KOMİSYON KONUŞMASI

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Tabii, şimdi, 17, 18 ve 19'uncu maddelerle ilgili tabii benim de kısaca söylemek istediğim bir tereddüdüm var yani "Bir paralel devlet mi oluşturuluyor?" şeklinde özetleyebilirim. Hazinenin malları birtakım yerlere uzun süreler verilecek, söylemek istediğim bu. Oradaki tereddütler zamanı gelince konuşulur ama ben özellikle emeklilere otuz yıldan fazla süreler için ödenecek ikramiyeler üzerinde durmak istiyorum.

Birincisi: Anayasa Mahkemesinin kararı 7 Ocak 2015'te yayınlandı. 7 Ocak 2015'ten itibaren kişiler otuz yılın üzerindeki hizmetler için emekli ikramiyesi almaya devam ettiler. 7 Ocak 2015'ten önce emekli olanlar da bu hakkı istediler, kurumlar da bunları reddetti. Niye reddetti? "Anayasa Mahkemesi kararı -Sayın Bakanımızın söylediği gibi- geriye yürümez." şeklinde reddetti. İdari yargıya götürdüler. İdari yargı da şahısların lehinde karar verdi. Dolayısıyla, daha sonra bu mahkeme kararları Danıştay tarafından onaylandı ve kesinleşti. Şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor: Demek ki Anayasa Mahkemesi kararları da geriye yönelik işliyormuş, bu örneğimizde olduğu gibi, işledi de. 7 Ocak 2015'ten önce emekli olup otuz yıldan fazla süresi olanların tamamı hemen hemen ikramiyelerini aldılar. Birinci konu bu.

İkinci konu: 7 Ocak 2015'ten günümüze kadar yaklaşık iki yıl geçti. İki yıl içerisinde mahkemeye giden binlerce kişi -onun sayısını bilmiyorum, sizde var mı, onu da bilmiyorum- 7 Ocak 2015'ten sonra mahkemeye gidenlerin tamamı bu otuz yıldan fazla süreyle ilgili ikramiyelerini aldılar. Kaç kişi bundan istifade etmiştir? Bir de -hani Sayın Cumhurbaşkanının söylediği gibi "Şu anda tulumbada su yok." demişti Kayseri'de bir konuşmasında- biz binlerce kişiye dava masrafı ödedik, binlerce kişiye ücretivekâlet ödedik. Yani paraya son derece ihtiyacımız olduğu bir dönemde bu kanun 7 Ocak 2015'ten hemen sonra gelseydi biz milyonlarca lira tasarruf etmiş olacaktık dava masraflarından ve ücretivekâletlerden dolayı. Çünkü bildiğim kadarıyla bir davadan dolayı herhâlde 500 liradan fazla bir ücretivekâlet var. Bin lira diyelim, 100 bin kişi eğer kazandıysa 100 milyon para demektir, 50 bin kişi ise 50 milyon demektir. Bunlar büyük paralar.

Şimdi, Sayın Bakanım, burada eski tarihlerde emekli olanlar da çok cüzi paralar aldılar. Sayın Zekeriya Hocamız, eski Maliye Bakanımız, üstat bir konu getirdi burada, "80 kuruş falan" dedi. Sayın Bakanım, çok büyük torpil yaptınız siz, 80 kuruş değil; bakın, çok eskiden emekli olanlar -ben listesini de çıkarttım- 6 kuruş, 7 kuruş, 8 kuruş, 10 kuruş alacak olanlar var, gerçekten. Şimdi, benim babam ilkokul öğretmeniydi, otuz üç yıl çalıştı; hesaplattım, babam 40 kuruş alacak. Üç yıl üzerinden çarparsak 1 lira 20 kuruş alacak Sayın Bakanım. Benim babamın beklentisi bu değil. Vatandaşın beklentisi...

