "evet" oyu verecekler.

BAŞKAN - Baskı olmazsa, evet.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Biliyorsunuz, daha önceki Anayasa değişikliği tekliflerinde Cumhuriyet Halk Partisi kapıları kilitlemişti.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Elitaş, bir börek yiyin, karnınız acıktı.

BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin. Ne oldu? Siz MHP tabanına hitap ediyorsunuz, AK PARTİ parti tabanına, sorun olmuyor; Sayın Elitaş da CHP tabanına hitap ediyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Cumhuriyet Halk Partisi kapıları kilitlemiş, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli milletvekillerini sokmamıştı. Sayın Altay da o zaman milletvekiliydi, ben de milletvekiliydim.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Bu paket demokrasiye ihanettir.

BAŞKAN - Buyurun, buyurun.

Arkadaşlar, bir dakika, dinleyelim hatibi.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, ben bir şey söyleyince aşırı itiraz ediyorsunuz.

BAŞKAN - Gürültü yaparsanız duyamazsınız.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Partisi içerisinde kendisini saklayabilmek için bana bazen şiddetle itiraz eden arkadaşlarımız var. O şiddetle itiraz eden arkadaşların Genel Kurulda "evet" diyeceği kanaatindeyim. (Alkışlar)

Şimdi, değerli milletvekilleri, onu oylamada takdir ederiz, onu görürüz. Sayın Balbay "AK PARTİ içerisinde oy vermeyecek arkadaşlar var." derken mefhumumuhalifinden diyor ki: "CHP içerisinde 'evet' diyecek arkadaşlar var." Onu ifade etmeye çalışıyor.

Değerli arkadaşlar, bu özgür irade. Oraya gidecek milletvekilleri istediği oylarını kullanacaklar.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - AKP'liler "hayır" diyebilir.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, sessiz olun lütfen.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Gerçekten gizli oy mu?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İstediği gibi oylarını kullanacaklar.

Değerli arkadaşlar, bakın, şu anda on dördüncü dakikanın yirminci saniyesindeyim. Bakın, bugün burada 100'ün üzerinde AK PARTİ'li milletvekili vardı. On iki saat konuşuldu, arkadaşlarımız herhâlde on saniye itiraz etmediler. Onun için, lütfen, lütfen...

Bakın, Sayın Altay biraz önce çok güzel, çok güzel hakikaten, gerçekten güzel bir ifade kullandı. Biz birbirimizi dinlemeliyiz. Biz birbirimizi anlamasak bile birbirimizin görüşlerine saygı göstermeliyiz. Bunları dinlemeliyiz. Siz gelip AK PARTİ'li milletvekilleri hakkında niyetlerini beyan etmeye çalışıyorsunuz, biz ağzımızı açmıyoruz. "Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinden bir kısmı buraya oy verecek." dediğimde... Ve şunu da söylüyorum, bazıları yüksek sesle söylüyor, yüksek sesle söyleyenler dikkat edin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde "evet" diyeceğiniz kanaatindeyim, onun için sözlerinizin ölçüsünü, bağırmanızın seviyesini iyi bir şekilde tutun.

Bakın, son olarak, Sayın Başkanım, hiçbir milletvekilinin kelepçeyle götürülmesini kabul etmek mümkün değil, hele ters kelepçeyle mümkün değil. Ama şunu net bir şekilde ifade ediyorum: 10 Aralık Cumartesi günü 44 yiğidimizin şehit olduğu Beleştepe Şehitler Tepesi'nde, 44 yiğidimizin şehit olduğu yerde PKK'nın, TAK örgütünün, alçak terör örgütünün yaptığı katliamlar o gün Beşiktaş'ın başarısını veya oradaki heyecanı yaşamak isteyen ve oradaki güvenlik görevlileri ile görev yapan güvenlik güçlerinin ailelerine, bu milletin yüreğine hançer saplayan, bu milletin kalbine bomba atanların destekçileri kimler varsa onları da lanetliyorum. Kimler kelepçelenebilir? Katiller kelepçelenebilir, insanlık düşmanları kelepçelenebilir, teröristlerin destekçileri kelepçelenebilir. Açık yüreklilikle söylüyorum, hiçbir milletvekili milletin vekili olduğu sürece kelepçelenmemeli, sözle de hiçbir şekilde inkâr edilmemeli, susturulmamalı.

