KOMİSYON KONUŞMASI

AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tabii, burada arkadaşlarımız özellikle Anayasa'ya aykırılık noktasında başlangıç hükümleri ve ilk 3 maddesine aykırılık noktasında geniş olarak görüşlerini aktardılar. Tabii, şu anda Anayasa değişikliğiyle ilgili kanunun siyasal denetimini ele alıyoruz. Yani anayasal denetiminden önce yasalar çıkarken Anayasa'ya aykırı olup olmadığını... Özellikle, bütün komisyonlarda olduğu gibi, Anayasa'yı koruma anlamında en önemli ve yetkin bir komisyon olan Anayasa Komisyonunda da bu tartışmaların yapılması son derece değerli.

Genel olarak baktığımız zaman, anayasanın bir kurucu irade beyanı olduğunu toptan bir değişiklik olmadan görüyoruz. Bu da anayasa hazırlama tekniği açısından da birçok sorunu ortaya çıkarıyor. Ben, bunu daha önce birkaç yerde söylemiştim "Torba anayasalardan sonra, bir de çorba anayasa geldi." diye. Hakikaten, sistematik içerisinde temel hak ve hürriyetler, yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki görev dağılımları ve daha birçok noktada maalesef, bu Anayasa özetle değişikliklerin getirildiği, sistematik eksiklikler de dikkate alındığında rahatlıkla görülebiliyor.

Özellikle -19 ve 20'nci maddelerde- birçok Anayasa maddesinin değiştirilmesi ve aynı zamanda da bazılarının tamamen ortadan kaldırılması ciddi anlamda problemlerle bizi karşı karşıya getiriyor. Hangi maddenin Anayasa'ya aykırı, hangi maddenin Anayasa'ya aykırı olmadığını dahi ayıklama imkânını çoğu zaman bulamayabiliyoruz çünkü tek bir maddede onlarca maddenin değiştirildiğini görüyoruz.

Şimdi, özellikle, bu, bir rejim değişikliği midir, yoksa hükûmet sistemi değişikliği midir? Bu nokta, gerçekten Anayasa'ya aykırılık noktasındaki görüşmelerin temel tartışma noktası. Anayasa'nın başlangıç hükümlerinde özellikle kuvvetler ayrılığı noktasında bir hüküm var, diyor ki: "Kuvvetler ayrımının devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip belli devlet yetki ve görevlerini kullanmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve iş birliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunur." maddesi...

Değerli arkadaşlar, burada, ayrıca Anayasa'nın özellikle değişikliklerle ilgili başlangıç hükmünde gösterdiği bir nokta var. Bence bu, son derece önemli bir nokta, diyor ki: "Anayasa'nın fikir, inanç ve kararıyla anlaşılmak sözüne ve ruhuna -yani Anayasa'nın ruhuna diyor- bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere." Burada, bütün herkesi bağlayan, bütün devlet organlarını bağlayan, Parlamentonun iradesini, yorum yapma anlamında yol gösteren bence bu tartışmaların içerisindeki en önemli hususlardan birisi. Sadece sözüne bakmayacaksınız diyor, bu Anayasa'nın ruhu neyi gerektiriyor? Burada arkadaşlar, kuvvetler ayrılığı dediğimiz, yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız, aynı zamanda da birbirini denetleyebilen, hukuk devleti ve demokratik özelliklere uygun olarak değerlendirilip yorumlanması gerektiğini özellikle söylüyorum. Ve Türk milletine de bir görev veriyor, diyor ki: "Bu Anayasa Türk milleti tarafından demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur." Ne diyor? Demokrasiye âşık Türk evlatlarından bahsediyor. Yani, bu Anayasa'nın ana unsuru demokrasidir. İşte, bu noktadan baktığımız zaman, ayrıntılarına arkadaşlarımız değindi, yarın da maddeler anlamında bu başlangıç hükümlerini, Anayasa'nın değiştirilemez maddelerinden 1'inci maddeyi, Türk devletinin yönetim şeklinin cumhuriyet olduğuna ilişkin maddeyi ve aynı zamanda da 2'nci maddedeki birçok özelliği sayıyor ama demokratik bir devlet olma özelliğini, demokratik bir hukuk devleti olma özelliğini özellikle koruyor.