Şuraya gelmek istiyorum ben: Şimdi bir kanunsuzluk yapılmış, Anayasa Mahkemesi bunu tespit etmiş: "Bu, bir kanunsuzluk." diyor. Geç de olsa bunu tespit etmiş. Şimdi, mesela ben bazı örnekler çıkardım burada, bir de hesaplama yaptım. Mesela 1/1/1988'de 1'inci derecenin 4'üncü kademesinde ek göstergesi 1200 olan öğretmenin o zaman aldığı otuz yıllık ikramiye 6 milyon 552 bin lira, 1/1/1988'de; 30'a böldüğüm zaman 218.400 lira ikramiye alıyor yıl başına. O zamanki asgari ücreti ben hesapladım -baktık yani- 74.250 lira. O zaman 218.400 lirayı 16 yaşından büyükler için hesaplanan aylık asgari ücrete böldüğüm zaman 2,94 asgari ücret yapıyor, 3 diyelim buna; 2,94 yani bir yıllık emekli ikramiyesinin karşılığı 2,94 asgari ücret. Bugünkü asgari ücretle çarptığım zaman ben -1.300 lira netini diyelim, brüt de demiyorum- 3.822 lira yapıyor. Yani benim öğretmenim 1/1/1988'de emekli olmasaydı bugün bir yıl karşılığı olarak 3.822 lira emekli ikramiyesi alacaktı. Şimdi, biz bu emeklimize kaç kuruş vereceğiz? Sayın Bakanım, 80 kuruş değil, bizim bu emeklimize sizin getirdiğiniz yasayla ödeyeceğimiz para sadece 21 kuruştur, 21 kuruş ödeyeceğiz. Diyelim ki otuz beş yıl çalıştı. Beş yılla çarparsak 1 lira 05 kuruş para ödeyeceğiz biz emeklimize. Emeklimizin beklentisi bu değil; ben size söyleyeyim, açık, net. Ortada bir kanunsuz uygulama varsa, bunun sorumlusu Parlamentoysa, devletse, kimse devlet devletliğini göstermeli. Dolayısıyla, getirilen yasa tasarısı hak, hukuk, adaletle bağdaşmıyor ve meşru beklentiyi, kamu vicdanını tatmin etmez. Bunda vebal var diyorum ben, kul hakkı var diyorum. Burada bizim 25 kuruş, 21 kuruş 1988'de emekli olana eğer biz... Hatta, Sayın Bakanım, daha da ileri giderek başka şeyler söylemek istiyorum. O zaman öğretmenimizin ek göstergesi 1200'dü. Ek göstergeli görevde çalışmayanlar var, binlerce insan var, on binlerce insan var. Mesela hizmetleri veya 5 veya 4'üncü derecenin üstünde emekli olmuş memurlarımız var, on binlerce. Yani bunların hakkını hukukunu nasıl ödeyeceğiz biz? Hani biz garip gurebanın yanındayız ya? Ya bu yasanın Cumhurbaşkanından dönmesi lazım. O zaman garibin gurebanın yanında olmadığımız sonucu çıkar.

Şunu söylemek istiyorum: 7/1/2015 tarihinden sonra herkes mahkemeye gitti, yol yordam bilen, özellikle üst düzey ek göstergesi olan, makam tazminatı olan, emekli hesabına esas görevlerde bulananlar, daha üstlerde diyelim; hemen hemen -şu anda benim tahminim, elimde veri yok ama tahminimi söylüyorum- yüzde 90'ı ikramiyesini aldı. Geride kim kaldı? Garip gureba kaldı. Sayın Bakanım, elinizdeki bilgiler nedir bilmiyorum ama geride kalan yol yordam bilmeyen garip gurebadır. Nedir? Hizmetlidir, bunlar kaldı. Çok cüzi paralar ödenecek. Şimdi, ben yıllar itibarıyla -hani 21 kuruş falan dedim- mesela 1/1/1991'de emekli olan bir hizmetli 93 kuruş alacak, memur 1 lira 31 kuruş alacak. Bu Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna geldi, hakikaten iktidar milletvekillerinden de çok güzel söyleyenler oldu, tabii oylamaya gelince rey vermediler ama kesinlikle güncellenmesi lazım bunun. Hani yıllık 3.822 lira vermezsiniz de 1'in 4'ünden emekli olan bir öğretmene yani bir orta yolun bulunması lazım. Benim söylemek istediğim bu.

Bir başka konu... Çünkü hakikaten burada kul hakkı olacak gibi gözüküyor bana. Şimdi, daha sonra çok cüzi rakamlarla emekli ikramiyesi ödenenler yerel mahkemelere gitti, idare mahkemelerine gitti. Elinizde Danıştay kararı var mı, bilmiyorum. Bu konuyla ilgili Danıştay kararı yanınızda var mı?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Var.