Arkasından, birkaç gün sonra yani bu Anayasa görüşmeleri başlamadan birkaç gün önce benim de içinde bulunduğum ilde 14 yiğidimiz çarşı iznine çıkıyorlar. Hain, alçak, şerefsiz onları takip ediyor ve üniversitenin önünde bir bomba patlatıyor. 14 delikanlı hayatının baharında, daha aile tatmamış, önünde belki çok uzun yıllar var. Bu dünyanın güzelliklerinden, nimetlerinden faydalanacak, onları büyüten ana babalarına imkân sağlayacak, onları büyüten ana babaların önünü açacak ve evlatlarının mürüvvetlerini görmeye çalışan ana babaların ocaklarına ateş düşüren alçak, namussuz PKK terör örgütünün TAK bünyesindeki, neyse...

KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) - Aynı hepsi, fark etmiyor ki.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - ...onların yaptığı bir terör saldırısıyla, bomba saldırısıyla bu ülkenin 14 yiğidinin, askerinin evlerine, ocaklarına ateş düşürdüler. 79 milyon insanın evine, ocağına ateş düşürdüler. O insanları perişan ettiler. O gün biz milletvekili arkadaşlarımızla, oraya gelen bakanlarımızla... Bütün partilerden milletvekili arkadaşlarımız vardı; Cumhuriyet Halk Partisinden milletvekili arkadaşımız da vardı, Milliyetçi Hareket Partisinden milletvekili arkadaşlarımız vardı. Daha hayatının baharında delikanlı... O delikanlıları, yaralanmış yiğitleri biz hastanede ziyaret ederken, herkes gözünün önüne o çocukların geleceklerini ve ailelerin düştükleri pozisyonu, o ailelerin ocaklarına düşen ateşi içinde, yüreğinde hissetti.

Bugün, eğer bu terör örgütlerini destekleyenler varsa bunlar ne milletvekili olabilir ne de insan sayılabilir. Onun için, değerli Başkan, değerli milletvekili arkadaşlar; terörün her türlüsünü şiddetle kınayalım. İnsanlığa karşı yapılmış insanlık suçlarını şiddetle ve nefretle kınayalım ama "Benim teröristim iyidir, senin teröristin kötüdür." muamelesini yapmamız mümkün değil. Bir de bazı milletvekili arkadaşlar Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşurken "tutsak" diye ifade kullanıyorlar, bazı arkadaşlarımız "rehin" ifadesini kullanıyorlar. Bakın, değerli arkadaşlar, tutsak demek savaş hâlinde olur. Tutsak diye ifade eden milletvekili arkadaşlarımız varsa, onlar başka ülkelerin temsilcisiyse bu Parlamentoda ne işleri var, onun hesabını sormak gerekir.

BURCU ÇELİK (Muş) - Çok yersiz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onun için, değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, milletin oylarıyla seçilmiş ve her bir partiye verilen oyların bu ülke sevdalısı insanlar olduğu kanaatindeyim. Onların oylarıyla seçilmiş milletvekillerinin o millete sadakatten ayrılmamasını, o milletin acısına sebebiyet verecek terör örgütlerini kutsamamasını özellikle istirham ediyorum çünkü bu ülkede milletvekili olmak ancak bu mecburiyeti yüreğinde hisseden insanların yapabileceği bir iştir.