Değişiklik teklifine baktığımız zaman değerli arkadaşlarım, egemenliğin Türk milletinden alınıp ve Türk milletinin egemenliğini elinde bulunduran Türkiye Büyük Millet Meclisinden bu yetkinin hem yasama anlamında hem de denetleme ve denge sistemleri anlamında alınıp bir tek kişiye verildiğini görüyoruz. Bu, sadece yasama açısından değil, yürütmenin de aynı şekilde tek bir kişiye, tek bir organa denetimsiz bir biçimde verildiğini görüyoruz.

Yargı açısından baktığımız zaman, bence bu teklifin en sorunlu noktalarından birisi. Yargı bağımsızlığını zedeleyen ve yargının bağımsızlığına özellikle teklifin 1'inci maddesinde "Yargı bağımsızdır ve aynı zamanda tarafsızdır." ibaresi de eklenmiş. Burada, tabii, yargının bağımsız olduğunu, orada ifade etmek , korumak farklı bir şey ama bunu değişikliklerle bağımsız bir yargının hem HSYK'nın oluşumunda hem de mahkemelerin oluşumunda tek bir kişinin mutlak bir belirleme ve aynı zamanda da o tek bir kişinin baskısı altında karar verme durumunda olan mahkemelere ve üst yargıya ilişkin olarak sorunları bu değişikliklerde özellikle görüyoruz. Bu anlamda, 1'inci maddedeki yargının bağımsız olduğunu ifade etmek çok fazla bir önem taşımıyor ve aynı zamanda oraya eklenen "tarafsız olma" ibaresi daha çok yargının tarafsızlığından çok hâkimlerin ve mahkeme heyetlerinin karar vermedeki tarafsızlığıyla ilgili durumdur, bu da zaten Anayasa'mızda hâkimin reddi ve aynı zamanda da bilirkişinin reddi gibi noktalarda da bunlar uygulanabilir.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Siz reddetmiştiniz.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Biz reddetmiyoruz önergemizi.

AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Değerli arkadaşlarım, ayrıntılarına daha fazla girmek istemiyorum gecenin bu saatinde. Ben, teklifin ilk kamuoyuna açıklandığı ve Meclis Başkanına verildiği gün saat sabah beşe kadar bu teklifi inceledim, gerçekten hayretler içerisine düştüm bir hukukçu olarak. Genel olarak aynı eğitimlerden geçen arkadaşlarız, hiçbir hukukçunun bu Anayasa değişikliğinin Anayasa'ya, Anayasa'nın özüne, ruhuna ve normlarına uygun olduğunun söylenmesi mümkün değil, bunu zaten izah etmek de mümkün değil. İlk imza teklifi verenler noktasında konuşan grup başkan vekili zaten bunu çok fazla açıklayamadı, genelgeçer laflarla geçirdi. Ben aslında bu teklifi getirenlerin ciddi anlamda hangi maddede neyi amaçladıklarını ciddi olarak gerekçelerde onu da çok fazla göremedim, açıklamalarını beklerdim.

BAŞKAN - Anlatacağız yarın.

AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Sadece "Yazılı kâğıda imza atılmaz." diye böyle değişik bir ifadeyle geçiştirdi.

Sayın Bakanın teklifle ilgili konuşmalarından da açıkçası ben çok fazla bir şey anlamadım. Öyle bir konuşma yaptı ki sanki bizim önümüze gelen tekliften çok farklı bir teklif varmış gibi bir noktaya getirdi. Onu da özellikle dikkatlerinize sunuyorum.

Ben teşekkür ediyorum hepinize, sağ olun.