| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri e) Kültür ve Turizm Bakanlığı f) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü g) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü h) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 16 .11.2016 |
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. 2017 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.
Öncelikle, Sayın Bakanım, Bakanlığınıza teşekkürle başlamak istiyorum, onun da sebebi şudur: Önemli bir paradigma değişikliği yaşıyoruz bize göre çünkü biz Nevşehir'de, doğrusu, yakın zamana kadar şunu anlatmakta zorlanıyorduk: "Orta Anadolu'nun 300 bin nüfuslu küçük bir şehri" algısından yani Ankara'dan bakıldığındaki bu algıdan şu anda nüfusunun en az 10 katı ve nitelikli turist ağırlayan, önemli, şu anda da 3'üncü destinasyon olan bir konuma yükseldik ve bu, sizlerin bakış açısıyla değişti. Bunun için teşekkürümüzü sunuyorum ve birkaç konuda fikrimi beyan etmek istiyorum.
Elbette ki iki kısım, ikisi de birbirinden önemli; kültür ve turizm. Kültürle alakalı şunu beyan etmek isterim: Biz çok geniş bir kültür havzasıyız, yani siyasi sınırlarımızın katbekat ötesinde bir algımız var, bunu da ziyaretlerimizde görüyoruz. Acaba ortak yapımlar, ortak çalışmalar, şiir dünyası, sinema dünyası, bu uğurda çalışmalar var mı? Bu konuda eğer bizi aydınlatırsanız memnun olurum.
Süremiz az, o yönüyle direkt turizme ilişkin bölgemizden ve aslında, tüm Türkiye'yi ilgilendiren birkaç tespiti paylaşmak istiyorum. Sinema ile turizmin belki bu çağda, geçmişte olmadığı kadar yoğun bir ilişkisi baş gösterdi. Biz bunu bölgede, mesela Asmalı Konak dizisiyle yaşadık: Sadece bir hafta sonunda -inanın bu rakam doğru- 5 binin üzerinde otobüsün giriş yaptığı, bunların hepsi de iç turizm noktasında ki o da şöyle bir anlam taşıyor: İşte, geçtiğimiz bir yıldır ve belki önümüzdeki yıl da yaşayacağımız, dış turizme ilişkin sıkıntılarımız var veya olacak. Bunun hemen ikamesi iç turizm giriyor. Bu yönüyle, belli turizm merkezlerindeki sinema filmleri, diziler inanın hem yatırımcılara hem bölge insanına çok ciddi bir katkı sağlıyor. Buna bağlı olarak bir çalışma vardı, Ekonomi Bakanlığının da müspet baktığını bildiğim, yine Sinema Genel Müdürlüğünün, Bakanlığımızın da müspet baktığını bildiğim; kısaca film platosu şekliyle basına yansımıştı yani bir nevi serbest bölgeleri andıran bir yapı. Bu çalışmanın devam ettirilmesini ve nihayete erdirilmesini talep ediyoruz Saygıdeğer Bakanım.
Yine, efendim, Yeşilçam, Hollywood, şimdi Bollywood. Yani, çünkü Yeşilçam, evet, 1970'li yıllardan bu yana turizme böyle bir katkı sağladı. Hollywood farklı bir noktada yani onlarla da görüşmeye çalışıyoruz, bu işleri organize eden insanlarla. Artık ülkelerde film çekmek için ayrıcalıkların ötesinde farklı şeyler istemeye başladılar yani işin ahlakını zorlayan şeyler istemeye başladılar ama Bollywood'u değerledirebiliriz diye düşünüyorum. İsmini vermeyim ama bir Bollywood yıldızının Twitter'daki takipçi sayısı 28 milyon ve daha filmleri çekilirken fenomen şeklinde ağızdan ağıza, artık, İnternet ortamında ciddi bir katkı sağlıyor. Biz onlarla da görüşmeler yaptık ama 15 Temmuz, bu kahrolası 15 Temmuz onun da önüne set çekti. Bu konuda Avrupa'nın, Amerika'nın ya da Güney Amerika'nın ikamesi olarak paranın da, ekonominin de yer değiştirdiği merkez anlamında Güneydoğu Asya ve özellikle Hindistan pazarının değerlendirilmesi gerekiyor Saygıdeğer Bakanım ve gerek ülkemize gerekse özelde bölgemize çok yoğun bir rağbetleri var. İki yıl önce Hindistan Cumhurbaşkanını ağırladık ve bizi umutlandıran çok şeyler konuştuk doğrusu. Bu anlamda sinemanın özellikle Bollywood'la ilgili değerlendirilmesini talep ediyoruz.
