MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Şimdi, tabii ki, şurada bazı şeylerin altını çizmek lazım. Biraz önce Belma Hanım belki başka arkadaşları itham ederken Komisyondaki bütün muhalefet partilerini ilzam edecek bir açıklama yaptı. Ben, İstanbul gezisi dışında bu Komisyonun bütün çalışmalarına katıldım. İstanbul gezisiyle ilgili olarak da daha önce mazeretimi Sayın Başkana baştan söyledim.

BAŞKAN - Mazeretiniz vardı.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - "Bugün böyle bir program yaparsanız ben buna katılamam." dedim. Şimdi, öncelikle bunun bilinmesini istiyorum.

Ha, bizim, şimdi Komisyon olarak görevimiz nedir? Elbette ki, bunları yapalım, yerinde inceleyelim, görelim, gezelim; bunlara bizim bir itirazımız yok ama Komisyonun kuruluş maksadı neydi? 15 Temmuzda yaşanan darbe girişiminin sebepleri, gelişimi, 15 Temmuz gecesi ve bundan sonra yeni bir 15 Temmuz yaşanmaması için Türkiye'nin alması gereken tedbirleri ortaya koymak. Bu manada da, bu Komisyona dinleme konusunda en az isim listesi veren kişi benim. Bunları ortak olarak belirleyelim. Bu Fetullahçı terör örgütü yapılanması devletin bütün kurumlarına, ordusuna, yargısına, emniyetine bu kadar uzun süre nasıl yerleşmiştir? Mesela bununla ilgili "Başbakanlık bize bir brifing versin, Türkiye'deki istihbaratın hafızası Başbakanlıkta tutulur." dedik, Başbakanlık geldi bize magazin bir brifing verdi. Ondan sonra, bu işin mali ayağını muhakkak ortaya çıkartmak lazım. "Bütün terör örgütleri gibi FETÖ terör örgütü de çok büyük bir mali kaynak kullanmıştır." dedik, bu nasıl ortaya çıkartılacaksa... Bu konuda yaptığımız nedir arkadaşlar? Fetullahçı terör örgütünün mali kaynaklarının ortaya çıkartıldığını Komisyon üyeleri olarak kabul ediyor musunuz? Siyasi ayağı bunun nereye gitmektedir? Bununla ilgili biz ortaya bir şey çıkartabildik mi? Efendime söyleyeyim, yurtta sulh konseyinin kimlerden oluştuğunu ortaya çıkartabildik mi? Biraz kendimizi de sorgulayalım, biz bu millete hesap vereceğiz. Koca koca Genelkurmay Başkanları geldi burada dedi ki: "Biz, şimdiye kadar yaptığımız Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla ihraç olaylarında MİT'in raporlarını esas aldık, bununla ilgili bize bir tane rapor gelmedi." Şimdi, ya bu Genelkurmay Başkanları yalan söyledi burada ya da MİT o istihbaratı vermedi. Bunun ne olduğunu ortaya koyacağımızda bizim muhatabımız kimdir arkadaşlar? Allah aşkına, yani, şimdi, bu kadar dar zamanda, ben, siyasi polemiklerle bizim sorumluluğumuzun üzerimizden kalkacağına inanmıyorum. Bizim sorumluluğumuz bunları yerine getirebilirsek ortadan kalkar, yoksa biz o şehitlere, o gazilere ve milletimize, yarın Türkiye'de buna benzer bir olay yaşanırsa o olayları yaşayan bizden sonraki nesillere bunun hesabını veremeyiz. Ben bu sorumlulukla bugüne kadar çalışmaya gayret ettim ama aynı karşılığı Komisyon Başkanlığından bulduğumu kabul etmiyorum.

Teşekkür ederim.