| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı c) Emniyet Genel Müdürlüğü ç) Jandarma Genel Komutanlığı d) Sahil Güvenlik Komutanlığı e) Göç İdaresi Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 23 .11.2016 |
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, Bakanlığımızın değerli çalışanları, değerli basın; sizleri saygıyla selamlıyorum.
İçişleri Bakanlığının 2017 bütçesi ile 2015 kesin hesabını görüşüyoruz. Öncelikle, bu bütçenin hayırlı, uğurlu olmasını ve Bakanlık faaliyetlerinin etkin, dinamik, yerli yerinde sonuna kadar kullanımında da bereketli olmasını diliyorum.
Yurdun iç güvenliği ve asayişini sağlamak, kamu düzenini korumak, illerin genel idaresini düzenlemek, mahallî idareler üzerinde merkezî idare adına vesayet makamı olarak nezarette bulunmak ve bu idarelerin gelişimine yardımcı olmak, halkın nüfus ve vatandaşlık işlerini yerine getirmek, muhtemel savaş ve tabii afetler konularında sivil savunma hizmetlerini yürütmek gibi görevleri olduğunu bildiğimiz Bakanlığınızın da size ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Bekaroğlu "Of'a niye gelmediniz?" dedi. Ben bir Of'a geleyim, Sayın Bakanımla aynı dereye bakıyoruz.
Ya devlet başa ya kuzgun leşe. Ülkemiz son yıllarda tarifi zor, acımasız ama anlaşılabilir veya anlamak zorunda olduğumuz kanlı, kirli bir tezgâhtan geçiyor. Ayağa kalkmak, dirilmek, tarihte mazlumların ümidi olmuş, bugün o kapının yeniden ve zor şartlara rağmen yine açılabilecek olmasının görüntüsüne dahi tahammül edemeyen şer odaklarının hedefi olan bir ülkenin iç işlerinin, iç güvenliğinin nasıl karıştırılabileceğini hesaplayanların, hesaplarının ters yüz edilme mücadelesinin iç ayağını teminle mükellef bir bakanlık bütçesiyle ilgili görüş, öneri ve eleştirilerin yanında öne çıkan bu güvenlik mücadelesinin ne kadar önemli olduğunun... Daha ne yapılabilir ki insan kaybımızın, maddi ve manevi kayıplarımızın önüne geçebilelim, hatta hiç olmamasını temin edelim. Bugün burada bu yaklaşımların rakamsal boyutuyla bütçenin önüne geçeceğini zannediyorum. Yaklaşık kırk yıllık PKK terör örgütü faaliyetlerinin kalleş, kahpe, kaçak ve alçak saldırılarının son bir yılda şekil değiştirerek şehirleri çukurla ele geçirebileceği sefil anlayışına bağlı olarak girdiği yapılanma ülkemizi derinden etkilemiş, yaralamış ve çok sayıda güvenlik görevlimizi ve sivil vatandaşımızı şehit vermemize sebep olmuştur.
Bu mücadele sürerken 15 Temmuz akşamı darbe yapmaya çalışanlar, kalkışanlar adına tarihimizin karanlık bir sayfasını oluşturacak hain bir darbe girişimiyle karşılaştık. Gerçi, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Başbakanımız, Hükûmetimiz, siyasi parti liderlerimizin ve milletimizin ferasetiyle Türk milletine vurulmak istenen esaret zinciri yerle bir edilmiş, aynı gece, karanlığının yanında bir güneş aydınlığı olarak tarihte unutulmaz sayfalar arasında yerini almış oldu. İşte bu aşamadan sonra değişen güvenlik anlayışı, değişen terör faaliyetleri çerçevesinde Bakanlığın yukarıda bahsettiğimiz amaç ve faaliyetlerine uygun yoğun bir çalışma temposuna girme mecburiyeti hasıl olmuştur. PKK terör örgütünün DAİŞ'le, PYD-YPG-FETÖ dayanışmasının da hem sınırları kullanmak hem de içeride faaliyetlerine göz yuman payandaları vasıtasıyla şehirlerde bomba, tünel, EYP gibi farklı metotlarla terörü tırmandırma sürecini yaşadık, ciddi sayıda şehit verdik, ciddi sayıda yaralımız var. Ben burada ülkemizin geleceği adına canını feda eden tüm kahraman şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, yakınlarına ve ülkemize de başın sağ olsun diyorum. Tam da burada bütün bu faaliyetlere, kalkışmalara, askeriyle polisiyle bir bütünlük içinde cevap veriliyor olmasının, çukuru kazanların çukura gömülme sürecini de beraberinde getirdiğini ifade etmek istiyorum, umudum ve duamın da tek bir insanımızı bu nankör, bu tür alçak saldırılarda bir daha kaybetmeme noktasında olduğunu ifade etmek istiyorum.
Hiçbir anlayış ülkenin sınırları ötesinde bir hazırlık yaparak sınır içinde bunu kana bulayacak bir eyleme dönüştürecek yapıya, faaliyete karşı koymamızı yadırgayacak, anlayamayacak kadar acuze olamaz. Aksi değerlendirme ve düşünceleri ortaya koyanları bizim de, tarihin de affetmeyeceğini söylemek mecburiyetindeyiz.
