KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Şimdi, bundan bir süre evvel çıkartılan maddeyle düzenleme yapıldı. Ondan önce kamuoyunda şöyle bir, "Zorunlu trafik sigortası primleri çok arttı, herkes çok rahatsız, taksiciler böyle." Sürekli bunlar yazıldı çizildi, büyük bir kamuoyu oluşturuldu. Çünkü bu olayda etkilenen taraflardan bir tarafı çok ses çıkaramıyor, kamuoyu falan oluşturamıyor, derneği filan yok, parası da yok, gazete ilanı da veremiyor, televizyon programında ısmarlayamıyor filan. Büyük bir şey oluşturdu, herkes bize sordu: "Ne zaman çıkartacaksınız? Trafik sigorta primleri acayip arttı, işte, yüzde 50 düşecek, aman bir an evvel çıkartın." Sonra geldik burada baktık, inceledik, vatandaşla ilgili hiçbir şey yok. O zaman söyledik, sigortacıların temsilcisi de buradaydı, "Bu sigorta müşteriyle ilgili bir iş değil, trafik sigortasını yaptıranlarla ilgili bir şey değil. Bu yansımaz." dedik. Yok, büyük bir şeyle çıktı ve o müşterilerin ya da trafik sigortası yaptıran taraflardan birinin temsilcileri filan burada yoktu, onlar sesini çıkaramıyor. Şimdi, yine, aman, gözüm de yaşardı, yerli sanayiyi korumak üzere araştırmış etmiş, belli ki sigortacılar yeni bir şey getirmiş burada, biz de burada yasalaştıracağız. Yani bu doğru da olabilir, gerçekten de yerli sanayiyi destekleyebilir, bütünüyle karşıyım anlamında söylemiyorum ama yasa yaparken gerçekten... Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri tamam, bir seçim bölgesinden seçiliyor ama bütün Türkiye'yi temsil ediyor ve bir de bu devlet işine geldiğimizde esasen zayıf olanların hakkını, hukukunu korumakla görevliyiz biz, kendi kamuoyu, lobi yapma imkânı olmayanların hakkını, hukukunu korumakla görevliyiz. Yani lobilerle güçlü olanlar ses çıkartarak, baskı yaparak, kamuoyu oluşturarak yasa maddesi çıkartmamalıyız. Burada böyle bir şey hissediyorum ve ciddi bir şekilde rahatsız oluyorum.

Teknik şeye gelince, bu netice itibarıyla bir sözleşme yapılıyor Sayın Bakan, iki taraf. Ben zorunlu trafik sigortası yaptıracağım, kanun böyle, yaptırmak zorundayım. Şöyle bir şey olabilir burada: Herhangi bir durumda ta sözleşmede "yerli ya da orijinal parça" diye bir sözleşme yapılabilir. Orijinal parçayı isteyen, ne bileyim, 25 kuruş daha fazla ödeyebilir yani bunu şey olarak söylüyorum, böyle yapılır, yapılmaz olarak söylemiyorum ama uzun süreden beri bu Türkiye Büyük Millet Meclisinde gördüğüm bu. Bu yasayı güçlülerin lehine yapıyoruz. Güçlü olan geliyor, lobi yapıyor, kamuoyu oluşturuyor, bilgi asimetrisi oluşturuyorlar. Aynen bu sigortayla ilgili yaptığımız değişiklikte sanki garibanların, taksicilerin, herkesin, kendilerinin hakkı, hukuku korunacak, aman, bir an evvel yasa çıkaralım. Hayır, sigorta şirketlerinin çıkarına bir şeymiş. Yapmayın efendim, böyle bir yatırım, bu şeye girmeyin. O zaman diğerlerinden de çekilin. Buradan zarar ediyorsanız öbür taraftan zaten kazanıyorsunuz. Yani güçlü olanlar için yasa yapılmaz, zayıf olanlar için yasa yapıyoruz.

Bir de bilgi asimetrisi diye bir olay var yani, bu, yasa yaparken çok geçerli. Teknik bir dil kullanılıyor, ne anlama geliyor kimse bilmiyor. Geniş kitleleri ilgilendiriyor, işçiyi, esnafı, garibanı, herkesi ilgilendiriyor ama teknik bir şekilde yapılıyor bunlar bürokrasinin koridorlarında ya da böyle güçlü lobilerin şeyinde konuşuluyor gidiyor, vatandaş ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Böyle demokrasi olmaz. Bugün demokrasinin en büyük düşmanı bilgi asimetrisidir değerli arkadaşlarım, özellikle bütçe hakkı açısından söylüyorum. Buna dikkat çekmek istedim.

Teşekkür ederim.