| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyonun İstanbul'da yapacağı çalışmalara ve Ankara'da yaptıkları çalışma ziyaretlerine ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .12.2016 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hem bugünkü açıklamalarınız hem gelen evraklarla ilgili detaylı inceleyip daha sonra da beyanda bulunacağız, açıklamalarımızı yapacağız. Yalnız, şimdi, Sayın Başkan, şöyle bir durum söz konusu: Bize hafta sonuna ilişkin program geldi; cuma, cumartesi, pazar. Şimdi, bu program salt bu hâliyle tartışılır bir hâle gelir. Yani, biz Komisyon olarak çalışmalarımızı bu ve benzeri çalışmalar üzerinde yoğunlaştırdığımız zaman tartışılır hâle gelir kamuoyunda ve şu olur: Komisyonun ana kuruluş amacından ve bağlamından koptuğu yönünde kamuoyunda da güçlü bir irade ortaya çıkar. Neden? Çünkü, Komisyonun kuruluş amacı, hepimizin bildiği gibi, 15 Temmuz darbesini araştırmak, en başta 15 Temmuz özelinde o gece yaşananları araştırmak; iki, yine 15 Temmuza giden süreçteki bu FETÖ'nün bu gücü nasıl elde ettiğine yönelik verilerin tespiti, bunların kamuoyuyla paylaşılması ve Komisyonun çözüm önerileri. Şimdi, bunun için biz daha evvel aslında hem yazılı hem sözlü defaatle bahsettik. Bakın, 15 Temmuzu bütün yönleriyle anlayabilmek için bir defa Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Genelkurmay Başkanını, kuvvet komutanlarını, MİT Müsteşarını, İstanbul ve Ankara darbenin, darbecilerin yoğun faaliyette bulunduğu iller olması nedeniyle İstanbul ve Ankara belediye başkanlarını, bazı darbeci, darbeye katılan isimleri, tutuklananları ki buna yönelik daha önce talepte bulunduğumuzda şöyle bir karar alınmıştı, itirazlar da bazı arkadaşlar tarafından dile getirilmişti yani yargıya müdahale olabileceğine yönelik ancak Meclis çatısı altında tek kurulan komisyon bu Komisyon değil, geçmiş dönemdeki kurulan komisyonların çalışmalarına baktığımızda mesela Soma Komisyonu tutuklanan isimleri gidip cezaevinde ziyaret etmiş. Kaldı ki Mecliste kurulan İnsan Hakları Komisyonu dinlemiş, ondan sonra, gidip de Meclisteki İnsan Hakları Komisyonu Cezaevi alt komisyonu birçok tutukluyla cezaevinde görüşüyor. Şimdi, dolayısıyla, bu kısımları, ilk etapta bunları, eksikleri yerine getirmek lazım.
İki: Bu gücü nasıl elde ettiğine yönelik... Bakın, daha önce biz daha güncel isimleri bildirdik ama dilerseniz şunu da yapabiliriz: Hiç ayrım yapmadan ki üç dört tane temel noktada örgütlendiklerini biliyoruz işte adliye, mülkiye, askeriyede vesairede o nedenle şu anda hayatta olan tüm Adalet bakanlarını, tüm İçişleri bakanlarını, Millî Savunma bakanlarını, Genelkurmay başkanlarını yani dinlememiz elzem çünkü asıl faaliyetleri, kadrolara yerleşmesi buralarda olmuş, tehlikeli boyutu buralarda olmuş yani Türkiye genelinde belki geniş bir ağa yayılmış olabilirler ama darbeyi yapabilecek güce erişmeleri bu vesilelerle ortaya çıkmış. Dolayısıyla, bu isimleri davet edip Komisyon olarak dinlememizi de yine ben elzem olarak görüyorum.
Bir diğer nokta, yine yüksek yargıya ilişkin hakkında işlem yapılan, tutuklanan, kadrolaşmasında faydası, katkısı olan, bu yapıya güç veren isimlerin yine dinlenmesinde fayda var.
Sonra, bazı konuları da biz tanıklar geldiğinde dile getirdik, mesela daha önce polis akademisinden bir müdür yardımcısı geldiğinde bize çok önemli belgelerin olduğu bir çuvaldan vesaireden bahsetti. Bunu ibraz etmesi konusunda siz de beyanda bulundunuz. Mesela bunun sonucu ne oldu yani iddiası gerçek dışı mıydı, gerçek miydi, bir sonucu var mı? Ve gelen emniyet müdürlerine ben şunu hep soruyorum: Darbeye katılan, aktif katılan, darbeci safında yer alan polis sayısı o geceye özel, sayı çok fazla ama sonrasında tutuklanan polis sayısı çok daha üzerinde yani darbeci polisten polis sayısına bir baktığımızda FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan polis sayısı arasında fark var. Şimdi, bunlar darbeciyse ya da FETÖ üyesiyse darbeye neden fiilen katılmadı? Şimdi, tespitler doğru da olabilir yani yargının emniyete yönelik yaptığı tespitler doğru da olabilir ama bu çelişkileri de gidermek lazım. Şimdi böyle olunca da burada yapılmayanlar özelinde baktığımızda yapılacak olanları da tartışılır hâle getiriyor. Belki biz bütün bunları yaptıktan sonra Komisyon süreli çalışıyor, bu süreler içerisindeki kalan zamanda benzeri çalışmaları yapabiliriz ama tabii, hafta sonundaki programa baktığımızda şu da bir gerçek: Biz İstanbul Emniyet Müdürünü çağırdık, Büyükşehir Belediye Başkanını buraya çağırmamız lazım, doğrusu bu.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - "Belediyeyi ziyaret." yazıyor, "belediye başkanını" demiyor.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - İstanbul Emniyet Müdürü de yani Özel Harekât Şube Müdürlüğü, Çengelköy İlçe Emniyet Amirliği, bunlar hepsi İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bağlı çalışan birimler, bunlarla ilgili soracaklarımızı ya da genel değerlendirmeyi burada Emniyet Müdürümüz Sayın Çalışkan kapsamlı bir şekilde açıkladı ve o toplantının doyurucu olduğunu da söyleyebiliriz yani o günkü açıklamaları Sayın Çalışkanın açıklayıcıydı oldukça yani samimi bir şekilde bildiklerini anlattı. Dolayısıyla, şimdi, zaman açısından da baktığımızda zamanımız az kaldı şayet uzatılmayacaksa, bir aydan daha az bir süre var söz konusu. Yine bundan sonraki programların kapsamı ne olacak? Ben bunları dile getirdim şundan ötürü: Çünkü yarın öbür gün süremiz de bitip rapor yazım aşamasına geçtikten sonra artık ondan sonra kimsenin bu eksikleri giderme şansı olmayacak ve dört partinin ortak kurduğu Komisyon amacına eksik, tam olarak ulaşamamış olacak. Ben bu nedenle Komisyon üyesi olarak bu itirazlarımı dile getirmeyi uygun buldum.