KOMİSYON KONUŞMASI

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Aslında çok uzun konuşmayacağım ama konuşulanlar hep siyasi retorik olduğu için ben bir hukuki perspektif katmak istiyorum.

BAŞKAN - Ya perspektife gerek yok.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Evet, evet, katayım Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Ya babam, bu makul şüpheyi Türk öğretisi felaket tartışmış ya.

Buyurun, söz verdim.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Hayır, Başkanım, söz verdiniz ama gizli olarak sözü geri aldınız neredeyse, onun için...

BAŞKAN - Yok, yok, buyurun üstadım.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Sayın Başkanım, şubat ayında bir değişiklik yapıldı, değişiklik son derece, özgürlükler bağlamında düşünüldüğünde, özgürlüklerin korunması bağlamında daha ileriye atılan bir adım idi. Ancak buna mukabil ortaya çıkan kişisel özgürlüklerle toplumsal özgürlükler arasındaki menfaat dengesinin pratikteki uygulamalardan kaynaklanan sebeplerle bozulması nedeniyle tekrardan bu yeni düzenlemenin getirilmesine ihtiyaç vardır. Zaten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin birçok kararında da özellikle aramayla ilgili değil ama tutuklulukla ilgili kararlarında dahi burada bizim arama için öngördüğümüz makul şüpheyi tutukluluk kararlarıyla, gözaltına alma kararlarıyla ilgili olarak zaten öngörüyor. Dolayısıyla, evrensel hukuka da bir aykırılık teşkil etmiyor.

Bu noktada değerlendirmek istedim.

Teşekkür ederim.

Ama bir sitemimi de belirteyim: Gerçekten, iki günden beri yeni söz alıyorum Sayın Başkanım. Bir iki dakika söz sarf etmememize müsaade etmek istemediniz.

BAŞKAN - Yok, on dakika, yirmi dakika konuş üstadım.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Bunu söyleyeyim özellikle. Ama gerçek bu.

Sonra, bu arkadaşlarımızın "Burada neden konuşmuyorsunuz?" dediklerinde de, bize bu sözü söylediklerinde de ne kadar haklı olduğunu da ortaya koyuyor.

BAŞKAN - Benim bu konudaki haksızlığımı ve adaletsizliğimi itiraf ediyorum Hakancığım, çok sağ olun.

Ben de Hakan kardeşimden gönülden özür diliyorum.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Yoksa, bu koltuğu herkes doldurabilir burada Başkanım, bir şeyi ifade etmek gerekir.

BAŞKAN - Hay, yaşa, doğru.

Ben gelecek maddede sen istemesen de söz vereceğim Hakancığım. Kesinlikle şey ettim, hassasiyetine pozitif, müspet mukabele ediyorum.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu bir kararı okumamıza bile göz yummuyorsunuz Sayın Başkanım, çok teessüf ediyorum.

BAŞKAN - Yok, okuyun, ben anlayamadım. Yok, Hakancığım, ben demedim öyle bir şey, lütfen oku ya.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Gerek yok Başkanım, tamamladım zaten.

Teşekkür ediyorum.