FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, ben de kıymetli TOKİ Başkanına ve yönetim kurulu üyelerine hoş geldiniz diyorum.

Başkanım, şimdi, birinci konu: Geç teslimler nedeniyle açılan davaların yüzde 98'inin idare lehine sonuçlandığı şeklinde bir bilgi var ve bunun neticesinde de tabii tazminatlar ödüyoruz biz 2010'dan başlayarak. 20,7 milyon ödemişiz 2010 yılında, 2011 yılında 54,4 milyon ödemişiz, artmış; 2012 yılında 35,4 milyon ödemişiz, 2013 ve 2014'te de bu rakam düşmüş ama toplamda 2010'dan 2014 sonuna kadar yani beş yılda bizim ödediğimiz para 130,1 milyon TL'ye ulaşmış. Şimdi, tabii, olur mu? Olur. Ancak, şöyle bir konu: Bununla ilgili bir inceleme, araştırma yapıldı mı? Yani, bu davaların hepsi bir anda açılıp bir anda aleyhimize neticelenmiyor. Tabii, şunu söylemek istemiyorum ben... Daha sonra, mesela, burada bir tablo var, o tablodan da bahsedeceğim ama neden böyle oluyor? Yani, kötülemek amacıyla söylemiyorum da hani, burada konuşalım, tartışalım. İşimizi iyi yapmıyor muyuz? İhale dosyalarımızı iyi tekemmül ettirmiyor muyuz biz? Eksik mi oluyor, noksan mı oluyor? Yani, dava açanlar da bu eksik noksanlardan mı istifade ediyor? Diyelim ki biz eksik yaptık, noksan yaptık, yanlış yaptık; bir sonraki ihalede bunu telafi etmemiz lazım değil mi? Yani, bundan ders çıkarmamız lazım. Çünkü, çok ciddi şeyler yani yüzde 98 büyük bir rakam. Burada bir hadisi şeriften bahsetmek istiyorum, diyor ki: "Akıllı mümin aynı delikten iki defa geçmez." Hepimizin bildiği bir şey. Yani, ihtiyatlı olacağız, tedbirli olacağız değil mi? Bir defa yanlış yaptıysak onu bir daha tekrar etmememiz lazım. Bir dosyada bir yanlış yapıldıysa müteakip dosyalarda bu yanlışları yapmamamız lazım bizim. Veyahut, biz TOKİ olarak -madem yüzde 98 idare aleyhine sonuçlanıyor- bu konuda bir inceleme, araştırma, soruşturma yaptık mı? Veyahut -işte, toplamda beş yılda 130,1 milyon TL'ye ulaşmış bizim ödediğimiz tazminat tutarı- kusurlu var mı? Yani, bu konuda mesela soruşturma da yapılmış mıdır? Sayın Başkanım, bunu da öğrenmek istiyorum ben. Ciddi bir rakam, 130 milyon çok büyük bir rakam. Diyelim 2010 yılında açılan davaları kaybettik, 2011'de bizim bunları minimuma indirmemiz lazım, 2012'de sıfıra doğru gitmesi lazım yani trendin düşmesi lazım ama tabloya baktığımızda biz, açılan davaların, işte, tabloda da var... Mesela, şöyle de bir şey diyor, bir bilgi daha burada: "Özellikle eksik ve kusurlu işler nedeniyle tazminat talebiyle açılan davaların sayısında yıllar itibarıyla artan bir seyir görülüyor." Doğru. "Özellikle bazı bölge ve projelerde yoğunlaşan davaların yüklenici firma yapım kusurlarından ve idare adına denetim görevi yapan müşavir firmaların görevlerini gereği gibi yapmadıkları nedeniyle ortaya çıktığı anlaşılmış." Yani, iki konu firma kusurlarından. Firma kusurlu, bizim adımıza denetim yapan müşavir firmalar var. Denetim görevlerini gereğince yerine getirmemişler ama davaları hep biz kaybediyoruz. Neden biz kaybediyoruz değil mi? Yani, kaybedebiliriz, illa kazanacağız diye bir şey de yok ama bunun idarenin aleyhine olması, çok büyük bir oranda yani yüzde 98 oranında idarenin aleyhine olması çok kötü bir durum. Bu konuda karnemizin zayıf olduğunu söylüyorum Sayın Başkanım. Karnemiz gerçekten zayıf, yüzde 98. Yüzde 100 diyelim yani gelen, dava açan TOKİ'den davayı kazanmış. O zaman şu ortaya çıkıyor: Bizim yaptığımız ihalelerin yüzde 98'i kötüymüş. Öyle demiyorum ama bunun neticesi, onu söylemek lazım. Böyle oldu diyelim, bunları telafi etmek için eksiğimiz nedir, kusurumuz nedir, noksanımız nedir, kasıt var mıdır, ihmal var mıdır; bunlarla ilgili bir araştırma, inceleme yaptık mı? Veyahut, bu tazminatlara sebep olanlar hakkında bir soruşturma yaptık mı? Birinci konu bu.

İkinci konu da dava konularıyla ilgili. Sayın Başkanım, burada işçi alacakları ve iş kazaları tazminat davaları... İşte, toplam dosya sayısı 1.109 Aralık 2014 itibarıyla, sonuçlananların da 228 lehimizde, 119'u aleyhimizde sonuçlanmış, kısmen kabul var. Burada işçi alacakları ve iş kazaları tazminat davaları hangi sebepten kaynaklanmış? Yani, bizim TOKİ olarak herhâlde bu boyutta bir davaya muhatap olmamamız lazım. Bu acaba bir müteselsil sorumluluktan mı kaynaklandı? Bunu öğrenmek istiyorum.

Bir başka açıklamanızı istediğimiz konu: Suriyeli sığınmacılara TOKİ olarak biz ev verdik mi? Yani, özellikle güneydoğuda cansiperane, her türlü zorluğa göğüs gererek mücadele eden -ülkenin bölünmez bütünlüğü konusunda- gazilerimiz, şehit yakınlarımız dururken Suriyeli sığınmacılara ev verdik mi hazırda? Bunu öğrenmek istiyorum.

Bir de satın alınan konutların taksitini ödeyemeyip takibe giren kişilerin sayısı kaçtır yıllar itibarıyla 2010'dan günümüze kadar; 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yıllarında takibe düşen kişilerin sayısını öğrenmek istiyorum.

Şimdilik bu kadar.

Teşekkür ederim.