| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | (2/1504) esas numaralı Kanun Teklifi'nin Anayasa'ya aykırı olması sebebiyle İç Tüzük'ün 38'inci maddesi uyarınca tümünün geri çekilmesine ilişkin önergeler hakkında görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .12.2016 |
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Tabii, gecenin bu saatinde esasen ben geneliyle ilgili görüşlerimi ifade edecek değilim, onu önergelerin oylaması tamamlandıktan sonra ve muhtemelen sabahın ilerleyen saatlerinde -artık bugüne girdiğimiz için- orada ayrıntılarıyla ifade edeceğim ama her 2 milletvekili arkadaşımız da ismimi de zikretmek suretiyle bazı hususlar söylediği için çok kısaca onlara cevap vermekle yetineceğim bu aşamada.
Evvela, Sayın Murat Emir'in gözyaşı metaforu üzerinden söylediklerini yakıştırmadığımı ifade etmiştim biraz önce, o da yakıştığını söyledi. Kendine yakıştırdıktan sonra ben başkaca bir şey söyleyemiyorum o çerçevede, onu ifade edeyim.
MURAT EMİR (Ankara) - İnce dokundurmalara alışacaksınız. U dönüşü yaptıktan sonra alışacaksınız.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Bunu da yakıştıramadım ama siz muhtemelen bunu da yakıştırırsınız, ona da ben gene bir şey söyleyemeyeceğim. Ben her şeye rağmen, buradaki hiçbir milletvekili arkadaşımızı, Komisyon üyelerimiz başta olmak üzere, incitmek istemem. Yani, o çerçevede herkes saygın bir şekilde görüşlerini ifade edecek, saygıdeğer milletvekillerimizin bu düşüncelerinden de biz mümkün mertebe hepimiz istifade etmeye çalışacağız, onları heybemize koymaya çalışacağız. Ondan dolayı da çalışmalarımızın başladığı saat dörtten itibaren de hemen hemen hiç ayrılmadan dikkatlice takip etmeye, not almaya çalıştım, bunlardan da istifade edeceğiz. Ama bunu söylerken de Meclis İçtüzüğü'müzde de açıkça düzenlenmiş, böyle şahsiyatla alakalı tutumlar ince dokundurma olarak telakki edilmez, onu da ifade etmiş olayım.
Öbür taraftan, Sayın Muharrem Erkek'in de söylediği, özellikle ismimi zikrederek bazı hususlar oldu, gene esasa girmeden onlarla alakalı sadece birkaç cümle söyleyip tamamlayacağım, sonra yarın -sabah daha doğru ifadesiyle- geneli hakkında söylerken bunlarla ilgili ayrıntılı açıklamalar yapacağız zaten.
Şimdi, Sayın Erkek, Hükûmet sisteminin aslında başkanlık sistemi olmadığını, parlamenter sistem de olmadığını, yarı başkanlık sistemi de olmadığını söylediği anda tebessüm ettim, çünkü zaten esasen biz de onu söylüyoruz, hatta gene bir gazete mülakatıma atıfta bulundu, orada da ifade ettim, sistem süreç içerisinde tamamlanır, eğer ikmal edilirse kendi adını da kendi koyacaktır. O aklıma geldiği için tebessüm ederken belki de Sayın Erkek farklı değerlendirdi, onun üzerinden de bazı şeyler söyledi.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Yok, ben hukuki değerlendirme yaptım.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Bir defa, seçim beyannamemizi okumuş, burada da zikretti, tutanaklara geçirdi, kendisine ben teşekkür ediyorum, seçim beyannamemizi de okumuş olması o çerçevede önemli bir şey. "116'ncı madde çerçevesinde niye fesih yetkisi veriyorsunuz?" dedi ve sonrasında da kendisi de esasen ifade etti imzayı AKP'nin 316 milletvekilinin attığını söyleyerek.
