KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikli olarak Sayın Bakanımızın doyurucu açıklamaları münasebetiyle kendilerine teşekkür ediyorum. Ondan önce konuşan Değerli Milletvekilimiz, Komisyon üyemiz Murat Emir Bey'in de uzunca açıklamaları oldu, kendilerine teşekkür ediyorum. Bununla beraber, konuşmama iki noktada atıf yaparak bir beyanda bulundular. Bu beyanların tutanağa doğru geçmesi, bir yanılsamanın vaki olmaması adına bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissediyorum.

Ben görüşmelerin 3'üncü gününde söz aldım. İlk iki gün çok değerli CHP'li, HDP'li milletvekili arkadaşlar uzunca bir süre görüşlerini aktarmışlardı. Ben ilk defa 3'üncü gün söz aldım ve özellikle 2'nci gün çeşitli muhalefet partilerinin "İktidara mensup Komisyon üyelerinde bizi ikna çabası görmüyoruz." şeklindeki tatlı serzenişlerine cevap olması açısından kendi paradigmamızı, kendi temellendirmemizi, 1876 Anayasa hareketleri ile siyasi tarihimiz ve anayasa tarihimizle ilgili kısa, tarihî derinlikli bir açıklamada bulundum. Bu çerçevede de tabii ki 1876 Abdülhamit döneminde -bir güzelleme falan da yapmadık, gerçekleri tespit ettik büyük bayındırlık faaliyetleri yapıldığından hareketle- Abdülhamit'in muhaliflerinin o zamanki tarihte, o günkü siyasi konjonktürde kendilerine "müstebit Padişah" dediklerini; yüz yıl sonra da bugün yine "diktatör Cumhurbaşkanı" diye birtakım nitelendirmelerde bulunulduğunu, dolayısıyla o günkü süreç ile bugünkü süreç arasındaki bu irtibatı anayasa tarihimiz ve siyasi tarihimiz açısından bugünlere getirmek suretiyle, tarihî önemli dönüm noktalarını da vurgulamak suretiyle ve özellikle 1897 yılında Abdülhamit döneminde İsviçre'nin Basel şehrinde yapılan bir kongrede alınan kararın daha sonra 1909'da Abdülhamit Han'a yapılan darbeyle ilişkisini, ondan sonra darbecilerle iş birliği yapan kişilerin Türkiye'nin Osmanlı yönetimine gelerek 1912, 1914, 1916, 1917, 1918 vesaire, efendim, Balkan Harplerini, Birinci Dünya Savaşı'nı, Balfour Bildirgesini vurgulayarak bugünlere getirdik değerli arkadaşlar ve orada hiçbir cümlemizde -tutanaklar burada, konuşmamın 26 sayfalık tutanağı burada- 1876 Anayasası ve 1908 Anayasası'yla ilgili hiçbir şekilde beğenmediğim ve küçümsediğime ilişkin bir beyan yok. Sayın Murat Emir 1876 ve 1908 Anayasalarını beğenmediğimiz ve küçümsediğimiz iddiasında bulundu. Böyle bir ibare yok, tutanakları okuyabilirim arzu ederseniz ama onu tutanaklara havale ediyorum.

İkinci konu da...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani beğeniyor musunuz 1876'yı, beğenmiyor musunuz?

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - ...bu tarihî gelişimi anlatırken son Osmanlı Mebusan Meclisinin 28 Ocak 1920'de, İstanbul'da toplandığında almış olduğu kararın Millî Misak'la ilgili olduğunu ve cumhuriyetin temellerini atan Gazi Meclisimizin 23 Nisan 1920'de açıldığında son Osmanlı Mebusan Meclisinin almış olduğu bu millî yemini aynen tekrar ettiğini, son karar ile ilk karar arasındaki, Osmanlı ve cumhuriyet arasındaki geçişgenliğin ve tarihî devamlılığın vurgusunu yapmaya çaba göstermiştim. Bunun dışındaki atıflar doğruyu, gerçeği belirleyen atıflar olmadığından bu açıklamayı yapma ihtiyacını hissettim.

Teşekkür ediyorum.