Şimdi, bir değişiklik artık gözleniyor. Bu fuarların yerini artık bu sanal ortam, sosyal medya ciddi şekilde almış durumda. Bakanlığımızın da bu çalışmasına değinmek istiyorum ve bunu da artırmamız gerekiyor. Bu Turkey Home Projesi var, Seeyou Turkey var bildiğim kadarıyla. Şimdi "blogger"lar var, bu fenomen isimler var. Sanırım yakın zamanda da Türkiye'ye gelecekler, İstanbul'da da bulunacaklar, Kapadokya'da da bulunacaklar. Bu isimleri herhâlde biraz kuvvetlendirmeniz, bu çalışmayı biraz daha yükseltmemiz gerekiyor.
Saygıdeğer Bakanım, bizim önemli bir sorunumuz vardı ki buna Bakanlığımız el attı ve çalışma yürüyor hem hazırunu bilgilendirmek isterim hem de bu çalışmanın hızlanması noktasında katkınızı arzu ediyorum. Şu anda uygulaması Çanakkale'de olan Alan Yönetimi Başkanlığı meselemiz var. Hep biz öyle tarif ederdik doğrusu Nevşehir'de "Yedi kocalı Hürmüz" hikâyesi diye, affına sığınarak söylüyorum herkesin. Çünkü, inanın 5 kilometrelik, 6 kilometrelik 2 belde arasında yol yapmaya çalıştığımızda şu anda 2 kurul, ardından ilgili belediyeler, yer yer özel idare, bazen de Bakanlığın onayı o ölçek planlarla ilgili olarak dolayısıyla 6 kurumun, 7 kurumun onayının gerekmesi gibi çok uzun vadeli bir sorunla karşılaşıyorduk. Bu alan yönetimi meselesindeki talebimiz Kapadokya'yla alakalı devam ediyor. Bildiğim kadarıyla çalışma da şu anda yürüyor. Bunun artılarını ve eksilerini hesaplayarak artık bu tartışmaya bir nokta koymamız gerektiğini düşünüyorum.
Yine, yönetilme sorunu demişken ilk 10'da 3 müze ve ören yerimiz var yani katkısı itibarıyla, Bakanlığa getirisi itibarıyla, ziyaretçi sayısı itibarıyla da. Bu noktada bildiğim kadarıyla İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de ve Antalya'da özel statülü diyebileceğim bir müdürlük uygulaması var yani onlardaki müdür yardımcıları sayısı farklı, uzmanlar farklı. Bu yönüyle de bir talebimiz var Saygıdeğer Bakanım. Bunu da sizlere aktarmak istiyorum.
Yine, tüm Türkiye'ye örnek olacağını düşündüğümüz, Bakanlığınızın çok önemli katkılarıyla bir çalışma başlattık. O da Zelve Paşabağları ismiyle zikrettiğimiz noktada. İşte, bu eski Hindistan görüntüleri diyebileceğimiz sac yapılar yani hediyelik eşya satış yerleri hakikaten yakışmıyordu bu bölgeye. Şimdi orada çok örnek bir çalışma başlıyor. Bunun Türkiye'nin değişik yerlerinde de doğrusu uygulanabileceğini düşünüyoruz. Keza bölgemizde de hem Ürgüp girişinde Üç Güzeller mevkisinde hem Uçhisar Kalesi'nin hemen dibinde başlamasıyla ilgili çalışmamız devam ediyor. Sizlerin de bu noktada katkılarını istiyoruz.
