KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yani, şöyle bir şey söyleyeceğim: Sayın Başkanım, bir kez, Anayasa Komisyonu gibi bir Komisyona Başkanlık yapmak gibi tarihî ve fevkalade önemli bir görevi yerine getirirken daha ikinci günün başında, gösterdiğiniz sabırla ilgili bir vurgu hiç yerinde değil, onu söyleyeyim. Biz sizden çok daha geniş sabır ve çok daha uzun süreler hepimizin hukukunu gözetecek bir yönetim bekliyoruz. Bunu açıkça söyleyelim.

BAŞKAN - Sizin sabrı gündeme getirmeniz üzerine getirdim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Evet, evet.

Biz meseleyi hepimizin sabrını zorlayacak yağmur gibi usul tartışmalarıyla burayı kitleme niyetinde olmadığımızı söylemek için söylüyorum. Ama, şunu da yapmayın Sayın Başkan, birincisi şu: Söylediğiniz sözün içinde kendi içinde bir çıkış yolu var diye gördük, umutla da döndük, anlamaya çalıştık. "Her ne kadar oylamayı yapmış olsak da nasılsa geneli üzerindeki görüşmelerden sonra maddelere geçilmesi konusunda arkadaşlar hepsini birden yeniden değerlendirecekler." dediğinizde belki hepimiz şunu düşünebiliriz: Maddelere geçilmesi sırasında Anayasa'ya değişiklikle ilgili ifadeler de değerlendirileceğine göre... Ama, burada şöyle bir şey yapmanız lazım o zaman, yapın onu, burada bu mesele daha çok uzamadan, gerilmeden çözülsün: Dünden söz talep eden 4 arkadaşımız var. O arkadaşlarımıza sırasıyla sözlerini verin. Biz arkasından Anayasa'ya aykırılık oylamasının yenilenmesini talep etmeyelim. O 4 arkadaşımızın bugün ifade edeceği sözler, geneli üzerindeki görüşme sözlerinden ayrı olsun. Onlara, yeniden geneli üzerinde ilerleyen saatlerde veya kalırsa yarın söz alacaksa "Sen geneli üstünde konuştun." demeyecekseniz bu 4 arkadaşımıza dünden talepleri...

İSMAİL AYDIN (Bursa) - Pazarlık yapıyorsun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ben teklifimi söylüyorum, öneri söylüyorum. Başkanlık böyle önerileri alarak, dinleyerek olur.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Emir kipiyle cümle kullanıyorsun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ya, ne alakası var?

İSMAİL AYDIN (Bursa) - Pazarlık yapıyorsun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Beyefendi, pazarlıktan falan bahsetmiyorum da yapacak olursam alasını yaparım, yolda da kalırsın. Sayın Başkanla yaptığım iş o değil. Sayın Başkana Cumhuriyet Halk Partisinin fikirlerini söylüyoruz. Bir çıkış yolu bulabilir miyiz diye bakıyoruz. Pazarlık yapacak olsam başka bir şekilde yaparım. Onun alasını da bilirsiniz. Aslında, hak edilen başka bir cevap var da bir başkalarına mağduriyet yaratacak, ondan bir şey demiyorum.

Sayın Başkanım, özür dilerim de burada bu 4 arkadaşımızın dünden ve herkes de biliyor ki, siz de kabul ediyorsunuz ki hak ettikleri ama saat sınırlaması yüzünden ve en sonunda işte, Bülent Bey'in başta itiraz ettiği, doğru bulmadığı şekilde kapatılan bir oturum var.

Bu arkadaşlarımıza birer söz verin görüşlerini dile getirsinler; onlar zaten dünden kalan konuşma haklarıyla görüşlerini, Anayasa'ya aykırılık noktasındaki ifadelerini kullansınlar makul süre içinde ve sonra geneli üzerinde görüşmelere geçtiğimizde de geneli üzerindeki söz hakları baki kalsın bu meseleyi daha fazla uzamadan çözelim diye bir öneride bulunuyorum; bunu da bir pazarlık olarak, bir tehdit olarak da ifade etmiyorum, günün ilk saatlerinde karşılıklı çözüm arayışına böyle bir katkı sağlasın diye söylüyorum.