Şimdi, ben burada şunu ifade edeyim: 116'ncı maddede Cumhurbaşkanına tanınan bir fesih yetkisi var ve sizin ifade ettiğiniz cümleyle sınırlı değil. Belirli durumlarda sadece ve sadece Cumhurbaşkanına tanınan bir fesih yetkisi var ve biz bunun uygulamasını çok yakın bir zamanda yaşadık, öyle sadece Anayasa'da yazıveren bir kural değil. 7 Hazirandan sonra o şartlar tahakkuk etti ve biz o madde hükmü çerçevesinde Cumhurbaşkanının seçimleri yenilemesi kararı, iradesi üzerine Meclis feshedilmiş oldu ve seçimlere gittik.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Hükûmet kurulamadığı için.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - O başka bir şey.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Peki, aynı Anayasa'nın hangi maddesinde şu anda, hâlihazırda Türkiye Büyük Millet Meclisinin Cumhurbaşkanını bir şekilde feshetme yetkisi var? Yok. O mülakatta da ifade etmiştim, yarın detaylarıyla anlatırken de ifade edeceğim ama burada sadece onu söylemekle yetineyim: Burada, Cumhurbaşkanına tanınan bir yetkinin, bunun karşılığında Türkiye Büyük Millet Meclisine de tanınması ve her iki kuvvet bakımından böylesi bir yetki kullanıldığında kendisini de feshetmesi bilinciyle hareket etmesi çerçevesinde tanımlanan bir durum söz konusu. Bu kabul edilebilir, edilmeyebilir, eleştirilebilir, değiştirilmesi için farklı öneriler getirilebilir ama bunun bu çerçevede bilinmesi lazım.
Bir de, yine, yakıştıramadım ama 6 milyon oy aldığımız üzerinden bir değerlendirme yaptınız, bize akıl da vererek esasen yaklaşım ifade ettiniz. Normalde ben o tarzı da sevmem ama siz söylediğiniz için ifade edeyim: 6 milyon oy almış olan Milliyetçi Hareket Partisi yani her 9 kişiden 1'inin oyunu almış olan Milliyetçi Hareket Partisi sadece bugün değil, kurulduğu 1969 yılından bu yana tarihinin her döneminde -Mecliste olsun ya da olmasın, hangi kuvvette Mecliste bulunsun bulunmasın- Türk milletinin menfaatleri doğrultusunda inisiyatif almayı tercih etmiştir, bu yeni bir durum değil. Hiçbir zaman seyirci kalmamıştır, tarihinin her döneminde -Mecliste olsa da olmasa da- inisiyatif almayı tercih etmiştir, burada yaptığı da daha farklı değildir.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Yine yapsın işte.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Siz öyle söylediğiniz için, hani, "mukabele-i bilmisil" kaidesi çerçevesinde ifade ediyorum. Bunun karşısında siz... Biraz önce söyledim, Milliyetçi Hareket Partisi 9 kişiden 1'inin oyunu aldı; Cumhuriyet Halk Partisi de cumhuriyeti kuran parti olma iddiasıyla 4 kişiden 1'inin oyunu almak suretiyle ana muhalefet partisi olma sorumluluğunu üstlendi. Böylesi bir dönemde bizim tercihimizden dolayı suçlamak yerine belki şöyle yapılabilirdi.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Suçlamadım Sayın Parsak, çok özür dilerim...
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Yok, yok, ben tamamlayayım Muharrem Bey, ben sizi saygıyla dinledim.
BAŞKAN - Muharrem Bey, müsaade edelim, bir dinleyelim.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Hayır, hayır, ben konuşurken suçlamadım, katkıda bulundum.
BAŞKAN - Tamam da müsaade edelim, bölmeyelim.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Ben katkı yapmak amacıyla söylüyorum, eleştiri amacıyla değil.
BAŞKAN - Tamam, bir dakika, bölmeyelim, dinleyelim Mehmet Bey'i.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - O zaman tamamlayım, yine de söyleyin, yine katkı da yapın.