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Danıştay kararını burada tek tek okuyalım. Danıştayın verdiği karar doğru bir karar Sayın Başkanım. Sayın Bakanım Danıştay ne diyor? Danıştay güncelleyecek bakınız ama diyor ki Danıştay: "Bu konuda yasal dayanak yok." Danıştayın kararı bu şekilde. Bunu iyi anlamamız lazım. Geçmiş dönemde de Danıştay kararına sığınıldı. Danıştay kararında diyor ki... Yani yerel mahkemeler hem lehte vermiş hem aleyhte vermiş; "Güncelleyin." diyen var, "Güncellemeyin." diyen var. Danıştaya gelmiş konu. Danıştay da "Güncelleyin." diyenleri reddetti, bozdu, "Güncellemeyin." diyenleri kabul etti. Tek bir karar. Danıştay kararında diyor ki: "Güncel katsayılar üzerinden hesaplanarak ödenmesi yönünde karar verdi ama güncelleyecek fakat yasal dayanak olmadığı için güncelleme yapamıyor." Evet, yasal dayanak yok, ben de onu söylüyorum. Sayın Bakanım, bizim şimdi Milliyetçi Hareket Partisi olarak önerimiz var, "Bunu güncelleyelim." diyorum. Dolayısıyla, Danıştayın yasal dayanak olmadığı için güncellememesini, önergemizi kabul edersek bir haksızlığı, hakikaten meşru beklentiyi, kul hakkını bertaraf edeceğimizi düşünüyorum. Orta yolu bulmamız lazım. Yoksa yani bu kanun çıkacak da geride kalan tamamı, Genelkurmay Başkanı almıştır, Yargıtay, üst yargı almıştır, genel müdürler, müsteşarlar hepsi aldı; yol yordam biliyor, ne getireceği belli; geride yol yordam bilmeyen bir avukata bile gidip zaten eline bir şey geçmeyecek. Dolayısıyla, bizim fakirin fukaranın arkasında olmamız lazım; hizmetlinin, öğretmenin, memurun arkasında olmamız lazım gerektiğini söylüyorum. Önergemiz kabul edilirse bir orta yol bulalım, oturalım konuşalım. Danıştayın kararına uygun şekilde yasal dayanak olur bu, güncelleriz. Devletimiz büyük bir devlet. Geride çok büyük meblağlar yok. Siz mesela etki analizinde "360 milyon" demişsiniz, belki bu tamamı içindir, bilmiyorum ben ama geriye çok büyük paralar kalmamıştır çünkü hakikaten yol yordam bilen -bunu ısrarla söylüyorum- herkes parasını aldı, almayan garip gurebadır. Bu kanun çıkarsa biz garip gurebayı mağdur edeceğiz; açık, net; beddua alacağız, kul hakkı yiyeceğiz. Bunu söylüyorum ben, açıkça söylüyorum yani. Kimse bize hakkını helal etmez. Bu konuda çok telefon alıyoruz biz "Ne zaman çıkacak, ne zaman çıkacak?" diye. Hakikaten köyde, kasabada, ilçede yol yordam da bilmeyen insanlar... Yani benim mesela babam otuz üç yıl ilkokul öğretmenliği yapmış, burada da çok güzel öğrenciler yetiştirmiş, çok önde gelen öğrencileri var, Mecliste de var. Şimdi vereceğimiz para 40 kuruş, 3'le çarp 1 lira 20 kuruş. Bakanım, olmaz böyle bir şey. Beddua alıyoruz, samimi söylüyorum, tekrar tekrar söylüyorum ben. Danıştayın bu kararını açmamız lazım bizim, güncelleyerek ödeme yapmamız lazım. Devletimiz âciz değildir, 50 milyon, 100 milyon... Bakın, biz 50 milyon, 100 milyon belki de avukat gideri, belki dava masrafı ödedik. Bir 100 milyon daha ödeyelim, kamu vicdanını kanatmayalım.

BAŞKAN - Sayın Tor, toparlar mısınız.

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Toparlıyorum Başkanım. Çok teşekkür ederim.

Ha, çok yüksek bir meblağ mı çıkıyor? Bilmiyorum, siz 360 koymuşsunuz, bence 200-250'si gitmiştir. Taksit, taksit ödeyebiliriz Sayın Bakanım; taksit, taksit ödeyelim. Nitekim kanunda da var, 7.500'e kadar bunu defaten ödeyelim. 7,5 sonrasını taksitle ödeyelim, faizle." diyorsunuz. 2 taksitle, 3 taksitle, bilemedin 4-5 taksitle ödeyelim ama kamu vicdanını kanatmayalım. Söylemek istediğim budur ama...

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Başkanım, son cümlem.

Yani, bunun üzerinde önemle durmamız lazım.

BAŞKAN - Sonra bana "faşist" diyorlar, siz kendiniz bitirseniz, toparlarsanız iyi olur diyorum.

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, bunu güncelleyelim; sizden de rica ediyorum, CHP, Paylan Bey yani siz de, bir orta yol bulalım. Benim söylemek istediğim budur. Devlet büyük devlettir. Hakikaten zaten son dönemde çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz, bir de on binlerce insanı mağdur etmeyelim. Verelim bir yıllığına bin lira ne olacak yani? Taksitle verelim. Taksitle verelim Sayın Bakanım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Tor.

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Ama 21 kuruş, 40 kuruş, 50 kuruş falan bunlar olacak iş değil; yazık olur, günah olur; öbür dünyada yakamıza yapışırlar açık, net.