Ben, bu ana kadar konuşan değerli milletvekili arkadaşlarımızın çoğunun fikirlerine katılmasam da konuşmalarının önemli olduğunu ifade ediyorum. Bizim de bu kanun teklifinde imza veren milletvekili arkadaşlarımızın hakikaten söylenen sözler içerisinde değer verdiğimiz, önem verdiğimiz ifadelerinin de var olduğunu ifade etmeye çalışıyorum. O konuyu da kendi aramızda tartışıyoruz ama keşke Cumhuriyet Halk Partisi bu tartışma çerçevesinde "Hiç önerge vermeyeceğiz, sadece konuşacağız." demek yerine "Gelin, bu sistemi daha iyi bir hâle getirip dünyanın çok ülkesinde uygulanan ve başarılı olmuş örneklerin var olduğu bir süreçte biz de katkı sağlıyoruz." diye ifade kullansaydı ben bunun daha olumlu olacağı kanaatindeyim.

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Kabul edecek miydiniz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Nasıl ki daha önceki süreçlerde biz Anayasa değişikliğiyle ilgili yaptığımız müzakerelerin sonuçlarına ulaşmışsak... Bugünkü bu hâle geliş sebebini açık ve net söylüyorum: Şu anda Türkiye'nin bu hâle geliş sebebi 367 garabetidir. 367 garabeti olmamış olsaydı, Anayasa'nın 96'ncı maddesi hiç olmayacak bir şekilde farklı bir şekilde yorumlanmamış olsaydı bugün bu hâle gelmesi olmayabilirdi. Yine, Cumhurbaşkanını Türkiye Büyük Millet Meclisi seçme işini devam ettirmiş olabilirdi. O anlamda, ben, tekrar Cumhuriyet Halk Partisinin değerli sözcülerine diyorum ki: Söylediğiniz sözlerde ehemmiyet vereceğimiz, dikkate alabileceğimiz çok önemli şeyler var. O önemli şeyleri, gelin, bu Anayasa değişiklik teklifini daha da olgunlaştırabilmek için, varsa hataları birlikte düzeltmek için, "hayır" diyerek değil, katkı sağlamak için bu görüşmelerimizi biz dikkate alalım diye düşünüyorum. Aksi hâlde "Hiçbir katkı sağlamayacağız, biz buna 'hayır' diyeceğiz, önerge dahi vermeyeceğiz." yaklaşımı yani kusura bakmayın, o değerli, kıymetli fikirlerin...

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Suça ortak olamayız Sayın Başkan.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - İhanete ortak olamayız.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ne ihaneti?

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Demokrasiye.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ne alakası var?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bir de siz, bakın, şu anda edep dışı bir şey söylüyorsunuz. Beni vatan haini diye söylüyorsunuz. Ben bunu güvenerek söylüyorum.

MUSA ÇAM (İzmir) - Demokrasiye ihanet.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Belki, yarın yavrularınız veya çocuklarınız, akrabalarınız "Sen bunu niye böyle yaptın? Katkı sağlamadın." diye sizleri eleştirecek.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Önerge versek kabul edecek misiniz?

BAŞKAN - Arkadaşlar...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onun için, değerli arkadaşlar, şurada bulunan bütün milletvekillerinin millî irade için çalıştığını, seçildiği halkın temsilcisi olduğunu...

Osman Aşkın Bak...

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Peki, önergenizi arkadaşlar... Ya, o kadar kesin pazarlıkçısınız ki Allah aşkına, "Önerge versek kabul edecek misiniz?" Yani, bizim metnimize, gördüğünüz metne "Külliyen hayır." diyorsunuz, bizim görmediğimiz önergeyi "Kabul edecek misiniz?" diye soruyorsunuz. (Gürültüler)

BAŞKAN - Arkadaşlar...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, değerli milletvekilleri, ben, katkı sağlayan bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte de inşallah... Yani hakikaten uzun süre dinledik katkı sağlayan milletvekillerimizi, eğer bunu fiilî katkıya dönüştürdükleri takdirde bizim daha büyük bir dikkatle dinleyeceğimizi ve ciddiye alacağımızı ifade ediyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.