Şimdi, bunun karşılığında -dediğim gibi- ben bunu tercih etmemekle birlikte siz söylediğiniz için kaçınılmaz olarak ifade etmek durumunda kalıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz 9 kişiden 1'inin oyunu almak suretiyle bu sorumluluğu aldığımıza göre, bir inisiyatif aldığımıza göre siz 4 kişiden 1'inin oyunu almış ve ana muhalefet partisi olma sorumluluğunu üstlenmiş bir parti olarak bu süreçte bu yapı oluştuktan sonra -Sayın Başbakanın 2 defa daveti oldu, Sayın Genel Başkanımızın da 1 defa daveti oldu- pek tabii bu çalışmaların içinde bulunmak suretiyle getirilmiş her öneriye, her teklife her söze bir şeyler söyleyip gerekirse tamamına karşı çıkıp burada yapıldığı gibi çok değerli eleştiriler getirebilirdiniz, bunlarda belki de bazı açılardan netice de alabilirdiniz. En nihayetinde de bunların hiçbirine katılmadığınızı, bunların hiçbirini kabul etmediğinizi ve tamamen ayrı düşündüğünüzü ifade etmek suretiyle siz de ona göre tutumunuzu tayin edebilirdiniz ama onu yapmak yerine iş...
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Şimdi siz akıl veriyorsunuz Mehmet Bey.
LEVENT GÖK (Ankara) - Arkadaşlar, karşılıklı olmasın, bir bitirsin yani.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - İşte, ben "mukabele-i bilmisil" yaptığımı söyledim zaten. Bunu tercih etmediğimi ama kaçınılmaz olarak "mukabele-i bilmisil" yaptığımı söyledim zaten.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Meşru müdafaa sınırlarını geçti ama.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Şimdi ben de ona istinaden o hakkımı kullanıyorum ve diyorum ki: Keşke siz de böyle yapsaydınız. En nihayetinde de, yemek piştikten sonra değil... Şimdi yemek pişti, servise hazırlık var, olur olmaz, nasıl bir tercih olur vesaire ama siz şimdi diyorsunuz ki: "Yemeğin tuzu az, yağı fazla, etli olmamalıydı, acılı olmalıydı vesaire." Ben, hani, o şekilde benzeterek ifade edeyim. Şimdi, dolayısıyla, burada böyle de tercih edilebilirdi, biz buna da saygı duyuyoruz öbür taraftan, bu da sizin tercihinizdir. Biz burada kendi yaklaşımımızla siyasi çerçevesini belirlemek suretiyle sürece etki etmeye çalıştık, kayda değer de... Onları geneli üzerinde anlatırken ifade edeceğim zaten.
Dolayısıyla, hani, bu çalışmalara daha bugün başladık, epey uzun da bir çalışma oldu 16.00'dan bu yana. Yani, daha günlerce devam ettireceğiz, Komisyon çalışmaları bittikten sonra Genel Kurulda da bunun çalışmalarını sürdüreceğiz.
Söylemek istediğim hülasa şu: Şahısla alakalı olarak doğrudan haksız isnatlar, iddialar yerine yaklaşımlarınızı paylaşın. Bunların hepsi kayıtlara geçiyor. "Tabii ki çok önemli tutanaklara geçmesi bakımından..." diye falan da hep söyleniyor. Şimdi, başında dediniz ki: "Başkanlık sistemi değil, parlamenter sistem değil, yarı başkanlık sistemi değil." Sözü bitirirken de "Hiçbir ülke parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmedi, biz burada parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiyoruz." anlamında söylediniz. O karışıklıkları da gidermek lazım ama siz ne söylerseniz söyleyin saygın olmak kaydıyla bizim için hepsinin bir kıymeti vardır ve biz buradan istifade etmeye çalışırız, ondan sonra da buna karşı söyleyeceklerimizi söyleriz. Anayasa'mızın 175'inci madde hükmü açık. Milletvekilleri bu süreci, bu prosedürü tamamladıktan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda yapılacak gizli oylamayla oylarını verecekler. Eğer, yine, Anayasa'nın 175'inci maddesinde belirtilen çoğunluğa ulaşırsa milletimize gidecek, milletimiz de hangi yönde karar verirse versin bunun zaten bizim başımızın gözümüzün üstünde yerinin olduğunu paketin açıklandığı gün bizzat en fazla onu vurgulamak suretiyle deklare ettik. Dolayısıyla, bu süreci böyle işletmekte fayda olduğunu düşünüyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum şimdilik.