Temel hak ve hürriyetleri esas alarak iç güvenlik, sınır, kıyı ve kara sularımızın muhafaza ve emniyetini sağlamak, etkili sınır ve yönetimi ve göç politikalarını oluşturma, kamu hizmetlerinin koordinasyonuyla etkin il ve ilçe yönetimini tesis etme, mahallî idarelerin hizmet standartlarını yükseltme, nüfus ve vatandaşlık hizmetlerini sunma ve sivil toplumu destekleme görevlerini insan odaklı yerine getirme misyonunu gerçekleştirirken hukukun üstünlüğüne dayalı, uluslararası kamuoyu nezdinde Türkiye'nin geleceğini, vakarını koruyarak uygulayacağı plan, programlarını bir vatandaş olarak sonuna kadar desteklediğimi, bu desteği ifade ederken bir milletvekili olarak bunun sokakta konuştuğumuz her vatandaşın gönülden talebi ve desteği olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Eğer insanımız şehidini bağrına taş basarak, gözyaşını içine akıtarak karşılayabiliyorsa devletine olan bu güvenine, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, şehitlik mertebesine olan inancındandır. Bunu başka hiçbir şekilde ve hiçbir şeyle ifade edemeyiz. Bugün burada 2017 bütçesi görüşülürken İçişlerinin istihdam politikasını tartışabiliriz. Tutuklananlardan FETÖ terör olaylarına fiilen karışan var mıdır, yok mudur tartışabiliriz. Darbe girişiminden iki üç ay sonra görevden alınan binlerce emniyet mensubunun o süre içerisinde ne yapıp ne yapmadığını tartışabiliriz elbette. Bunları tartışılması da çok önemli. Ama takdir etmemiz gereken bir husus, bütün bunların olmuş olmasına rağmen, tartışılmasına rağmen, bu sürecin iyiye gidiyor olması, gitmesi için de azami gayretin gösterilmesi. Hem PKK terör örgütünün şehirlerimiz üzerindeki hedef ve planlarının nasıl yerle bir olduğunu hem FETÖ terör örgütünün yapılanmasının her geçen gün nasıl çözüldüğünü gözlemleme imkânımız bulunmaktadır.
AK PARTİ'nin Hükûmet olduğu ilk yıllarda mafya yapılanmalarının hangi boyutta olduğu hepimizin bilgisi dâhilindedir. Tedbirlerle gerçekçi bir mücadelenin nasıl bertaraf edildiği de hatırlamak bile istemediğimiz bir husus. Terörle mücadelede de milletin güven ve desteğiyle inşallah aynı başarı elde edilecek, ülke olarak hedeflerimize yürümeye devam edeceğiz. Bulunduğumuz coğrafya her an diken üstünde durmamızı, gözümüz açık uyumamızı ve tedbiri elden bırakmamayı zorunlu kılıyor. Bakanlığın faaliyet alanını direkt ilgilendirmesi dolayısıyla, sınır ve göç politikalarının da göstereceği performans dünyanın görmek istemediği kadar gerçekçi, reel ve insani yanıyla dikkat çekmektedir. Yaklaşık 3 milyon göçmeni misafir gibi kabul eden anlayışı dünyanın hiçbir ülkesinde göremezsiniz. Bu, tarihî bir miras olarak dünden tevarüs eden bir milletin devletiyle el ele vererek gösterdiği alicenap bir hüviyetin eseridir.
Kendi rahat ve konforlarından taviz vermek istemeyen bir dünyayla karşı karşıyayız. Emperyalist dünya anlayışları için milyonlarca insan ölmüş, onlar için ne gam. Çocuklar ölüyormuş, ne gam. Onlar için sadece o ülkelerin kendi zenginlikleri her şeyden önemli, her şeyin üstünde. Böyle bir dünyada bizim güçlü olmamız lazım, böyle bir dünyada dostlukların artması için çalışmamız lazım, böyle bir dünyada iç huzuru, barışı, kardeşliği en üst seviyede yaşayan ve yaşatan bir ülke olmamız lazım. Bunun için iç güvenlik, sınır güvenliğimizin tehdit altında olmayacağı donanımın, istihbarat, güç, kuvvetin elimizin altında olması yanında her şeyden evvel kardeşlik hukukumuzu pekiştirmek, yarınlar için el ele verebilmeyi de başarmış olmamız gerekiyor. Tam da burada Mehmet Akif'in veciz bir mısrasını da hatırlatmak istiyorum: "Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez."
Bugün her şeyden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz kardeşlik dünyamızın ihyası adına üzerimize düşen her ne ise yapmamız gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum. Kardeşliğin, barışın, huzurun sağlanması yönünde Bakanlığın ortaya koyduğu, koyacağı performansın, eylem planlarının bu ülkenin yarınına çalışmak, yarınına hizmet etmek olacağı aşikârdır. Bütün bu çalışmaları yaparken diğer bakanlıklarla olan hedef, strateji, ortaklık ve iş birliğini de sağlayarak başarılı olmanın yolu bulunacaktır.
Velhasıl, Bakanlığın özgürlükler ve güvenlik arasında kurması gereken dengeyi iyi muhafaza edip kurabilmeyi, koruyabilmeyi başararak üzerine düşen vazifeyi hakkıyla ifa etmiş olacağına inanıyor, 2017 bütçemizin hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyor, hazırunu saygıyla selamlıyorum.