Efendim, bir de bir özelliğimiz var. Bu özellik şu anda Kapadokya turizminin âdeta simgesi hâline geldi ve Türkiye'de başka bir noktada yapılamıyor. Bu da balon turizmi. Yani bunun tabii hava şartları itibarıyla yapılabildiği yerler var ancak orada da görülebilecek bir yer yoksa bir anlamı yok. Mesela İstanbul'da yapılamıyor çünkü bu hava akımı, vesair, teknik sebepler alakalı. Şimdi, bu noktada dünyada birkaç yer var. Bildiğim kadarıyla 5 veya 6, bunun sayısında yanılıyor da olabilirim. Bir uluslararası balon festivalinin Kapadokya'ya çok yakışacağını düşünüyoruz çünkü bunların uluslararası medyada ve turizm camiasında çok ciddi bir geri dönüşü, aksisedası oluyor. Bu bir fikir olarak katkınızı bekleyen ve önemli bir amacımız.
Yine, efendim, sporla turizmi buluşturmak zorundayız. Bu ikisi artık bu çağda son derece sihirli iki kelime oluşturdu. Bu noktada yine bölgemizin içinden geçen keza civar illerimizde de birlikte aynı şekilde kullandığımız Kızılırmak'ın son derece elverişli olduğunu düşünüyoruz.
Yine, efendim, ilginç bir özellik olarak biz de bir de termal turizm var. Yani Kozaklı ilçemiz termal turizmin çok önemli merkezlerinden biri ama bunu Kapadokya Havzası'yla birlikte işleyebilirsek çarpan katsayısı, katma değeri çok daha yüksek olacak. Buradaki temel amacımız Kuzey Avrupalı ağırlıklı olarak ama toplamda ekonomik durumu daha yüksek, nitelikli turist dediğimiz yaşlı turistleri bu güzelliklerle bir araya getirebilmek. Aslında bunların hepsi herhâlde şöyle olabilir: Bu özel turizm bölgelerini -bunu ben kendimce niteliyorum, bunun teknik isminin ne olacağını siz daha iyi takdir edersiniz- herhâlde çalışmamız lazım. Yani birkaç dokunuşla bunlar bütçede de çok ciddi kalemler oluşturmayacaktır ki bunların aslında da geçmişte de bazı çalışmaları da yapıldı. Bu özel turizm bölgeleri bizim hem ekonomimize hem cari açığımıza hem katma değerimize hem de marka değerimize Türkiye'nin marka değerine inanın çok büyük bir katkı sağlayacaktır Saygıdeğer Bakanım çünkü Nevşehir gibi 300 bin nüfuslu bir ilde biz sanayi yapamayız. Zaten hem fiziksel alanımız müsait değil hem sit ve diğer olması gereken -elbette ki kısıtlamalar dolayısıyla- mümkün değil. Dolayısıyla, elimizdekini en nitelikli şekilde işlememiz gerektiğini düşünüyorum.
Yine, efendim, Kayadan Oyma Müze Projemiz, bu da Türkiye'de ilk olacak. Bildiğim kadarıyla 2017 yılı itibarıyla hayata geçecek. Bunun için, katkınız için teşekkür ediyorum. Bu da çok örnek bir uygulama olacak.
Bir de kongre turizmi efendim. Bunların her biri inanın altın yumurtlayan tavuk değerinde. Kongre turizmi noktasında da katkınızı bekliyoruz.
Cümlenin başında söylemeye çalıştığım şeyle noktalayacağım: İç turizm. Bu tür kriz dönemlerinde iç turizm gerçekten âdeta imdada yetişiyor. Bu noktada biraz daha çalışmamız lazım, biraz daha elimizdeki verileri katma değere yöneltmemiz lazım diye düşünüyorum. Şunu da herkese buradan tüm katılımcılara söylemek isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(Oturum Başkanlığına Kâtip Emine Nur Günay geçti)
BAŞKAN - Bir dakika veriyorum Sayın Gizligider.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Çok teşekkür ediyorum.
Aynı gün içerisinde yerin 7 kat altına ve göğün 7 kat üstüne sadece Kapadokya'da ulaşılabilir. O yönüyle herkesi bekliyoruz. Korkan arkadaşlarımıza da söyleyelim, yanınıza biz bineceğiz, rahat olun.
Teşekkür ederim.